Bölüm 92

21 4 0
                                    

Müdürün kapısının önünde beklerken etüt başkanları da yoklama defterlerini imzalatmak için içeri girip çıkmaktaydı, hepsi bana garip bir şekilde bakıyor ama bir şey demiyordu. Etüt başlayalı belki yarım saat olmuştu ki üst kattaki yatakhanelerin merdiveninden Kıllı'nın indiğini gördüm. Etüt başlamış Paşa anca teşrif ediyordu. Daha Ekim'in ortaları olduğundan İzmir'de yaz havası devam ediyordu ve hepimiz kısa kollu giyiyorduk. Kıllı boynuna komik bir şekilde fular benzeri bir bez parçası bağlamıştı. Tırnak izlerini ve benim sıktığım sırada oluşan morlukları aklı sıra gizlemeye çalışıyordu. Gerçekten de tüm yatılıya rezil olmuştu. 

Beni müdür kapısının önünde görünce keyifle sırıtarak yanımdan geçti. Daha 10 saniye olmadan içeriden Giyotin'in sesi duyuldu, beni çağırıyordu. Kapıyı vurup içeri girdim, öfkeli şekilde Kıllı'yı göndermemi istedi. Kıllı zaten koridorda ağır ağır yürüyordu, seslendim, müdür başyardımcısı seni çağırıyor dedim. Kıllı şaşırdı, hızlıca yürüyerek geldi ve odaya girdi. Kimse bana git demediği için kapının dışında bekliyordum. 

Giyotin belki 10 dakika bağırdı, çağırdı, öfkesini kustu! Hayvani eşşek, şerefsiz, alçak ne ararsan vardı hakaretlerin içinde. En sonunda ses kesildi ve Kıllı dışarıya çıktı.  Suratı kıpkırmızı idi, benim kapı önünde olduğumu ve bütün hakaretleri duyduğumu anlayınca morali daha da bozuldu. Bir şey demeden yürümeye başladı. Ben de herhalde Giyotin'in benimle işi bitmiştir diye düşünerek peşinden etüte girdim. Önden süklüm püklüm Kıllı girdi ardından muzaffer bir Romalı komutan edasıyla  ben! Bütün etütün gözü benim üzerimdeydi. Benim çaktırmamaya çalışsam da çok keyifli olduğumu hepsi anlamıştı. Teneffüste yanıma geldiler, dışarıdaki kantine tost almaya giderken olayları anlattım. Bir anda 1. sınıfların kahramanı olmuştum. Zalime karşı durmuştum ya!

Bu olaydan yaklaşık 1- 1.5 hafta sonra yatılıdaki kaderimi ve sonraki hayatta bakış açımı değiştirecek bir olay vukuu buldu. Akşam yemeklerinin genelde berbat olduğunu söylemiştim ancak pansiyondan sorumlu müdür yardımcısının nöbette olduğu geceler ekseriyetle iyi yemek çıkardı. Kendisine torpil geçerdi çünkü genelde o gece benim sınıfımda sıra arkadaşı olan oğlu da pansiyona ders çalışmaya gelirdi. Hepimizin belası matematikti ve benim etütde sıra arkadaşım ise matematik dahisi bir çocuktu ve o da bizim sınıftaydı.

KORE MAHALLESİ'NDEKİ TÜRK'ÜN DÖNÜŞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin