Pazar günü Kore'de 1 milyon kişinin katıldığı hükümet istifa gösterisi yapıldı. Cumhurbaşkanı bir kadın ve bu kadın bir falcının lafına göre devleti idare etmekteymiş. Falcı kadının babası ise şamanist bir papazken ölmeden önce Hristiyanlığa geçiyor ve bir yarı Hristiyan yarı şamanist tarikat kuruyor. Bu adam zaten 1990lardan beri şu an ülke lideri olan kadına falcılık yapmaktaymış. Şaman-papaz ölünce yerine kızı tarikat lideri olmuş ve C.başkanı olan kadına falcılık ve akıl hocalığı yapmaya devam etmiş. Devletin her tür işleyişine, siyaset ve ekonomiye müdahale etmekte ve C.başkanının konuşmalarının yazmakta olduğundan halk isyan bayrağını açmış. Kore'deki son 30 sene içinde en büyük gösteriymiş bu.
Günümüzde internet kaynakları Kore'yi demokratik parlamenter bir ülke olarak gösterse de aslında öyle değildir. Ben 1990larda üniversitede Uluslararsı İlişkiler Bölümü öğrencisi iken G. Kore Cumhuriyeti demokratik devlet sayılmazdı. Çünkü aslında G. Kore tarihi askeri darbe ve sivil diktatörlüklerle doluydu.
1950 ler boyunca süren Kore savaşı sonrası iktidara gelen hükümet otokratik (otoriter) yani baskıcıydı. 1960'larda öğrenciler baskılara dayanamayıp isyan edince baskıcı sivil Rhee yönetimi 1961'de askeri darbe ile devrildi ve General Park iktidara geldi. Park ülkeyi demir yumrukla yönetirken ekonomik reform yapıldı ve ihracat başladı. Ancak 1979'da Park zalimliği yüzünden suikasta uğradı ve öldü. Ezilen siyasi kesim c.başkanı olmak için parti kurdu fakat asker yine izin vermedi ve 12 Aralık 1979'da darbe yaptı. 12 Eylül 1980'de de Türkiye'de darbe olması bir tesadüf değildir. İkisini de ABD yaptırmıştı. Darbeci generaller suikast sonucu ölen Park'ın kabinesindeki bir bakanı Chun'u c.başkanı yaptılar. Chun önceki darbecilere bile rahmet okutacak kadar sertti. Ağır bir sıkıyönetim kararı aldı, üniversiteler ve siyasi partile kapatıldı, basına el kondu. Ülke çapında protestolar başlayınca Özel Kuvvetleri Gvangju kentine gönderip tüm halkı sindirdi. 1987'ye kadar Chun hükümeti zulümle iktidarda kaldı, bir üniversite öğrencisi işkence ile öldürülünce tekrar isyanlar başladı. Bu sefer işin içinde Katolik rahipler de vardı. Bunun üzerine ilk kez özgür seçimler yapıldı ve çok az farkla muhalefet liderleri bloğu cbaşkanı oldu. Dünya da bu demokratik girişime destek vererek Olimpiyatlar için Seul'u seçti. 1988 Yaz Olimpiyatları Seul'de düzenlendi. İyi hatırlıyorum çünkü tatilde hep olimpiyat izlemiştik. 1996'da Kore ekonomik olarak büyümeye başladı ve OECD'y üye oldu. Biz Türkiye ise 1961'de kurucu üyeydik zaten.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜ
HumorININININNNNN! Kore Mahallesi'ndeki Türk isimli anı kitabıma kaldığım yerden devam ediyorum arkadaşlar! Yeni başlayan arkadaşlara önce 1. kitabı okumalarını tavsiye ederim. Bu ikinci kitap. Ne yazık ki Wattpad'in azizliği yüzünden 1. kitaba bölüm ekl...