Cinlerle Tanışmam 4

2.6K 58 12
                                    

Belli bir müddet zaman geçti. Abi ne yaptınız siz, kızın neyi vardı dedim. Tam o sırada kız ayılmaya başladı. Yüzündeki sarılık gitmiş, gayet iyi görünüyordu.

Bana alaycı bir tavırla baktı...

Boş ver beni. Senin baban neden sinameki içiyor, söyle içmesin bir işe yaramaz o dedi.

Nasıl bir dakika?

Babam bağırsaklarından rahatsızdı ve af edersiniz iyi gelir diye sinameki isimli bir otun çayını içiyordu... Bu herif bunu nerede bildi.

Abi, nereden bildin bunu dedim. Yüzündeki sert ifade; avını ele geçirmiş avcı gibi tebessümle değişti...

Hanzolar bilir merak etme dedi...

Vay arkadaş dedim içimden.. O lafı ettiğimde bu adam binadan çıkmıştı, duymasına imkan yok... Yıllardır aradığım insanı karşımda bulmuştum ancak herife Hanzo demiştim.

Abi ben demedim size bir şey falan diye geveledim...

Bak, seni hiç sevmiyorum, ukala bir tipin var... Ancak özünde iyi bir insansın bunu biliyorum... Babana de onu içmesin yanıma gelsin...

Abi beni yanlış tanımışsın, ben ukala değilim.

Babam ise, imkanı yok gelmez bu tip işlere... Ama ben çok meraklıyım, benimle paylaşır mısın bildiklerini dedim...

Mustafa'ya, Abi sana birkaç soru sorman gerekiyor ama burada olmaz.

Açıkçası dernek gibi bir yerde metafizik ögelere bağlamak mantıklı bir iş değildi... Ne olur ne olmaz diye iç odaya geçtik. Masaya kuruldu...

Ona meramımı anlattım. Ama erumi ve sakil den bahsetmedim...

Ben bu yolda ilerlemek istiyorum. Sen nasıl bunları bilebiliyorsan, başkanı iyi edebiliyorsan ben de istiyorum, dedim.

Sen şifa için istediğine emin misin? senin gibi çoluk çocuk ( o zaman çokta çocuk sayılmazdım yine 17-18 falandım ) bu işi kötü amaçlar için kullanabilir.

Mustafa ile olan bahsettiğim ilk detaylı konuşmamızda, benim de bu işe girmek istediğimi söylemekti.

Bahsettiğim ara meselelerden sonra, madem çok girmek istiyorsun bunların bedelleri vardır... yinede emin misin? diyerek sordu...

Bu yola girerken ortalık ışıl ışıl sanırsın ama bir anda elinde bir kibrit kıvılcımı bile kalmaz dedi.

Eminim dedim. Nasılsa bir gün öleceğim, en olası ölümdür, en kötüsü herhalde...

Ah dedi gülerek, sadece ölüm olsa keşke, bu işler sandığın kadar kolay değil...

Ben hala diretince, beni çekip karşısına aldı... Gözlerime iyice bak dedi... 1 dk. ya yakın öyle kaldık.

Bana, insanların gözlerindeki, onlarla olabilecek irtibatsal enerjiyi görebiliyorum dedi.

Sende var ancak korkuyorsun, bu korku bir engeldir ve girersen sana zarar verir. Seninkini biraz erteleyelim dedi...

Yok abi ertelemeyelim. Seni bulmuşum bir yere bırakmam. O zaman madem bana vermiyorsun bu işin sırrını, o halde arada senle takılalım, olmaz mı dedim.

Peki dedi gülerek... Aradan 1 ay geçti...

Mustafa ile sıkı fıkı olmuştum. Artık dernekten çok kahvelerde, çay bahçelerinde, parklarda ya da onun takıldığı bir oyun salonunda sohbet ediyorduk...

Bunları haber alan başkan beni uyardı bir gün... Annemiz gibi bir kadındı, oğlum onla fazla takılma gibi bir şeyler söyledi...

İçim bir garip oldu, Mustafa tıbbın bir şey yok dediği kadını bir şekilde eski haline çevirmişti. Neden böyle bir şey söyledi...

Haklıymış sonra anladım, onların da sırası gelecek... Anlatacağım hepsini...

Mustafa türlü hünerlere sahipti... Ufak bir masajla ve akabinde elini alnıma koyup, beni ferahlatabiliyordu. Gözümün önü açılıyordu tabiri caizse...

İş bitince elinin avuç ile şakaklarını ovalıyor ve yine kemik kırığı ile statik elektrik sesi karışımı olan o çat çut sesleri çıkıyordu...

Bu ses normal kemikten gelse anlarım fakat adamın kafatasından gelmesi ilginçti...

Bahsettiğim hünerlerden biride; eskisi kadar olmasa da, dernekte ara sıra takıldığımızda durup dururken, bak 5-10 dakika sonra falanca gelecek demesiydi.

Adam cidden çat diye çıkar gelirdi... Telefon yok, bir şey yok mesajla haber alsın...

Bunları beni cezbettirmek adına yaptığı da kesindi. Ben de farkındaydım.

Ağzımın suyu ne kadar çok akarsa onu o kadar çok şımartacaktım.

O işinin kurduydu, ben ise merakı uğruna her şeyini verecek erumi ve sakilin merakı ile daha fazla yaşayamayacak bir adam.

O döneme kadar sadece 1 kız arkadaşım olmuştu ve ben bu işten dertliydim... Mustafa ile bir gün laflarken kız arkadaşın var mı diye sordu.

Maalesef abi ne gezer dedim...

Olmaz tabi dedi pis pis sırıtarak. Bak bu işi millete söylemek adına büyük paralar veriyorlar yine de ses etmiyorum ama artık sen kardeşim gibi oldun.

Sende 2 adet Süryani cin var ve bunlar senin cinselliğinden faydalanıyor...

O dönem Süryani den kastının ne olduğunu anlamadım, ona sorduğumda ise zamanla öğrenirsin deyip geçiştirdi...

Ben yolumu aldığım vakit çok araştırdım, bu tanıma pek rastlamadım, fakat kastettiği ya bildiğimiz Süryaniler idi, yahut ta süfli dediğimiz kötü niyetli cinlerdi...

Her neyse netice şu ki; benim 2 belalım vardı... 

Gerçek Bir Cin HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin