KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜ

-İlaç meselesi-Bölüm 59

Gelelim ilaç meselesine: ABD'de devasa ilaç süpermarketleri olmasına rağmen bir turistin ya da fakir birinin ilaca ve sağlık hizmetlerine erişmesi çok zor! Her şey çok fazla özelleştirilmiş halde olduğundan sosyal devlet olgusu yok! Yani fakirlerin ilaca erişmesi, bedava veya çok ucuza tedavi olması istenmiyor. Bunu istemeyenlerin başında Cumhuriyetçi partiye oy verenler gelmekte. Yani Amerikan aşırı sağı, dincisi ve zengin toprak ağası-çiftçisi sosyal devlet olayına karşı. Obama'nın iktidarını çok sert salladılar! ABD'de vergiler çok yüksek ve aslında silaha yani orduya aktarılmakta. Eğitim içler acısı halde. Okul sistemi çökmüş vaziyette. Özel okullar çok az! Devlet ve kilise okulları daha çok! Tabii katolik kilisesinden bahsediyoruz.  Öğretmenlere çok az maaş verilmekte. Milli eğitim müfredatı sadece Amerikan yazarlarını öğretmeye yönelik olduğundan Amerikalılar dünyadan bi haber! Fakat sanat eğitimi oldukça yüksek kalitede.

Devasa ilaç şirketleri ABD ilaç piyasasına ucuz ilacın girmesini engelliyor. Şimdi mesela Türkiye'de öteden beri şöyle bir kampanya vardır: Kullanacağın kadar ilaç tüket! Bir antibiyotik ortalama olarak günde iki kez ve 10 gün kullanılır. Yani 20-22 hap yeterlidir. Ancak ABD'de ya en az 50 ya da 100-200'lük hap alabilirsin! Antibiyotik bizdeki gibi karton kutuda satılmaz. İlaçlar eczacılar tarafından şeffaf kutulara konur. Sadece ucuz ve halka açık ilaçları aspirin, parol vs gibi ilaçlar kutuda satılır ve onlar 20-30 gibi sayılardadır. Ülke aşırı miktarda ilaç tüketimine yönlendirilmiştir. Şöyle düşünün hasta oldunuz ve doktor size reçete yazdı, 10 gün boyunca toplam 20 hap! Fakat sadece en az 50 tane hap satın almak zorundasınız. Diğer 30 adet ya çöpe gidecek ya da satacaksınız.

Her şey vahşi kapitalistler daha çok kazansın diye yapılmış. Şu an dünyadaki en güçlü antibiyotik 3. nesil olan Agumentin'dir. Türkiye'de bu isimde ve aynı içerikte bir kaç ürün vardır mesela.  (En az 4 veya 5 marka vardır.)  Klamoks isimli muadili Çin sentezlemiştir (kopyalamıştır) ve bir Türk firması Çin firmasından lisans alarak üretmektedir. Diğerlerini de başka Türk firmaları üretmektedir.  Doktora gidersin reçeteye doktor agumentin de yazar ya da muadilini de yazar. Genelde eczaneler sana azıcık daha pahallı olduğu için orjinali vermez muadili verir ve şöyle der Devlet (SGK) sadece muadili ödüyor. Hakikaten bazen listede agumentin için fark çıkar hem de 7-8 tl ama muadilden fark çıkmaz. Ya da işin için ya eczacının ya doktorun çakallığı girmiştir. Genelde eczacının!

Tıbbi mümessillik denen bir meslek vardır. İlaç tanıtıcısı! Yani pazarlamacı. Bunlar hem doktorları hem eczaneleri dolaşır. Üstlerinde pahallı takım elbiseler, altlarında beleş benzinli iyi arabalar vardır. Bagajda binbir çeşit hediye bulunur. Doktor ve eczacıya rüşvet verirler. Doktora en büyük rüşvet yurtdışında vaya yurt içinde yapılan sağlık konferasına ücretsiz götürmektir. Dr konferansa gider ama 10 gün de yer içer havuza denize girer, şehri ücretsiz gezer. Çok yazarsa altına araba bile çekilir. Ama en çok eczacı kazanır: Her sattığı ürün için kar aldığı gibi kotayı doldurursa aynı üründen beleşe bol miktarda alır ve onları satar. Mesela ilacın fiyatı 20 tl ve eczacının kotası 100 adet. 100 adeti o ay satarsa sonraki ay 50 hatta 200 adet de ücretsiz alır. 20x200=4 bin TL cebine girer. Ayrıca TV, yurtdışı tatil filan da verir mümessiller eczacılara. Ama sorsan hepsi batıktır. Son 10 yıldır bütün gençler tıbbi mümessil olmak ister. Maaş çok iyidir, altlarında benzin parası şirketten orta sınıf yine de kaliteli bir araç vardır, üstelik h.sonu da kendisinde kalır, gece de kendisindedir. Senede 4 kez Beymen, Vakko vs takım elbise hakkı vardır. Bir sürü de eşantiyon hediyeyi istediğine dağıtır. Ama belası da çoktur. Sırasını kaptığı hasta döver, bir kaç yıl önce ihtiyar bir hasta mümessili vurup öldürdü gibi.