KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜ

Adsız Bölüm 198

Evet, bugün ilginç bir haber vardı, CNN International'ın Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni gezmesine izin verilmiş. Geçen hafta aleyhimize iki kez yayın yapan ABD medyasının görece en tarafsız kuruluşu olan CNN'i parasını vererek lehimize yayın yaptırmak işte istediğim, beklediğim akıl bu. Bu aklı yani lehte propagandayı hep içe kendi halkımıza yapıyoruz, daha doğru dürüst bir yoğun bakım görüntüsü izlemedik Türkiye'den. Halbuki İtalya ve İspanya bunları gösterdi, tabii sefalet olduğu için gösterdiler. Bizde madem sefalet yok hem halkımıza hem de parasını vererek Avrupa, Rusya, ABD, Kanada, Avustralya,Japonya, Kore basınına göstermeliyiz.

Bakın artık dünyada hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Turistler gelecek sene bir ülkeye tatile gideceği zaman o ülkenin sağlık altyapısının yeterli olup olmadığını bilmek isteyecekler. Adam gelmiş deniz kıyısında tatile, salgın patladı, mahsur kaldı, hasta oldu, tedavi edilip edilemeyeceğini bilmek isteyecek artık. İşte burada devlete büyük görev düşüyor. Madem yoğun bakım konusunda büyük başarımız var, dünyanın tüm büyük haber ajanslarına parasını ver haber yaptır ki gelecek yıllardaki turistler ve hatta Türkiye'yi tercih etmeyen turistler bile böylece yaw bu ülke aslında çok güvenliymiş, hastalansak bize iyi bakarlar, gidelim la derler. Valla ben derim. Üste para verseler artık Çin'e, Taylanda'a zor giderim. Hayır Bangog Havalimanının güvenlik müdürü kankam, sürekli diyor ki gel seni istediğin otelde ağırlıyayım, çok ucuza 5 yıldızlı tatil yapalım diyor, hep gideyim diyordum, artık iki kez değil 5 kez düşüneceğim Uzakdoğu'yu. Hatta İspanyol kankam da Taylandlı, Türk, İspanyol üç kankaydık, o da gel Barcelona'ya diyordu. Artık şapsalar gitmem bir kaç sene İspanya'ya.

Hayır, şimdi dinledim Trump efendi yine yellenmiş, el dezenfektanlarını koronadan korunmak için vücudunuza enjekte edin demiş manyak. Şırınga bulamayanlar da hortumla mabadlarından alsınlar dezenfektanı artık. Hayır klorak üreticileri açıklama yapmak zorunda kalmış, la sürmeyin la, sürmeyin vücudunuza geberirsiniz demişler ama dinleyen kim? Trump manyağına inanan çoook ahmak var ABD'de. Hayır, o kadar çok aptal var ki ülkede, bu kadar çok moron, gelişmiş bir ülkede nasıl olabilir yahu diye bizzat biz Türkler dumur oluyorduk. Kimya şirketleri kendi halkını tanıdığından sürmeyin, içmeyin, k.ıçınıza, dami edecekler sonra da yanınca bir yerleri üretici firmayı dava edip büyük para kazanacaklar, firmaları da batıracaklar. Patronlar bu uyarıyı yapmazsa, la Trump dedi işte, sen Amerigan başkanından daha mı iyi biliyon dingil, biz onun lafını dinledik de bi yerimize enjekte ettik, senin malın kötü diyecekler. Patronlar bunu bildiklerinden açıklama yapıyorlar, yoksa isteyen isterse klorak içsin onlara ne!

Şimdi ABD'de bu sağlık ocakları niye böyle 5 yıldızlı hastane ücreti çekiyorlar onu anlatayım. Bir kere ABD, devlet değil, bildiğiniz kabile devleti. Bir Türk bunu anlayamaz. ABD, dünyadaki en geniş adem-i merkeziyetçi devlet. Yani bir kasabadaki insanlar toplanır ve kendi yerel yasalarını yapabilirler. Kimse de napıyon lan demez, çünkü hakkıdır. Hatta ülkede her topluluğun kendi yasasını yapması taa 1700lerden beri hak olarak görülmekte. Çünkü bu insanlar İngiltere gibi lanet bir devletten kaçmışlar. Düşünün Ortaçağ Avrupası'ın her yerinde feodal lord yani toprak ağası, kendi toprağındaki köylü evlendiğinde düğünü basıp adamın karısının bekaretini bozmayı yasal hak, hatta ağalık görevi olarak görmekte. Kimse de gıkını çıkartmıyor. Bıdı bıdı ederse asıp kesiyor, yakıp yıkıyor. Ne din adamını dinliyor ne de kralı. Çünkü kendi toprağında bu hakkı zaten ona kral vermiş. Mahkemeye gitsen kanun böyle diyor papazdan bozma hakim. Mesela meşhur film Mel Gibson'un başrol oynadığı Braveheart bu olayla başlar. Aslında geçen sene İspanyollar kendi ülkelerindeki bu durumu anlatan çok güzel bir Netflix dizisi çektiler. Birazını izledim. Midem kaldırmadı olayı, dizi güzel, aksiyon dolu olmasına rağmen bu olay beni tiksindirdi. Ama düşünün işte Avrupa medeniyeti buydu. İşte Amerikan halkı bu medeniyetten kaçıp geldi. Feodalizm belasından kurtuldular ve kendi toplulukları içinde kendilerine özgü kanunlar koydular.