KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜ

Adsız Bölüm 145

Evet Büyük Amerikan Buhranı (1929)'dan bahsediyorduk. ABD her iki yüzyılın başında da iki büyük buhran geçirdi. 20. yy'daki 1929, 21. yy'daki de 2008'de patladı. Her iki kriz de birbirinin kopyasıydı. İkisinin de sebebi Borsanın batmasıydı. İkisinde de borsanın batma sebebi Emlak Balonuydu. İkisinde de işçilere (düşük gelirlilere) satılan ve fiyatı aşırı değerlenen evlerin kredisinin (mortgage kredisi) geri ödenemeyişinden olmuştu. 

1. Kriz'de Florida merkezli villaların işçilere satılması ve villaların arsa fiyatları uçunca ve ayrıca ABD fabrikalarından Avrupa'nın mal almayı kesmesiyle işçilerin ücretleri düşünce ya da işten çıkartılınca işçilerin krediyi ödeyememesi ana sebepti. 2. Krizde ise özellikle siyahilere ki çoğu işşizlik yardımı alıyor veya düzenli geliri olmayan işlerde çalışıyorlardı, çok ucuza üretilmiş- toplu konut şeklinde milyonlarca evin mortgage ile satılmasıydı. Düzenli geliri ve asgari eğitimi olmayan, toplumun en alt kesimindeki insanlara 30 yıl vadeli ev satmaya kalkmak sadece kafayı yemiş müteahhitlerin işi olabilirdi. Zannediyorum ki (şahsi kanaatim) asırlardır sömürdükleri siyahilere hoş görünmek adına (ABD ırkçılık sorununu halen çözememiştir ama özellikle 90'lardan itibaren zencilerin haklarında gözle görülür iyileşme olmuştur fakat haklardaki iyileşme ekonomik duruma yansımamıştır. Çünkü siyahi toplumun çoğu eğitimsiz ve küçük yaştan itibaren yaşadıkları getto tipi mahalleler yüzünden uyuşturucu-alkolizm ve ufak çaplı suçlarla boğuşmakta olduklarından çoğu sabıkalıdır. Eğitimsiz ve sabıkalı kitleler de dünyanın her yerinde iş gücünden (olmaması gerektiği halde) dışlanır. Aç kalan hapisten yeni çıkmış sabıkalı da tekrar suç işler ve sonunda yine hapse döner. Bu kısır döngü hiç kırılmaz. ABD'de siyahiler ve Kızılderililer kendilerine 500 senedir dayatılan bu kısır döngüyü kıramamışlardır. Zencilerin durumu aslında eskiye göre çok daha iyidir. Bir zenci ABD başkanı olmuştur, pek çok siyahi senatör- milletvekili-işadamı-belediye başkanı- polis müdürü hatta Bush dönemindeki Genelkurmay Başkanı Colin Powell gibi ordunun en yüksek makamına gelebilirse bile hiç bir kızılderili 19.yy'da sürüldükleri (General Custer tarafından katledildikten sonra toplu sürgüne gönderildiler) Rezervuar denen çöl ortasındaki Toplama Kamplarından çıkamayıp orada yaşamaktadır. Çölde hiç bir şey ekilmez ve çalı dışında ot da olmadığından hayvancılık da yapılmaz. Kızılderililerin çoğu halen açtır, kasabalarda günü birlik işler yapmaktadırlar (temizlikçi- benzinci vs). Bölgelerde okul yoktur sadece kiliselerin açtığı misyoner okulları vardır, üniversite- lise hiç yoktur, fabrika hatta atölye bile yoktur. Sadece 20 yy'da verilen bir hak ile kızılderili rezervuarlarında vergisiz kumarhane açılabilir. Las Vegas dışında ABD'de kumar oynatmak ağır yasalara tabi ve çoğu eyalette suçtur. Sadece izinli bölgelerde kumarhane açılabilir. Kızılderili rezervuarlarında ise ABD kanunları ve şerifleri yetkili değildir. Kızılderililerin kendi şerifleri vardır. Kızılderililer ABD İçişleri Bakanlığı'na bağlı Bureau of Indian Affairs'e bağlıdırlar. Biz Türkçe'de Kızılderili olarak nitelendirsek de İngilizce'de Red Skin diye bir terim yoktur. Onlar Kızılderililere İndians derler. Indians aslında Hindistanlılar demektir. Ne de olsa Kristof Kolomb'un amacı Batı'ya yelken açarak Doğu'ya yani zengin Hindistan'a gitmekti ve ilk ayak bastığı kara parçası olan Karayiplerdeki yerlileri Hindistanlı zannetmişti. Günümüzde Indian aşağılayıcı bir terim olarak görülmekte ve sadece resmi devlet evrakında kullanılmaktadır. Halk ise Native (yerli) demeye başlamıştır. ABD nüfusu toplamda 350 milyona yakındır ve bunun sadece 5.2 milyonu Kızılderilidir ki onların da çoğu soykırıma en az uğrayan halk olan Alaskalılardır (Eskimo vs).ABD devletinin kökünü kuruttuğu yani jenosidle ortadan kaldırdığı Kızılderili milletlerinin adlarını savaş helikopterlerine verirler. Chinook nakliye, Apaçi (Apache) saldırı, Vietnam'da kullanılan ilk genel maksat (hem saldırı hem nakliye) Huey gibi. Daha pek çok ABD helikopterinin kod adı soyu kurutulmuş bir kabileden gelmektedir.

ABD'li inşaat şirketleri çok ilginç bir şekilde hiç bir fakir kızılderile ev satmadı