Ama işte muadil ilaç da lazım, yoksa dev ilaç firmaları tekel olur. Mesela Güney Afrika Cumhuriyeti dünyada en çok HIV (AIDS) hastasına sahip ülke. Milyonlarca fakir zenci HIV ve yüzbinlerce yeni doğan bebek anneden HIv'li doğmakta. HIV ilacı çok pahallı ve G.Afrika devletinin bütçesi milyon tane hastaya HIV ilacı alamıyor. Rakamlar şöyle G.Afrika nüfusu 50 milyon AIDS hastası sayısı 6 milyon!, ilköğretim çağındaki okulda okuyan kız öğrencilerin toplamının %28'ı HIV'lı yani her 4 kızdan biri AIDS, erkek öğrenciler de ise %4. Küçük kız çocuklarıyla yaşlı erkeklerin ilişkiye girme oranı çok yüksek yani hem ana karnında çocuklar HIV hastası doğuyor hem de 10-12 yaşındaki kız çocuğu 30-40 yaşındaki adamların tecavüzüne uğruyor veya isteyerek-para karşılığı ilişkiye giriyorlar. G.Afrika'nın bütçesi bu kadar yüksek hastayı tedavi edemiyor. Uluslararası araştırmalara göre 1 HIV hastası 1 senede tedavi için 11 bin dolar para ödüyor ve bunu mesela 5-10 yıl yaşarsa her sene toplamda ödemek zorunda. Çünkü HIV'in çaresi yok! Sadece bir Hint firması olan CIPLa senede 350 dolar tutan ucuz ilaç üretti. Bunun üzerine G.Afrika da hem üretmeye hem de Hindistan ve diğer bir ucuz ilaç üreticisi olan Brezilya'dan ilaç ithal etmeye başlayınca 39 süper zengin ilaç firması ki bunlar ABD, Avrupa ve Japonya gibi çok zengin ülkelerin firmaları G.Afrika'ya dava açtılar. Bu 2001 yılında oldu. G. Afrika gibi HIV hasta sayısı çok olan bir diğer Afrika ülkesi ise Orta Afrika ülkesi oln ve tarihi sömürgeci Belçika'nın yaptığı milyonlarca siyahı öldürüne soykırımlarla dolu olan Kongo'dur Hükümetin kurduğu Pharma-kina şirketi de ucuz bir HIV ilacı üretti ve Afri-Vir isimli ilacı yılda 150 Euro'ya satıyor. Brezilyadaki ilaç şirketi de devlete ait. Hint ve G.Afrika hükümetleri Afrika kıtasına, Brezilya da fakir Latin Amerika ülkelerine ucuz ilaç satmakta ve Batılı emperyalistler bu duruma çok kızgın. Ne yazık ki bizim kendi milli ilaç şirketlerimizi demode oldu diye hükümet 2003 yılında kapattı. Eskiden SSK'nın kendi ilaç fabrikası vardı mesela, kendi aşı fabrikamız vardı. Şimdi şu sıralar devlet ne yazık ki yabancı firmalara senede milyarlarca dolar ödüyor. Gerçi baskı yaparak fiyatları biraz düşürdü ve yerli Türk şirketlerini destekleyerek bizim de ilaç da söz sahibi olmamızı sağladı. Ancak ne yazık ki bizim firmalar ilaç sentezleyemiyor yani keşif yapmıyoruz, sadece birinin keşfettiğini patent parası ki çoook yüksek, ödeyip ülkemizde üretiyoruz. Buna bile karşı Batı.
Bu arada HIV ile AIDS farklıdır. HIV bir vüris (İnsan Bağışıklıkyetmezliği Virüsü) sondaki V virüsten geliyor. AIDS ise HIV virüsü kapmış insanda meydana gelen diğer hastalıklar sonucu oluşan genel hastalık. Yani HIV öldürmüyor zayıflatır ama HIV'li insan artık AIDS olduğundan basit bir gripten bile ölür. AIDS (Edinsel yani sonradan edinilmiş Bağışıklık Yetmezlik Hastalığı-Sendromu) demektir.
Tabii şöyle bir sorun var, yok değil, muadil yani eşdeğer (benzer) olan ilaç aslına çok da benzemiyor. Bir ilacın diğerinin muadili olabilmesi için %80 ila %120 oranında (yani aslından bile daha fazla) benzer oranda molekül içermesi gerekir. Yani 1000 mg antibiyotik aldığında Amerikan malı Agumentinde 1000 mg alırsın Çin muadilinde kutunun üstünde 1000 mg yazar ama içinde 800 mg olur. Ondan sonra biraz daha ucuz olan diğer muadiller de kendilerini orjinal ile deği ana muadil ile kıyaslarlar. Yani derler ki ben Agumentin'e muadil değilim Klamoks'a eşim, böyle diiynce de o da Klomoks'un %80'ine eş olur. Yani %80'in %80'i ne eder: 1000 mg'nin %80'i 800 mg, 800 mg'nin de %80'i 640 mg eder. Yani 1000 mg diye ilaç alırsın içinden 640 mg etken çıkar kalan 360 mg ise plasebo yani sudur.
Şimdi 100 kg, 40 yaşında adama 1000 mg antibiyotik yazılmışsa ve günde iki kereden 10 gün kullan denmişse 2000mgx10=20.000 mg antibiyotik eder ki iyileşeyim. Fakat ucuz eşdeğer kullanırsam 640x günde 2 kez 1280, 10 gün 12800 mg eder. 20 000-12 800=7200 mg daha iyileşmem için gerekir. Bu da 7200/1280=5.6 yani benim ucuz ilaçtan daha 5.5 gün kullanmam gerekirken hapım bitmiş olur. Yani tedavim yarım kalmış olur. İyileşmeden antibiyotiği kestiğim için de o mikrop ölmeyip zayıfladığından, sersemlediğinden aslında direnç kazanmış olur. Böyle 10 kere hasta olup tedavim bilmeden yarım kalırsa artık bana o antibiyotik etki etmez. Benim vücudumdaki mikrop artık Agumentin'e bağışıklık kazanmış olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜ
HumorININININNNNN! Kore Mahallesi'ndeki Türk isimli anı kitabıma kaldığım yerden devam ediyorum arkadaşlar! Yeni başlayan arkadaşlara önce 1. kitabı okumalarını tavsiye ederim. Bu ikinci kitap. Ne yazık ki Wattpad'in azizliği yüzünden 1. kitaba bölüm ekl...