Erotik fotoğraf göstererek bir kaç sent kazanan sirk elemanı diğer İskoç-İrlanda barlarından kovulurken Yahudi barından kovulmaz, bir müddet sonra belgesel film gösteren biri gelir, ilk film vapurdan inenleri ve limandaki gemileri göstermektedir. Tayfalardan biri meyhane duvarına gerilmiş beyaz çarşafa (beyaz perde yani) yansıyan siyah beyaz görüntülerden birinde kendi gemisini farkeder ve aa benim gemi bu deyince halk filmi ilgiyle izler. Hayatında hiç film görmemiş garibanların filmle çok ilgilendiğini gören bar sahibi sonraki günlerde gelen çıplak kadın filmi gösteren adam sayesinde meyhanenin yavaşça dolduğunu anlar. Bir kaç gösteriden sonra meyhaneci filmci ile anlaşır, adam saat 9'da gelecek ve önce bir belgesel gösterecek 1 saat sonra pek güzel olmayan zayıf Madam Koko'yu geceyarısı da o devrin erkeklerinin pek beğendiği tip olan tombiş Madam Jojo'yu gösterecektir. Bunun karşılığında topladığı paralardan bira ücreti ( o da üç bira sadece) alacaktır. Fakat gelen müşterilere saat 9'dan sonra bira yarım sent pahallı olacaktır.
Böylece bir sonraki gece saat 8:30'da daimi ve beş parasız müşteriler kibarca!!! meyhaneden şutlanır ve daha gündüzden liman ahalisine bildirildiğinden 8:30'dan itibaren abazanlar takımı içeri girmeye başlar. Bira 2 sent değil 2.5 senttir, ilk filmin Jojo olacağını sanan adamlar ilk biralarını içerler ama toplam 20 sente belgesel gösterilince tepki doğar. Bunun üzerine ikinci film için 30 sent ister meyhanedekilerden filmci, para toplanırken meyhaneci de herkesin birer kadeh bira daha içmesini ister. Fakat film Jojo değildir, ahali yine isyan eder, meyhaneci olay çıkartacakları kovacağını söyler, geceyarısı Madam Jojo vardır ama onun ücreti 50 senntir. BU arada bazı meyhaneler kapanmış veya orada sıkılan müşteriler burada ilginç şey olduğunu görünce içeri girmişlerdir. 50 kişilik meyhanede 60 kişi vardır ve geceyarısı Jojo gösterilir. O gün meyhaneci daha önce kazandığının 3 katını kazanır. Meyhaneci, filmcinin her gece gelmesini ister ancak 3-5 gün sonra daimi müşteriler sıkılır ancak yeni müşteriler de gelmektedir tabii. Meyhaneci Moris EFendi, sinemacı Çingene Jack'i yeni bir hatunun veya Jojo'nun başka filmini çekip getirmesi için sirke yollar. Çingene'ye kendi cebinden biraz para verir ama kaçıp gitmesin diye de filmlerini rehin tutar, 3-5 gün sonra Jack, 2 yeni filmle döner, biri Jojo'nun daha seksi filmi diğeri de başka bir hatun. Artık meyhane dolup taşmaktadır. Moris önce birayı 3 sent sonra 4 ve 5 sent yapar. Arada bir Jack başka filmler çekip gelmektedir.
Moris masa sayısını azaltır, içeride 20 masa varken beşe düşürür, perdenin önüne sandalyeleri dizer, böylece içeri daha çok müşteri alabilirken hatırlı müşteriler de masada oturmaktadır. Hatırlı müşteriler hem yemek yemekte ki yemekler artık zamlıdır hem de yemek yemeseler bile bütün Amerikan barlarında standart çerez olarak sunulan popcorndan sipariş etmektedir.
İlk zamanlar popcorn ve kızartılmış ve kurutulmuş tuzlu bezelye biranın yanında mesela masada 4 kişi bira söylemişse ortaya gelen bedava- eşantiyon iken artık ücretlidir. Aç karnına bira içilmez. Arda bir sandalyede oturanlar da saatler ilerledikçe popcorn siparişi vermeye başlar.
İşte günümüz sinema salonlarında film izlerken popcorn yeme olayını meyhaneci Moris icat etmiştir. Eskiden ve halen günümüzde hem ABD'de hem de İstanbul'daki bazı lüks sinema salonlarında bira (pahallı ve light- tıpkı Moris'in su katılmış 100 yıl önceki biraları gibi) satılmaktadır.
Moris bu işin meyhane işletmekten daha karlı olduğunu anlar ve soluğu kendisine ilk krediyi veren tefeci Yafes'in yanında alır, ondan ikinci bir yer tutmak için kredi ister ama göstereceği teminat yoktur sadece işin çok karlı olduğunu anlatır. KAR! Yosef bunu duyunca yeni yere %50 ortak olunması karşılığı faizsiz ya da çok düşük faizli kredi vereceğini söyler. Ve böylece Yahudi film salonu sahipleriyle Yahudi Bankerlerin Hollywood Film sektöründeki 80 senelik ortaklığının ilk imzası New York'ta atılır. Moris art artda 3-4 salon açar, bunlar içkili yerlerdir ancak ergen çocuklar da o dönem öğlen veya öğleden sonra Madam Jojoyu görmek için gelmektedir. O zamanlar çocuklara alkollü içki satışı yasağı ve filmlerde 18 yaş sınırı falan yoktur. Moris bakar ki veletler hem sorun çıkartmıyor tıkır tıkır bira parasını ve film hatta popcorn parasını ödüyor halbuki gece sarhoşlar olay çıkartıyor, meyhanelerin tamamını düz salona çevirmeye karar verir. Daha geniş yerler kiralar ve tıpkı tiyatrolardaki gibi artarda sandalyeler koyar. Tabii buralar bodrum katı filandır gelen müşteri hep ayak takımıdır. Sonra bir fırsat çıkar: 1929 Büyük Amerikan (ve ardından Dünya) Buhranı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜ
Hài hướcININININNNNN! Kore Mahallesi'ndeki Türk isimli anı kitabıma kaldığım yerden devam ediyorum arkadaşlar! Yeni başlayan arkadaşlara önce 1. kitabı okumalarını tavsiye ederim. Bu ikinci kitap. Ne yazık ki Wattpad'in azizliği yüzünden 1. kitaba bölüm ekl...