Gelelim espresso makinesine niye çok sevindiğime! Bir kere Nescafe filan yok! Bir tane buldum o da en adisi! Ben kahve tiryakisiyim, güne 2-3 kupa sert kahve içmeden başlarsam zombi gibi olurum. Ucuza çok iyi bir ürün bulmuştum, orada toz öğütülmüş kahve de vardı, söyle 1 kiloluk aldım ki o da 20 dolar tuttu, şu an 1 kilo toz kahve almaya kalk en dandiği bile bu fiyattan yüksektir. (1 dolar 4 TL olarak hesaplamayın, ABD'de 1 dolar 1 dolardır yani Tr için 1 TL diye düşünün)Şu an internetten baktığım fiyatlar: Brezilya Kahvesi (Türk kahvesi olarak satılır, en ucuz çekirdek kahvedir, tad ve lezzet saman gibidir, maalesef halkımıza bu en kalitesiz kahve neredeyse 50 seneden belki kaktırılmaktadır. Yemen kahvesinden Brezilya kahvesine düşüş de çok acıdır)
Aynı sitedeki diğer kahveler KG olarak fiyatlar, ı asla tercih edilmeyen Robusta kahve KG çekirdek 19,44, Etiyopya 1 KG 49,99 (Yemen kahvesinin atası, dünyadaki en kaliteli kahvelerden biri), Hindistan kahvesi 37,80 (iyi bir kahve ama içimi hafif, benim gibi G.doğu- Antakya-Antep kökenli adama light kaçıyor), Kolombiya Suprome 37,80 Tl. Bu adam bir toptancı olduğu için fiyatları ucuz, her hangi bir mağazada fiyatlara 5-10 Tl ekleyin. http://www.sanalbaharat.com/Kahve,LA_231-2.html#labels=231-2
Mesela benim kahve tercihim olan Tchibo mağazasındaki fiyatlar: 500 gr Guatelama 32,95 (kg'si 66 TL'ye geliyor.), Brazil 500 gr 32,95 TL, Afrika (genel olarak Etiyopya) 500 gr 36,95 Tl
Tchibo zaman zaman ürünlerin fiyatında %50 indirim yapabildiği için (2. si %50 indirimli) bazen fiyatlar çok uygun olmakta ama tabii bir sanal mağaza kadar ucuz değiller. Dükkan kirası, personel maaşı- sgk, vergi, elektrik-su, ödüyorlar.
Neyse hem nevresim takımı hem de kahve makinesi ve kahve bulduğum için çok mutluydum .ayrıca domates- biber-peynir-ekmek de buldum. Ulan ben niye bu 99 Centciye bu güne kadar girmemişim ki? Çünkü yolumun üstü değildi, 1 sokak ilerisi olduğu için, bir de bu ne mağazası acaba dediğim için hiç merak etmemiştim. Daha sonra oranın müdavimi oldum. Hatta Hollywood'a taşındıktan sonra bile ders çıkış gider ev alışverişimi oradan yapardım. Tabii dert o kadar eşyayı taşımak olurdu. Kore Mahallesinden Hollywood 1 saatlik yoldu. Metroya binmeden önce bile çok yürürdüm. Bu yüzden sağlam bir sırt çantası aldım. Altı fermuarlıydı, fermuarı açınca körük genişliyor ve çanta neredeyse %30-40 büyüyordu. Kasım'ın başında o çantanın daha büyüğünü gördüm, hemen aldım, ne de olsa eski hatıraları canlandırdı. 3 gün sonra babaannme vefat etti, ver elini memleket, o çantanın içine sığdırdıklarımı bir bavula zor sığdırırdım, o kadar büyümekte yani!
Neyse yurda gittim, tabii ki eller dolu olduğu için bu sefer yürümedim, metroya bindim, o güne kadar hiç metroya bu kadar kısa mesafe binmediğimden (1 durak için 2 dolar mı verilirmiş) metroya bindim, gelirken 2 dolar (1,99) verip bilet almıştım ama bu sefer almadım. Biletsiz yolculuk yaptım.
Bu biletsiz yolculuk çok ilginçtir anlatayım! Dünyadaki en eski 3 metro 1. İngiltere 2. İstanbul Finiküler 3. New York metrosudur. Evet İstanbul metrosu da ilk 3'tür ama mesafesi çok kısadır. O zamanlar başkent İstanbul'dur ve Taksim-Beyoğlu bölgesinde Konsolosluklar değil büyükelçilikler vardır. Taksim'in altı Galata limanıdır. Ecnebiler, bizim her gün çıktığımız binlerce merdiveni çıkarken telef olmaktadır. En sonunda bir büyükelçinin girişimi ile Galatadan Beyoğluna çıkan kısacık bir metro yapılır. Teleferik de yapılabilirdi ama işte metro yapmışlar. Hiç gitmeyen bi gitsin görsün, çok ilginçtir.
Neyse, ben gititğimde Los Angeles'e metro yeni yapılmıştı. Daha doğrusu Internet'ten baktığında 1990 olarak açılış tarihi gözükse de onlar metro değil hafif metro ya da en doğrusu banliyo trenidir. Yani normal trendir. İlk açılan hat Mavi Hat'tır, 7. cadde'deki Metro İstasyonundan başlar ve Long Beach'e gider. 7.th Street en meşhur lokasyondur. Ben de çok severim. Şehrin göbeğidir, bir nevi İstanbul'un Taksim'i neyse 7.th Street de odur. Bütün bankalar hatta stadyum, devlet binaları ve lüks oteller oradadır. Orası şehrin merkezi (Downtown)dır.. Ama geceleri hayalet şehirdir. Çünkü kimse oturmaz, ev değil işyeridir (oteller hariç), fakat mesela Lakers maçına gidecekseniz geceyi 7th Street'te geçireceksiniz demektir. Long Beach ise benim en favori mekanlarımdan biridir. Gitmesi en uzun yer olsa da trenle gidildiği için çok rahattır, diğer mekanlara otobüsle gitmekteydim ve ıssız bir yerde tek başıma otobüs beklemek biraz tırstırıcı oluyordu çünkü otobüsünün tam o saatte geçeceği belli değildir. Bizdeki otobüs mantığına göre gitmezler. Bir noktadan diğerine gitmezler, şehir birbirine paralel ve birbirini kesen yollara bölündüğünden otobüsler sadece tek yol üzerinde giderler. Bir noktada inip öteki noktaya dek yürüyüp (15 dk- yarım saat yürüdüğüm oldu) oradaki duraktan yine düz gidecek bir otobüse binmek gerekmektedir. Öyle şehirdeki bir semtten sahile direk giden bir otobüs yoktur. Varsa bile bana çok uzak bir noktadan (varoşun ortasından) kalktığı için (yine düz çizgi aslında) ben mecburen kendi semtimden en az 1 bazen 2 aktarma yaparak o otobüsün durağına gitmem gerekir. Kısaca meşakkatli iştir. Los Angeles aşırı büyük bir şehir olduğundan otobüsle bir yerden bir yere gitmek eziyettir
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜ
MizahININININNNNN! Kore Mahallesi'ndeki Türk isimli anı kitabıma kaldığım yerden devam ediyorum arkadaşlar! Yeni başlayan arkadaşlara önce 1. kitabı okumalarını tavsiye ederim. Bu ikinci kitap. Ne yazık ki Wattpad'in azizliği yüzünden 1. kitaba bölüm ekl...