Cinlerle Tanışmam 23

1.5K 35 8
                                    

Muzaffer ihanete uğramış bir ifade takındı...

Sen bu işi daha önce yaptın ve yapabiliyorsun değil mi? diye sordu. Tütsüyü çekmemi istedi. Çekinerek içime çektim.

Elimle kalemi tutmamı istedi. Sonrası yine trans hali hatırlamıyorum.

İlk hatırladığım başımda şiddetli basınç hissederek istifra ettiğimdi.

Muzaffer kavradı beni, gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Hiçbir şey konuşmadan ufak adımlarla kollarımdan destek olarak arada ki lavaboda yüzümü yıkadık, üstümü değişmeme yardım etti.

Beni ranzaya uzattı. Hiç gocunmadan alt kattan paspas alıp benim pisliğimi temizledi, camı açıp havalandırdı odaya...

Ortalıktaki ekipmanları toplayarak dolabına kaldırdı. İçeride hala hazırladığımız tütsünün ağır kokusu vardı. Sandalye çekip başımı okşamaya beni teskin etmeye çalıştı.

İkimizden de çıt çıkmıyordu, dalgın ve derin düşüncelerde olduğu belliydi, yerdeki sabit bir noktaya odaklanmıştı. Ben ise tüm enerjimi yitirmiş bir haldeydim, saçlarımı karıştırırken uyumuşum.

Akşam yemek saatinde kaldırdı beni. Tuhaf bir yüz ifadesi ile hadi yemeğe iniyoruz dedi.

Ne olduğunu sormak istiyor ancak cesaret edemiyordum.

Şuna emin olun ki insan bilmediklerinden çok korkar. Üzerinden onca yıl geçmesine rağmen o yemek saatini asla unutamıyorum...

Göz göze gelmemeye çalışarak metal tabldotlardaki yemeği yedik ve yemekhaneden dışarı çıktık. Bu sefer teras yerine dışarıda yer alan banklara oturduk. Suskunluğu bozmanın vaktiydi.

Bir sigara verir misin? dedim.

Paketi uzattı yine aynı tuhaf ifade...

Korkunun ecele faydası yok. Bir halt olduğu belli dedi.

Ne oldu? dedim

Erumi ve Sakil kim? diye sordu...

Hani boşluğunuza yumruk yersiniz ya, aynen öyle bir his... Çok tuhaf...

Ne saçmalıyorsun oğlum sen dedim...

Neden dedim? Sende yaparsın, salak bir mekanizmadır. Nedeni yok

Kayıta bakalım mı? Dedi.

İyice rengim attı. İçlerinde ne yazdığını bilmiyordum ve dedim ya 'bilinmeyenler korkutur... ''

Benim terasa çıkmamı, kendisinin kayıtlarla geleceğinden bahsetti.

Terasa çıktım, hava hafif kararmaya başlamıştı. Her zaman gökyüzünü seyrettiğim köşeme geçtim. Kollarımı bende yaslayıp bir sigara daha yaktım, o anda bir ses daha duydum.

Sırrı aşikar etmeyecektin! Seni defalarca uyarmıştım... Her şeyi mahvettin!

Uğultu ve cızırtı arası bir ses... Hani bazen durduk yere dııııııııttttt gibi bir şey duyarsınız ya; Ha işte aynısı... İçim korku ile doldu.

Kayıtları getirdi; Tek tek, benim el yazımla yazılmış fakat düzensiz kelimeler ve 1-2 cümle.

"Müjgan'a götür, senin çaren onda, necm58, dede, miras, erumi, sakil, Süryani, kefen, meclis, kitap, yüzük "

Bunları ben mi yazdım ? diye sordum.

El yazılarımız apayrı... Sence? dedi.

Ufakta olsa yalan yalandır. Hayatında hiç dostluk kuramamış bir adam olan muzaffer bu mesele hakkında kandırılmış olmanın sıkıntısını yaşıyordu, bu belliydi.

Gerçek Bir Cin HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin