ABD pis bir ülke tabii! Her türlü mikrop insan da pislik de var. Los Angeles'e ilk vardığım sabah dev gibi geniş bildiğin otoban genişliğinde kaldırımlarda (yanyana 6-8 kişi rahat yürür) yürürken bir ara gözüm yere ilişti, o da ne! Belki milyonlarca değil değil trilyonlarca sakız, yere atılmış ve yapışmış! Artık 30-40 yıl boyunca çiğnen sakızlar yere mi atılmış nedir anlamadım! Şöyle bir şey var, o kadar sene Los Angeles de yaşadım bir kere bile kaldırımların yenilendiğine şahit olmadım. Ne zaman Türkiye'ye gelsem, mesela İstanbul Bakırköy'de belediye her yaz kaldırımları yenilerdi. Ulan daha geçen sene döşedin, yoook olmaz, yandaş müteahhitlere para aktarılacak! CeHaPeli belediye hiç bir hizmet vermezdi, tabii ki çöp filan toplayacak o başka ama mesela 1990'lardaki ANAP'lı belediye başkanın diktiği ağaçları iki de bir budama altında müteahhitleri keser lahmacun fırınlarına satardı. AKP, ormanları keser güya yol yapmak için (hadi yol, köprü, HES bir şey yapıyor) ama CHP hiç bir şey yapmayıp zevk için ağaç keserdi. Bir gün evin önündeki ağacı keserken gördüm müteahhiti bir koşu aşağı indim " niye kestin laynn" diye bağırıp üzerin yürüdüm, parktaki ağacı kesiyor şerefsiz, yamuk diye kestim dedi. Sensin yamuk diye üzerine yürüdüm, arada işçileri var, onlara da dalacağım. babam zor tuttu, aradım belediyeyi bağırıp çağırdım, geldiler, kaşla göz arasında kestiği ağacı yandaki lahmancuncuya satmış şerefsiz. Ben kızınca belediye elemanı yaw biz onları fakirlere veriyoruz dedi. Lan Nisan ayının sonunda hangi fakire yakacak yardımı yapıyorsun şerefsiz dedim! Siz mi diktiniz bu ağacı, kaç senedir burada oturuyoruz bir tane ağaç diktiğinizi görmedim dedim. Benden tırsıp o gün ağacı alıp bir götürdüler, kesin başka fırına satmıştır alçaklar. O yüzden hangi partiden olursa olsun bütün belediyeciler benim gözümde hırsızdır.
Ha bak ABD'de böyle bir şey yok! Yandaş müteahhitte kaldırım yaptıracak vakti ve parası yok belediyenin! Çünkü tüm belediyeler hem şehri yönetecek hem itfaiyecinin hem polisin hem şehir hastanesinin çalışanlarının maaşlarını ödeyecek hem çöpçülerin maaşını ödeyecek! Adamların vakti ve bütçesi yok! Bakın ABD'de elektrik, su, doğalgaz çok ucuz ve çok az vergi alınmakta. Elektrik, telefon özel sektör ama su belediyenin ve çok ucuz ki Los Angeles çöl! bildiğiniz taş çölü! Yani su yok! Su çok kısıtlı olduğundan pahalı olması gerek ama çok ucuz.Ben ayda elektrik,su, doğalgaz için toplam 100-120 dolar gibi para ödemekteyim. ABD'nin 1 dolarını bizdeki 1 TL olarak düşünün lütfen! Üstelik ABD'de asgari ücret de bizden yüksek. Ben ilk gittiğimde asgari ücretin saati 7,25 dolardı. ABD'de fazla mesai sadece bürolarda var, restoranlarda fazla mesai çok yok, çünkü insanların çoğu tam gün değil part time çalışmakta. Ama o part timeda bile eşşek gibi çalışıyorlar o başka.Yeni çalışma yasası geçti geçen aylarda ve asgari ücretin saati iki kat arttı. Tarihte böyle bir artış ilk kez oldu galiba! Şu an saat ücreti 15 dolar. Haftada 5 iş günü ve günde 9 saat çalışan (bunlar anca resmi dairelerdeki küçük memurlardır) bir işçi şu an 2970 dolar gibi uçuk bir rakam almakta. Eğer 1 yıl çalışırsanız ve iş giriş çıkışlarında dakik ve çalışkan iseniz kesinlikle 1 yıl sonunda maaşınıza zam yaparlar. Az veya çoktur ama kanunla bellidir oran! Adamlar zammı yapar da Amerikalıya yapar, yabancıysan zaten çok ucuza (yarı fiyata) çalışır ve zam da alamazsın.
Los Angeles'te elektrik ve Su belediyeye aittir. LA DWP (departmen of Water and power), kişi başı aylık 50 galon su tüketirsen ortalama 34 dolar ödersin. Bir aile ortalama 70-80 dolar su parası öder ve normaldir. Şunu unutmayın, çoğu evde çamaşır ve bulaşık makinesi yok, tuvalette (klozet) taharet musluğu yok. En çok su tüketen çamaşır ve bulaşık makinesidir. Fakat aslında bir Türk makinesiz çok fazla su tüketir. ABD'liler, Hristiyan batı kültürü gereği her işi durgun suda yaparlar. Mesela duş almayıp küvete girerler, bulaşığı, evyeyi tıpa ile kapatıp içini su ile doldurup yıkarlar. Mesela tükürdüğün, sümkürdüğün tuvalet lavabolarının hepsinde tapa vardır, adamlar o tapayı kapatır, içini su ile doldurup o su ile tıraş olurlar. Üstelik lavabo, banyo küveti hep pistir. Ben hep onları simsiyah gördüm. İşin en iğrenci ise mesela okullarda, spor salonlarında duş alına yerlerdeki umumi lavaboları bile doldurup traş olurlar. Yani jileti o lavabodatabaki suya batırırlar. Bu onların geleneği. Halbuki İslam'da akar su pislik tutmaz gereği biz asla lavabo doldurmayız, duş alır veya kovadan-kurnadan kafamıza tas ile su dökeriz. Bulaşığı leğende yıkarız. Lavaboyu doldurmak sadece tıkanmışsa ya da bulaşık-çamaşır çok ise olur. Ben sadece üniversitede o da bir kez lavaboyu doldurdum çünkü çamaşırlar çok pisti. Leğeni kirletmeyim dedim. Yoksa erkek öğrenci bile olsak hepimizin plastik leğeni vardı, çamaşırı leğende yıkardık.
Bu yüzden Türklerin su tüketimi fazla. Her gün traş olan bir Türk erkeği çok fazla su harcamakta. Çünkü jileti sürekli akar suya tutmaktayız. Halbuki ABD'liler pis temiz demeden lavaboya batırmaktalar.
Los Angeles'de elektirk de ucuz ve tüketim de ucuz, ayda 500kwh tüketen bir aile 85 dolar ödemekte. 1 kwh 0,1699 dolar. Bizde 1 kwh 0.7102 TL'den 355 TL etmekte. Bizde asgari ücret çok fazla düşük. Los Angeles'de ben stüdyo daireye 700-800 dolar, bir oda daireye 900-1000 dolar, 2 oda daireye 1500 dolar ödemekteyim. Bu fiyatlar Hollwood için geçerli, yani İstanbul'da Taksim-Beyoğlu fiyatları. O bölgede 2+1 daire 2000TL ile 4500 TL arası. Türkiye'de villa fiyatları uçuk iken Hollywood'un merkezi olmayan yerinde 3 katlı villaya arkadaşlarım 1500 dolar ödemekteler. 5 yatak odası, 2 wc-banyo ve koca bir bahçeleri var. Fakat bina ahşap ve çok eski. Ben ise Oscar Törenlerinin yapıldığı yere 50 mt mesafedeki apartmanda oturmaktaydım ve kiram 800 dolardı. Bir arka sokak 750, iki arka sokak 700 dolardı. 950 dolara ise çatı katı vermişlerdi ki çatıda havuz ve barbekü vardı ayrıca evde bulaşık makinesi ve bodrumda da para ile çalışan çamaşır makinesi (1,5 dolar) ve kurutma makinesi (2,5 dolar) ve ücretsiz spor (fitness) odası vardı. Bisiklet, ağırlık vs bulunmaktaydı. 1100 dolara 2+1, 150 mt süper bir daire bulmuştum, dev gibi de yüzme havuzu vardı ama bana tek oda (single) yettiği için 800 dolarlık yeri tutmuştum. Aylık su,elektirk masrafım ile birlikte 900 dolar ödüyordum ve doğalgaz kiraya dahildi. Fırın ve buzdolabı da vardı. Ama buzdolabı 1970 model, fırın da aynı modeldi. Isıtma yoktu, zaten senede 2-3 ay soğuk (ama çok soğuk) oluyordu, o zaman elektrik sobası yakıyordum. İlk oturduğum Kore Mahallesinde mutfak ayrı idi, kira 850 dolar ama su,elektrik, doğalgaz kiraya dahildi, buzdolabı ve fırın ile somya da vardı. Sadece yabancı olduğum için depozitolar yüksekti. 2-3 aylık depozito istiyordu herkes.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜ
MizahININININNNNN! Kore Mahallesi'ndeki Türk isimli anı kitabıma kaldığım yerden devam ediyorum arkadaşlar! Yeni başlayan arkadaşlara önce 1. kitabı okumalarını tavsiye ederim. Bu ikinci kitap. Ne yazık ki Wattpad'in azizliği yüzünden 1. kitaba bölüm ekl...