ABD'de yaşamak kolay değil. Amerikan yönetimi zamanında şöyle düşünmüş, ülkede her şey bulunsun, herkes temel ihtiyaçlarını ucuza karşılayabilsin ama diğer her şeyi de sadece parası olanlar alsın.
Su, elektrik,doğalgaz, benzin çok ucuz ve kıtlığı yok. Vergileri çok az. Ev kiraları da uygun, morgage ile herkes çok uzun vadeli süre ile ev sahibi olabilmekte. Bir kişi 16 yaşına gelince ehliyet alabilir ve 1000 dolara yani 1000 TL'ye hurda ama çalışan (bizdeki Tofaş Doğan, Şahin gibi) araç sahibi olabilir. 2008'de benim otomatik vites 2005 model Opel Corsa'yı 20 bin TL'ye İstanbul'da sattım. Dolar kuru 1,2 TL idi. 18 bin dolar etti. 12 bin dolara temiz az kullanılmış Porsche, 9 bin dolara az kullanılmış Mustang, 6 bin dolara manda kasa Mercedes alabiliyordum. Yani araba çok ucuz. ABD'de Opel yok ama olsa en fazla 2-3 bin dolar ederdi. Bu da bizim ülkede araç yüzünden hem üreticilerden hem de devletten aşırı kazık yediğimizi göstermekte. Bunun sebebi ise bizim petrol üreticisi olmayışımız. Devlet, petrole ithalatla bağımlı olduğumuz için ve petrol, bir savaş, ambargo durumunda stratejik madde olduğundan ve TR'ye girişi kısıtlanacağından araç fiyatlarını aşırı yüksek tutarak herkesin araç sahibi olmasını engellemekte ve böylece de petrol ithalatını kısmakta. Eskide 60-70'li yıllarda Türkiye, sadece incir, kuru üzüm vs ihraç edebilen bir ülke olduğundan Türkiye'de dövüz kıtlığı vardı. Arap ülkelerinden sadece 1 tanker gemi petrol bile almak büyük sorundu. Bir kaç bin dolar eksik diye Saddam, 12 Eylül öncesi bize petrol göndermemiş ve Ankara, o seneyi donarak geçirimişti. Cbaşkanı ve başbakan Demirel dahi konutta ve makamlarında palto ile oturmak zorunda kalmıştı. Çünkü eskiden kalorifer kazanları fuel oil ile çalışırdı. Petrolden elde edilen atık madde. Sonra gerek turizm gerekse tekstil ve sebze meyve, taş-mermer ihracatı ile ülkeye 80lerden sonra döviz girmeye başladı da doğalgazı böyle hovardaca kullanıyoruz. Yoksa halen petrol ve doğalgazda dışa bağımlı ülke olduğumuzdan Allah korusun bir savaş çıksa ve ambargo yesek, ne savaş uçakları ne tanklar ve zırhlı araçlar 1 -2 ay sonra çalışmaz.Bu yüzden devlet 40 senedir petrol ithalatına ve dolayısıyla zor kazanılan döviz kaybına engel olmak için araç fiyatlarını aşırı pahallıya çıkartmak açısından çok yüksek vergi koymakta.
ABD'de ise durum farklı, dünyada ticari petrol ilk kez ABD'de bulundu. Texas'da petrol bulundu ve böylece Ford, otomobil üretmeye başladı. İngiltere bile 1950lere dek petrolu ABD'en alırdı. ABD, keni petrolünün kendisine yeteceğini düşündüğünden 1960'a kadar çok fazla yakıt tüketen otomobillerin- kamyonların üretimine kısıtlama getirmedi hatta satışı teşvik etti. Tüm ABD'de en fakir kasabada bile halkın kamyonu, otobüsü, pikapı vardı.Çünkü petrol üretimi kendine yetiyordu. Fakat sonra ABD, 2. Dünya Savaşını zaferle kazandığı için tüm dünyada askeri üsler kurmaya başladı. Ordusu aşırı büyüdü. Öyle ki ABD'nin elindeki savaş uçaklarının toplam sayısı dünyadaki tüm ülkelerin elindeki savaş uçaklarının toplamının 2 katına çıktı. 1 jet savaş uçağının 1 saatlik uçuş süresince harcadığı yakıt binlerce arabanın 1 saat çalışması ile harcadığı yakıta eşittir. 1 tankı çalıştırmak için (eğer dizel ise) 6 saat önden motorunu ısıtmak gerekir 500-700 beygir gücündeki motor, ısınmak için bile olsa kaç arabanın yakıtını tüketir bir düşünün. Onbinlerce tank, binlerce uçak ve savaş gemisi her dakika, ABD'ye bir Türkiye kadar petrol tüketimine mal olmaktadır. Şu an dünyada en fazla yakıt tüketen ülke açık ara ile ABD ordusudur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜ
MizahININININNNNN! Kore Mahallesi'ndeki Türk isimli anı kitabıma kaldığım yerden devam ediyorum arkadaşlar! Yeni başlayan arkadaşlara önce 1. kitabı okumalarını tavsiye ederim. Bu ikinci kitap. Ne yazık ki Wattpad'in azizliği yüzünden 1. kitaba bölüm ekl...