Musallat 1

1.5K 33 2
                                    

Bu olay; Muğla'nın bir köyünde, 2009 yılında yaşanmıştır. Olayları yaşayan kişinin ağzından dinliyoruz. Psikolojisi kolay bozulanlar lütfen okumasın.

***

Her şey ninemin vefat etmesiyle başladı.

Mevsimlerden kıştı, soğuklar iyice sarmıştı her bir yanı.

Ben o zaman üniversitede okuyordum. Bir gün Babam aradı, ninemin vefat ettiğini ve memlekete gelmemi söyledi. Atladım benim külüstüre, sabaha karşı, apar topar yola çıktım. Saat, 11.00 gibi geldim köye.

Cenaze vakti yaklaştığı için herkes ninemin evinin önünde toplanmıştı, bizimkilerde evin içindeydi.

Dışarıdakilerden birkaç kişi, başın sağ olsun falan dediler. Sağolun falan dedikten sonra, dış kapının önündeki balkona çıktım. İçeri geçmek için, ayakkabılarımı çıkardım.

Odaya geçmek için antreden geçmek gerekiyor, ama antre bile çok kalabalıktı.

Ninemin bulunduğu odaya sığmayanlarda ayakta, antre de bekliyorlardı. Hepsinin başı kapalıydı, başı kapalı demek yanlış olur, çarşaflıydı.

Herhalde cenazede böyle giyiniliyor diye düşünüp üstünde durmadım. Kafamla antrede duran çarşaflı kadınları selamladım, ama selamımı almadılar. Zaten bana bakmıyorlardı, yere eğikti yüzleri. Pek önemsemedim, içeri odaya geçtim.

İçeri girdiğimde annemi ve babamı gördüm. Cenazenin tamamı battaniyeyle kapatılmış, karnının orta yerine de bir bıçak konulmuştu.

Odada akrabalardan birkaç kişi daha vardı. Hepsi yerdeki sedirlerin üzerine çökmüş, yere bakıyordu. Annem beni görünce gözleriyle otur işareti yaptı.

Bulunduğum yere oturdum. Ancak dikkatimi çeken bir şey vardı. Evde bir matem havası yoktu, ya da bana öyle gelmişti, bilmiyorum.

Sessiz bir şekilde birkaç dakika geçtikten sonra, içeriye başka kadınlarda girdi. Cenazeyi yıkamak için götüreceklerdi, o yüzden aldıklarını tahmin ediyorum.

Battaniyeye sarılı cenazeyi dört bir ucundan, dört kadın tuttu, havaya kaldırdılar ve götürmeye başladılar. Antreye doğru ilerlediler. Bende onları izliyordum. Ayağa kalktım taşımakta zorlanırlarsa yardım edeyim diye, ama çekindim.

Bu sırada antredeki çarşaflı kadınlara baktım, sadece yere bakıyorlardı. Daha da garip olanı, zaten dar olan antrede, dört kişinin taşımaya çalıştığı cenazeye yol vermemeleriydi.

Duvar kenarında put gibi sıralanmış yere bakıyorlardı. Antreden cenazeyi çıkaran kadınlarda bu duruma hiçbir tepki vermeyip, sıkış tepiş geçmeye çalışıyorlardı. İçimden anlayışsızlığa bak diyorum.

***

Birkaç saat sonra, cenazeyi defnetmek için mezarlığa gittiğimizde tabutu elden ele olacak şekilde taşıdık. 

Ayrıca bizim oralarda cenaze namazına sadece erkekler gelir, ama normalde hiçbir kadının gelmemesi gereken cenazede bu sefer kadınlarda vardı. Tam 4 tane kadın. Antrede, ayakta dikilirken gördüğüm çarşaflı kadınlardı. Yanlarından geçtiğim için boylarını poslarını biliyordum, onlardı emindim.

Şimdi de yine ayakta, yüzleri yere eğik şekilde, duruyorlardı. Herkesten ayrı, ama herkesi görebilecekleri bir köşede duruyorlardı.

Niye hep yere bakıyorlar diye içimi merak kaplamıştı, ayrıca benim dikkatimi cenazeyi taşırken hiç çekmemişlerdi. Tabutu musalla taşına koyup, cenaze namazı için saf tuttuğumuzda fark etmiştim bunları. Birdenbire nasıl orada bitivermişlerdi, anlamadım.

Herkesin yüzüne baktım, kimse o kadınların bulunduğu yöne doğru bakmıyordu, kimse bunları görmüyor mu diye düşündüm. Sanki kimsenin gördüğü ve tanıdığı değillerdi, belki de sadece ölen ninem tanıyordu.

Ne olduklarını sonradan öğrenecektim.

Gerçek Bir Cin HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin