KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜ

Adsız Bölüm 160

Kore Mahallesinde yaşarken evin karşısındaki iki büyük, yakındaki bir orta boy ve okul yolumun üstündeki 99 Cent sayesinde alışverişlerimi ucuza yapabiliyordum. Herşey yürüme mesafesindeydi. Her gece hamburger yememe gerek yoktu çünkü bizdeki büyük Carrefoursa'lar gibi büyük marketin içinde fırın bölümü vardı. Hazır pişmiş bütün tavuk, izce uzun francala somun ve Colesaw salata 7 dolar filandı, eğer bir tatlı da alırsan ki orta boy bir yaş pasta oluyordu 12 dolar tutuyordu ve bu menüyü en az iki öğün hatta pastası 3 öğün yiyiyordum, halbuki hamburgercilerde ortalama olarak bir menü 12 dolardı, Mc Donald'ın menüleri 7 dolara geliyordu, In N Out 12-15 dolar, Jack da aynı idi. Ayrıca sabah kahvaltısı için tanesi 99 cent olan karton kutuda hazır pizza alıyordum. Bunlar peynirli pizzalardı ve bir veya iki tanesi kahvaltıda beni doyuruyordu, pizzayı mutfaktaki fırında pişiriyor, bu arada espressomu hazırlayıp mug'a koyuyor ve koşarak yaklaşık 5 dk yürüyerek 7 dk uzakta olan kursa gidiyordum, kahvaltıyı ise 1. dersin teneffüsünde yapıyordum. Her zaman derse 5 dk geç kalıyordum ama bu limit dahilndeydi,

Los Angeles çölde kurulmuş olduğundan musluktan su içilmiyordu. Türkiye'de artık pek çok Anadolu ilçesinde bile ne yazık ki musluktan su içilmiyor ancak gerek Avrupa'da gerekse ABD'nin pek çok büyük şehri dahil ülkenin önemli kısmında musluktan su içilmekte. Benim çocukluğumda biz musluktan su içerdik, en fazla musluğun başına tülbent bağlar onun içine de pamuk koyardık, böylece kum pamukta kalırdı, bu bile 1985'de filan uyguladığımız yöntemdi, ben 1990larda İzmir'de lise öğrencisi iken ve 1992 sonrası Bursa'da üniv okurken okulda yurtta hep musluktan su içerdik, sadece İstanbul'un suyu pisti, 80'lerde dedemi ziyarete geldiğimizde şimdi artık kapatılmış olan Niksar şişe suyu içerdik. Meğer niksar'ın içinde aşırı miktarda nitrat varmış. Türkiye'yi 1995'ten itibaren yaşanmaz hale getirmeye başladık, tüm su kaynaklarını tüketmekteyiz, Avrupa ve diğer Batı ülkeleri halen musluktan su içerken artık köylerde bile pet şişe ve damacana su tüketilmesi üzücü.

LA'da insanlar suya bizdeki gibi yüksek para ödemiyorlar. Öncelikle söyleyeyim, pet şişe su tüketimi çok az, sadece yolda metroda okulda pet şişe kullanılıyor, orada 1 galonluk arıtılmış su 65 sentten satılmakta, 1 dolar da pet şişe depoziti, şişeyi iade edip 1 dolar (bazılarında 65-75 cent) geri alabilirsin. Galonluk pet şişede arıtılmış su ve süt, hatta meyve suyu bile satılmakta. Filmlerde Amerikalılar buzdolabını açıp soğuk sütü galonluk şişeden içmekteler. Her köşe başında olmasa da özellikle süpermarketlerin yanında arıtılmış su satan bankamatik gibi istasyonlar var, mesela 1 galon su 35 sent, 5 galon su aldın mı 1 galonu 25-30 sente geliyor, galonluk, beş galonluk veya 10 galonluk bidonu götürüyorsun, parayı makineye atıyorsun su akmaya başlıyor sen musluğun altına şişeni koymuş oluyorsun, son zamanlardal itrelik yarım litrelik de satmaya başladılar, pet şişen yolda bitti, tekrar susadın, marketten su almak yerine arıtılmış su içiyorsun.

Markette satılan sular gerçek kaynak suları ve hepsi marka olduğundan (Evian gibi) gerçekten pahallılar 1 lt su 1.25 dolar, bazı sular mineralli ,hani bizde maden suyu var ya, işte sodacılar araştırma yapmışlar bizim millet maden suyunu gazlı seviyormuşmuş, bu yüzden bütün maden suları gazoz gibi köpürmekte. O köpürmeye yapan CO2. Çok gereksiz bir gaz, üstelik de sağlığa zararlı. Fakat bizim üçkağıtçı gazete haberlerine bakarsanız maden suyunu bardakta içmeyin şişede için ki CO2 kaçmasın! Kaçsın laynn! Ne faydası var hatta zararlı gaz yapar midede! 

Maden suyu ya da mineralli su, Batı'da normal içme suyu gibi gazsız satılmakta, vatandaş da maden suyunu sadece yazın gazoz gibi içmek yerine yaz kış içerek sağlığını korumakta! Kendinize ya da çevrenize bakın kışın kaç kişi maden suyu içiyor? Niye?Çünkü gazoz gibi yazın içmeye şartlandırıldık, bi de şimdi meyvelisi ve tabii ki şekerlisi çıktı, faydalı bir şey çoktan zarara dönüştü.