Birazdan anlatmaya başlayacağım olay; Bursa'nın Büyükorhan ilçesine bağlı Çökene Köyü'nde yaşayan; geçimini hayvancılıkla sağlayan, annesini ve babasını küçük yaşta kaybetmiş, yalnız yaşayan Osman K'nın başından geçmektedir.
Olayda ismi geçen kişilerin isimlerinde herhangi bir değişiklik yapılmayacaktır. Olay Osman K'nın ağzından anlatılacaktır.
***
1983 yılının Eylül ayıydı. Soğuk etkisini yavaş yavaş göstermiş, köylü kış için hazırlıklara başlamıştı.Sabah erkenden kalkıp hayvanları ahırdan dışarı çıkarmıştım. Bir kaç gün önce odun kırarken baltanın sapı kırılmıştı, avluya oturdum baltanın sapını tamir ediyordum.
Benim evimin yaklaşık 50 metre önünde köylünün ıssız mezarlık dediği bir mezarlık var. Rahmetli anamla rahmetli babam da orada yatar. Son bir haftadır o mezarlıktan garip sesler duyuyordum, baltanın sapını tamir ederken de aynı sesleri işittim.
Her zaman olduğu gibi yine fazla aldırış etmeden işime devam ettim.
Aradan yaklaşık 5 dakika geçtikten sonra, aynı sesleri daha şiddetli bir şekilde işittim, sanki birisi yardım istiyordu.
Baltanın sapını aceleyle bir yere fırlatıp koşar adımlarla mezarlığa ilerledim. Mezarlık çok eski olduğu için orada bulunan gürgen, köknar ve meşe ağaçları bir hayli uzamıştı. Gündüz vakti bile fazla gün ışığı almaz mezarlık.
Ses gittikçe şiddetlenmeye başlamıştı. Artık söylenen şeyleri net olarak duyabiliyordum.
Almaya geldik, yapmayacaktınız gibi kelimeleri işittim.
Kim var orada diye bağırdığımda sesler bir anda kesildi. Biraz daha ilerlediğimde anamla babamın mezarının başında bulunan gürgen ağacının gövdesinde, Arapçaya benzer kelimelerin olduğunu gördüm.
Köyün ileri gelenlerinden Ali Ağa'nın oğlu Cemal bu konulardan anlıyordu. Benim de can dostumdur kendisi.
Koşarak Cemal'i evinden alıp anamla babamın mezarına getirdim. Yaklaşık 1 haftadır değişik sesler işittiğimi ve yaşadığım bu olayı anlattım kendisine.
Biraz duraksadı. Ne yazdığını bilmiyorum, ama tanıdığım biri var, tez zamanda gider ne olduğunu öğreniriz dedi.
Biraz konuştuktan sonra, kendisini evime davet ettim. Ben hayvanları ahıra koyarken, Cemal de kırık olan baltanın sapını tamir etti. İşimi bitirip yanına geçtim.
Güneş yavaş yavaş batıyordu, akşam çökmüştü artık. Cemal'i uğurlayıp eve girdim. Somyaya uzandım, anamla babam aklıma geldi.
Ben 5 yaşındayken ölmüşlerdi, nedenini hiçbir zaman tam olarak öğrenemedim. Beni amcam büyüttü, 10 sene evvel de vefat etti kendisi.
Ne zaman, anamla babam nasıl öldü amca dediysem ya konuyu kapattı, ya da geçiştirdi beni. Ben de bir zaman sonra bıktım, daha fazla sormadım.
Ama 12 yaşındayken köylü komşulardan bir şey işittim, anamla babam seher vakti ben uyurken asmışlar kendilerini.
Bunu duyduğumdan beri kabullenmem. Kendilerinin durup dururken asmış olamazlardı.
Anamla babamı düşünürken dışarıdan gelen köpek havlamasıyla bir anda irkildim.
Uyku bastırmıştı artık. Dışarı çıkıp bahçe kapısını kapattım. Ahırın kapısını kontrol ettim, eve girdim.
Somyaya uzanıp bugünkü olayı düşünürken bir anda kapı çaldı...