Yaşanmış bir olaydır. 22 gün süren, korku dolu bir musallat olayı anlatılmaktadır. Kalbi olan, ya da bu tür hikâyelerden etkilenen insanlar, lütfen okumasın.
***
Olayı Bursa'da, bir öğrenci evinde yaşadım.
Evin konumu şehrin çok dışında kalmıyordu. İnsanların bol olduğu bir yerdeydi, ıssız bir yer değildi.
Evde 3 kişiydik. Ahmet, Enes ve Ben kalıyorduk. Okula giden gelen, arada bira, rakı içen, kendi halimizde takılan, tipik üniversiteliydik.
Tanışalı iki yıl olmuştu bu dostlarla. Tabi sonradan işin şekli değişti.
Kendileri dini yönden pek zengin değillerdi, hatta bilgiler sıfırdı. Tıpkı ben gibi.
Yaşama amacımızı zamanla, kaybetmiş gibiydik.
Son bir yıldır iyice abarttılar.
Bazen saçmaladılar, haddi aştılar evin içinde. Hayat kadını getirip birlikte oldular. Her şeyi yaptılar. Tabii ki bende yaptım. (NOT: Buradaki ben, ben değilim gençler, yanlış anlamayın :) )
Odanın ortası çöplük yuvasına dönmüştü. Evin ortasına ayakkabı ile girdiği bile oluyordu Ahmet'in. Tabi sarhoşken saçmalıyordu böylesine. Bizde o hıyarın arkasını topluyorduk.
Anlayacağınız evi bok götürüyordu. Üç cenabet, yaşayıp gidiyorduk.
Bunlar bir gün, sabahın köründe evi temizlemeye başladılar.
Süpürgenin sesiyle uyandım. Hayırdır lan ne oldu size, bokun içinde yaşamayı çok seviyordunuz. Sabahın köründe makineyi neden açtınız dedim.
Kanka kızlar gelecek dediler.
Ne kızı lan dedim.
Bunların bölümde hatun çoktu, Ahmet'in tipide iyiydi, ayartıyordu kızları.
Kanka bizde kalacaklar bu gece, 4 kız geliyor, eve parti var dediler.
Partinize başlayım sizin hıyarağaları, uykumu böldünüz, dedim
Her şey o geceye kadar çok iyi gidiyordu. Bunlar her tarafı pırıl pırıl yaptılar, sırayla duşa girdiler. Saçlar, başlar, kokular, 10 numara olmuşlardı.
Oturduk oturma odasındaki koltuklara, kızları beklemeye başladık.
Ahmet ve Enes'e göre ben daha sakin kalıyordum yanlarında. Onların ar damarı daha çatlaktı yani, benimkine göre.
Neyse saat akşam 8.30 gibi zil çaldı. Ahmet gitti kapıyı açmaya. Sonra 4 tane kız ile döndüler salona.
Kalktık Enes'le, hoş geldiniz falan. Hepsi ip gibi kanepenin birine dizildiler. Güzelde kızlardı şimdi, doğruyu söylemek gerekirse.
3 Kız çok konuşkan ve cana yakındı, fakat dördüncü kız biraz soğuk gibi duruyordu. Adı Dilan.
Zaten o dördüncü kız, yani Dilan yüzünden, başımız belaya girdi.
Ahmet'le tanışıyorlardı daha önce, biz yabancı kaldık yanlarında. 10-15 dakika tanışma, konuşma falan derken, alışıp kaynaşmaya başlamıştık.
Sonra aç mısınız diye sorduk, aç olduklarını söylediler. 3 büyük boy pizza söyledik ve afiyetle onu yedik.
Ahmet viski almıştı sabahtan. Onu getirdi içer misiniz, dedi.
Kızlar birer bardak aldılar, biz tabi götürdük bayağı, ama çakır keyfi olacak kadar. İyi ki de tam sarhoş olmamışım.
Türkler hala anlamadı bu olayı; içki zevk için içilir, sarhoş olmak için değil.
Tabi gece saat 12'yi gördü, uykumuz falanda yok.
Film izleyelim mi dedi kızlar.
Tamam, ne izleyelim dedi Ahmet.
Korku filmi izleyelim, dabbe cin çarpması olabilir, dediler hep beraber.
Dördüncü kız hiç konuşmuyordu. Şüphelenmiştim o kaltaktan.
Ergen misiniz, inanıyor musunuz öyle şeylere, ben korkmam ki dedim ve gülmeye başladım.
Herkes gülüştü. Sadece Dilan gülmüyordu ve birde ciddi bir şekilde, korkman gerekir dedi.
Yutkundum şöyle bir, bakışlarıyla korkutuyordu beni. Ha öyle mi, falan dedim bozmadan.
Neyse açtık filmi izliyoruz. Bende ve Ahmet de pek bir şey yoktu, fakat Enes hafiften koluma sarılmaya başladı. Ses etmedim, korkmuştu demek ki. Kızlar zaten Yusuf Yusuf.
Dilan da izliyordu filmi. İzlerken korkunç sahneler sonrasında önce benim suratıma, sonra da Enes'le Ahmet'in suratına bakıyordu.
Onda hiç bir korku emaresi yoktu. Psikopat mı bu, diye düşünmeye başlamıştım.