Bölüm 74

36 4 7
                                    

Ayrıca şunu da ekledim: Bakın korku kitabım 100 bine yaklaştı ama okurlar arasında bir sürü hödük var, ilk aylarda bana çok kişi küfür etti, iyi yazamıyorsun dedi, sen nasıl korku uzmanısın filan dediler. Zaten yorumlarda da gözüküyor. Bazılarını da şikayet ettim. Hollywood'da korku sinemasında uzman olarak çalışıyorum üç beş ergen zibididen laf yiyiyorum dedim. Hem cahil hem hödük hem kıskanç hem de terbiyesizler bu ergenler diye yakındım.

Bir de Kore Mahallesi'ndeki Tük'e bakın dedim. Anca 30 bini geçti ama dedim okurlar çok kültürlü, klas bir okuyucu kitlesi var. Çoğu okur bayan ve lise çağında olmalarına rağmen hepsi ciddi, ağırbaşlı ve hanımefendi şekilde yorum yapıyor, mesaj yazıyor. Oturup onlarla 2 bin karakterlik mesaj yazıp okuyabiliyorum. Niye? Çünkü sizin Kezban diye küçümsediğiniz bu kızlar çoktan aşmışlar, gerçekten yüksek bir kültür seviyesine ulaşmışlar. Kore kitabım çalakalem ve bol miktarda argo olduğu halde hiç bir kimse beni kınamadı. Hiç bir şekilde sanat eseri değil ama hakaret eden olmadı. Halbuki korkuya çoook emek harcadım, 5 yıldır üzerinde uğraşıyorum, küfür edenin bini bir para dedim.

Bu yüzden sizin benim sevgili okur kitlemi Kezban diye aklınız sıra aşağılamanıza da çok üzüldüm diye sitem ettim. Yani genç kızlar yakışıklı ve bakımlı Koreli veya başka milletten oğlanları beğenince Kezban mı oluyorlar diye sordum. O zaman mesela Türk erkeklerini beğenen Rus kızları ne oluyor, ucuz kadın mı?

Bizim erkekler de bakımlı olsalar, günlük olarak sakal tıraşı olup, giyimlerine özen gösterseler, ve bayanlara karşı kibar olsalar bizim kızlar niye bizim oğlanları beğenmesin? Ama her gün okuyoruz işte, her gün kadına şiddet var, cinayetler vaka-i adiye'den, belki de genç kızlar bilinç altlarında artık gittikçe kadına saygısız olan bu ülkeden ve erkeklerinden kurtulmak istiyordur kimbilir?

Üstelik de özellikle sizin ne genç kızlara ne de diğer bayanlara laf etme hakkınız yok! Çünkü hödüklüğünüz yüzünden alayınızın eşi sizi boşamış ya da ayrısınız. Kamp geceleri sızlanıp duruyordunuz. Alayınız loser (kaybeden) takımındansınız ama hala akıllanmamışsınız. Evde eşinize iki tatlı söz söylemezsiniz, akşam bari haftada 1 eve çiçek alıp götürmezsiniz hiç olmazsa ayda bir eşinizi dışarıda başbaşa yemeğe çıkartmazsınız, ne bileyim sinemaya tiyatroya gitmezsiniz, gidecekseniz illa yanınızda çocukları götürürsünüz yani her şeyi ya çocuklar ya kendiniz için yaparsınız ama evdeki eşinizin de insan olduğunu nedense hep unutursunuz. Unutmak çok işinize gelir çünkü dedim.

Tabii bu bel altı laf çakma elemanları şok etti. Biri cevap vermeye kalktı, peki biz böyleyiz de sen nesin dedi. Valla bilmiyorum ama şu tipsiz şiş göbek halimle, hepinizin toplamının iki üç katı kızla çıkmışımdır hem de bu halimle dedim. Kızlar hep paranıza ya da tipinize bakmıyor ki, nazik, kibar, hoş sohbet olmanıza da bakıyor. Mesela sen dedim süper pinti adamsın, cebinde akrep var, sürekli her şeyi bize ödetiyorsun. Daha iki gece önce kamp ateşi başındayken, geçen aylarda yemeğe götürdüğün kıza gelen hesabı nasıl yıktığını çok matah şeymiş gibi anlatmadın mı? Kızlar senin gibi öküzü ne yapsın? Seninle bir kere çıkan ikinci kez çıkmıyor ki dedim.

Öff çok kötü patlıcan oldu arkadaş! Karnıyarık yap o kadar yani!

KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin