Yahudilerin açtığı bu süflü meyhanelere zamanla ellerinde çıplak kadın fotoğrafları olan sirk fotoğrafçıları uğramaya başlar. Bunlar önce lüks meyhanelere gitmişler ve orada ellerindeki 10-15 fotoğrafa bakması 1 centten para kazanmışlardır. Fakat muhtemelen müşteri bekleyen diri fahişeler bu adamları kendilerini pazarlayanlara şikayet ettirek mekandan attırmışlarıdır. Ne de olsa rakip istemezler bu işte. Zamanla her meyhaneden kovulan bu adamlar fakir meyhanelerine takılmaya başlamışlardır. Burada bir bardak biraya ellerindeki fotoğrafları göstermektedirler. Bu meyhaneci için sorun değildir ne de olsa bira satmaktadır hatta gaza gelen bazı fakir abazanlar, artık kendileri bir iki sente pazarlayan yüzüne bakılmayacak yaşlı fahişelere bile para kazandırırlar. Eh böylece kimse boş oturmaz, para döner, para döndükçe de bar sahibi az çok kazanır. Çünkü kendisi de ayyaş olan yaşlı fahişe, 10 dakikada kazandığı iki senti getirip bira alır, bazen de açlıktan ölmesin diye yanına kuru ekmek bile verir bar sahibi. Bir gün sinema makinesi olan bir adam gelir meyhaneye, toplam 10 sent karşılığı film gösterecektir, ilk kez film görecek olan fakirler meraklanırlar ve aralarında topladıkları 10 senti adama verirler ancak barmen hemen kendi payını ister, beleşe yok iç bakalım bira, 10 sentin 2sentile bira alan kameraman barın duvarına beyaz bir perde tutturur ve ilk filmi izletir. Bu bir çeşit belgeseldir. Limana yanaşan gemileri ve gemilerden inen denizcileri göstermektedir. İçlerinden biri oradaki gemilerden birinin kendi gemisi olduğunu söyler. İzleyiciler merakla bakarlar filme, 3 dakikalık film biter ama izleyici doymaz bir tane daha izlemek ister, yine 10 sent ister ama kalabalıktan 5 sent toplanabilir bu da olur der adam tam filmi gösterecektir ki barmen bir bira daha almasını söyler. Böylece 3 senti kalır ama hiç yoktan iyidir. Yanındaki diğer filmi gösterir. O da bu tür bir belgeseldir ama şehrin lükse semtinde, operaya giden ayrıcalıklı insanları gösterir. Fakirler zenginleri görür ve diş bilerler. Film biter, adam sabaha dek oturur sonra meyhane kapatılırken gider. Bir kaç gün sonra tekrar gelir, yine aynı filmler yine aynı biralar fakat müşterilerden bazısı değişmiştir, yine ilgi çeker bu film. Bir kaç gün başka başka bir sinemacı gelir, teklif farklıdır ya 10 sente belgesel ya da 20 sente erotik film gösterecektir. Kente yeni gelmiş olan sirkteki güzeller güzeli Madam Jojo'yu hem biletsiz hem de çırılçıplak sadece adam başı 1 sente göreceklerdir, biletler 5 senttir halbuki. Tamam der abazan müşteriler. 20 sent hemen toplanır, tombiş bir kadın gözükür filmde, çıplaktır, yatakta sağa sola dönmekte, göbüşünü göstermektedir O devirde hatta İlkçağ'dan beri etli butlu kadınlar sağlıklı olarak nitelendirilir ve tercih edilirdi, veremin, açlığın bin türlü hastalığın kol gezdiği eski devirlerde insanlar açlık ve hastaıktan ölürdü çünkü.
İşte Madam Jojo filmi tüm meyhane halkının ilgisini çeker. Bir tane daha Jojo filmi isterler bu sefer de Madam Koko'nun filmini gösterir. Bu da aynı sirketeki başka bir hatundur. Onun kadar güzel değldir, o kadar tombiş değildir ama farklı hatundur. Adam 6 dakika'da 40 sent kazanmıştır. O devirde 1 dolar Gümüş dolardır ve iyi bir lokantada full yemek yiyip içsen 50 sent öderdin. Mehneci sabahtan akşama kadar bira satsa 1 dolar kazanamıyordur. Yahudi aklı hemen olaya uyanır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜ
HumorININININNNNN! Kore Mahallesi'ndeki Türk isimli anı kitabıma kaldığım yerden devam ediyorum arkadaşlar! Yeni başlayan arkadaşlara önce 1. kitabı okumalarını tavsiye ederim. Bu ikinci kitap. Ne yazık ki Wattpad'in azizliği yüzünden 1. kitaba bölüm ekl...