Neyse Jan yıkandı giyindi yanım geldi, hadi gidelim abi dedi. Yolda bizim artisti de aldık birlikte kızlarla buluşacağımız mekana gittik. Benim hatun gene arabayla geldi bizi aldı bir lokantaya gittik. Bu dünkü lokanta değildi. Meksika yemekleri yapan güzel bir lokanta idi. Tabii o sırada ben Meksika yemekleri hakkında hiç bir şey bilmediğimden tavuklu bir şey söyledim. Chicken roll up diye bir şey geldi. Bildiğin tavuk şiş dürüm yani. Fakat benim taş bebeğin suratı asık, tabii benim de. Biz ikimiz gerginiz ama iki Koreli kendi latin hatunlarıyla şen şakraklar. Bir gülüyorlar ki sormayın gitsin. Neyse yemek bitti hesap geldi usulen masaya 20 dolar attım zaten yediğim de en fazla o kadar tutardı, Latin hatunların hesabını da koreliler ödedi. Ayrıca bahşişi de.
Şimdi gelelim şu bahşiş meselesine! Bana bunu çok sordular ve şahsen benim de en gıcık aldığım şey tip meselesidir. Tip yani bahşiş ABD'nin ve pek çok Avrupa ülkesinin olmazsa olmazıdır. Lokantada tip, taksiciye tip, otel katibine, bellboya tip. Ulan tipsizlere tip vermekten imanınız gevrer onu söyleyeyim.
Bir gün UCLA (Unversity of Calfornia, Los Angles Branch) Kaliforniya Eyalet üniversitsinin filmcilik bölümünden mezun olan Türk yönetmen arkadaşım benim gibi Hollywood'da, film sektöründe çalışanlar için bir buluşma düzenledi. Bu bir ön buluşmaydı. Aslında asıl bir buluşma daha oldu. 30 kişilik Hollywood emekçileri güzel bir İtalyan lokantasında toplanmıştık. O konuyu ileride anlatırım. Bu ön buluşma ise Hollywood'da benim daha sonraları tutacağım evin hemen önündeki sokakta oldu. Bizim arkadaş bizi Hadi size burayı göstereyim diye bir restorana soktu. Gittiğimiz yerin ismi Hooters'di. Güya koca memeli kızların servis yaptığı bir tavuk kanadı- bira lokantasıymış. Aralık ayında gitmiştik, yani buz gibi soğuk bir kış günüydü. Kızların ayağında mini etek vardı ama bir de siyah bir külotlu çorap vardı. Memeleri de o kadar dolgun değildi. Hepimiz kanat söyledik. Ulan şerefsizim hayatımda bizim ülkenin en adi, en salaş, en berbat, kamyoncuların gittiği en salaş, 80 öncesi Ortaçağ'dan kalma gibi gözüken onbinlerce lokantasına gitmişimdir, hayatımda bu kadar rezil başka bir lokantaya daha gitmedim. Daha da öylesi denk gelmedi ha!
Bana gelen kocaman tabak pisti, bildiğin başka müşterinin yediği yıkanmamış tabağa tavuk kanadını koyup getirmişler. Ulan bunu bir gördüm, kızı çağırdım fırçaladım. Bu tabak ne yaa diye kızdım. Zkerim koca göğsünü lan! Hijyen kurallarına dikkat etsenize! Ay pardon hemen geri götüreyim dedi embesil! Bizi buraya davet eden arkadaş da beni sakinleştirmeye çalışıyor, aman abi kızma, kızın suçu değil ki o servis garsonu! Bu arada ayaklarında paten varmış da Hollywood restoranı çok küçük kayacak yer yok diye patensiz geziyorlarmış. Arkadaşa da kızdım, ulan kıza yanık mısın ne savunuyorsun diye fırçayı kaydım hayır hatun öyle süper bişi olsa, hani bazen öyle güzel bir kız gelir kızmaya bile utanırsın ya, hayır lan öyle değil, bildiğin sıradan şort giymiş hatun! ulan Hollywood'da ne taş bebekler gördüm ben ilk günden! Bu kaşara mı eriyip biteceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜ
HumorININININNNNN! Kore Mahallesi'ndeki Türk isimli anı kitabıma kaldığım yerden devam ediyorum arkadaşlar! Yeni başlayan arkadaşlara önce 1. kitabı okumalarını tavsiye ederim. Bu ikinci kitap. Ne yazık ki Wattpad'in azizliği yüzünden 1. kitaba bölüm ekl...