Yani böyle de olabilir tabii. Fakat çok ilginçtir,bu virüs sadece eski dünyanın emperyalist ülkelerini vurdu. Yani şu eski Düvel-i Muazzama'yı. İngiltere, Fransa,Almanya, Türkiye bunlar 7 düvelin 4 üyesi diğer ikisi Rusya ve ABD bir de TR denklemden çıkınca yerine Japonya geçti.
Şimdi İng, FR, Almanya ve TR hem İsrail'in Kudüs planına karşılar hem de eski sömürgeci ülkeler. Üstelik de bu ülkeler halen askeri, teknolojik, ekonomik olarak çok güçlüler. Çin'e ve ABD'ye asla muhtaç değiller. Kendi kendilerine yetiyorlar ve de her birinin kendi markaları dünya çapında hadi Türkiye öyle değil ama boru değil NATO'daki en güçlü ülkeyiz ve ne RUsya ne Avrupa ne de ABD'yi takmadan Ortadoğu'da canımız neyi isterse yapacak kadar da güçlü devletiz.
İspanya, eski dünyanın iki süper gücünden biri. 16 yy Türk yüzyılı ve İspanyol yüzyılı diye nitelendirilir. Osmanlı dünyanın doğu yakasını fethederken İspanya da batıyı fethetmişti. Daha İngiltere ve FRansa, af buyrun pipileriyle oynarkn İspanya Ameirka kıtasını sömürgeleştiriyordu. Şu an bile İspanya kralı, doğal olarak İspanyolca konuşan tüm devletlerin oluşturduğu bir örgüt var. İspanyolca dünyada 500 milyon insanın konuştuğu, dünyanın en çok konuşulan 2. dili olan (anladık Çin'in nüfusu 1,2 milyar da tek devlet) İspanyolca, 20 ayrı devletin de resmi dilidir.
Fransa, daha geçen aya dek, Afrika'da bağımsız olmuş eski sömürgelerini ekonomik olarak destekliyordu. Fransa, kendi ulusal para birimi olan Frank'tan vazgeçip Euro kullansa bile Fransız Merkez Bankası geçen aya dek Afrika'daki Fransızca konuşan (Frankofon) ulusların merkez bankalarının çıkardığı ortak Afrika Frangı'nın garantörü idi.
Fransa, cikletten çıkar gibi bağımsızlık verirken Afrikalılara şunu şart koşmuştu, resmi devlet dilleri Fransızca olacak, Fransızca zorunlu milli eğitim dili olacak. Afrikalılar, Fransa ülkelerinden ayrılmadan önce oran olarak en fazla %10 Fransızca bilirken şimdi neredeyse hepsi mecburen Fransızca konuşmakta. La Francophonie örgütü, Fransızca konuşan devletler örügütüdür ve başkenti Paris'tir. Fransa güya bu Afrika ülkelerine bağımsızlık verdi ama aslında yine de kontrol altında tutmakta. Bu eski sömürgelerde ihaleler verileceğinde Fransız şirketlerine öncelik verilmeli ve kayrılmalı diye yasa var yahu. Afrika'da 100 milyon kişi Fransızca konuşmakta. 54 bağımsız Afrika ülkesi var 27'sinin resmi dili Fransızca.
1961'den beri 14 Afrika ülkesinin dövizleri, rezerv banka olarak Fransız Merkez Bankası'nda saklanmakta. Ne yazık ki biz de para rezervimizi ülkemizden çıkarttık bir kaç sene önce ve İngiltere'ye taşıdık. Bir gün İngiltere ile savaşa tutuşsak veya ABD Londra'ya baskı yapsa, İngiltere, Türkiye'nin kendi parası olan yüzmilyarlarca doları bize geri vermeyebilir. Yani bir nevi kendi paramızı rehin verdik. Biliyorsunuz ki bir bankada para varsa o müşteriye aittir, yani mevduatın sahibi müşteridir ama banka haciz, ipotek gibi sebeplerle veya devlet ya da başka bir kamu kurumu talep ederse müşterinin kendi parasını müşteriye vermez. Eee aynı mantık da İngiltere için geçerli değil mi? Biz hatırlarsanız 1. Dünya Savaşı öncesi halkımızın milli bağışları ile İngiltere'ye 2 savaş gemisi ısmarlamış, parasını da milyonlarca altın olarak peşin vermiştik, ne oldu, ilk krizde İngiltere daha savaş bile başlamadan bizim parasını ödediğimiz gemilere el koydu, biz de güya Alman Göben ve Breslav'ı bu yüzden satın almış olduk.
Yani emperyalistlere güvenip paranı onların kasasında tutmayacaksın. İşte bu gariban Afrika ülkelerinin çakal ve Fransa hayranı yöneticileri, halkının vergilerinden, ülkelerinin doğal kaynaklarını satıştan elde ettiği gelirleri Fransa'da saklıyorlar. Ve Fransız su, elektirk şirketleri de bu ülkelerde tekel.
Size şu güzel yazıyı okumanızı öneriyorum, niye ise wattpad şerefsizlik yaptı ve linki copy paste yapamadım, Anadolu Ajansı'nın web sitesinde "Afrika'da Fransa Kabusu" konulu yazı dizisini okuyun. Çok güzel anlatmış kim yazdı ise.
Ben Antepli olduğumdan ve Antep Harbi'nde dedemin iki abisi Şahin Bey'le birlikte köprüde şehit düştüğünden bizim ailede Fransızlar sevilmez, Fransızca konuşulmaz. Ben Fransız yazalrarı severim ama Fransızca ne yazık ki bilmiyorum. Babam, illa İngilizce öğrenin o yeter demişt. Birader biraz Fransızca'ya iş hayatına atılınca merak sardı ama ben tercihimi İspanyolca'dan yana yaptım. Gerçi iki dil de İngilizce'ye göre benzer şekilde zor. Ama Fransızca biraz daha İspanyolca'ya göre zor. Yoksa ikisi de birbirine yakın diller.
Zengin-fakir, yaşlı- genç, zenci-beyaz-sarı ırk ayırmadan herkesi hasta edip öldüren, sınıfsız imtiyazsız üremiş olan bu virüsün neden sadece Avrupa ülkelerini vurduğunu, sağlık sistemleri bile olmayan Afrika ve Latin Amerika ülkelerinde ya da eski Doğu Bloku ülkelerinde hatta Çin'de ve Rusya'da çok fazla yayılmadığı ve can kaybına yol açmadığı, ayrıca o ülkelerin de karantina yüzünden ekonomilerinin niye mahvolmadığı sorusu ciddi şekilde kafamı kurcalamakta. Bir uluslararası ilişkilerci olarak yani devletler-millletler-diplomasi vs konusunda akademik eğitim almış biri olarak bu soruyu tek ben mi sormaktayım ona şaşırıyorum? Neden sadece Avrupa ülkeleri ve Türkiye???????????????
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜ
HumorININININNNNN! Kore Mahallesi'ndeki Türk isimli anı kitabıma kaldığım yerden devam ediyorum arkadaşlar! Yeni başlayan arkadaşlara önce 1. kitabı okumalarını tavsiye ederim. Bu ikinci kitap. Ne yazık ki Wattpad'in azizliği yüzünden 1. kitaba bölüm ekl...