Cinlerin Çaldığı Hayatım 1

2.7K 53 8
                                    

Anlatana kolay gelir, dinleyene yalan. Gerçeklik, ispat edilemeyecek kadar sarılıdır karanlıklara. Dinleyeyim dersen, anlat derim korkularıma...

Elbette biraz cesaretin olmalı, biraz da ihtimaller üzerine kafa yormalısın. Kendini en güvenli hissettiğin yer, belki de güvenden en mahrum olduğun yerdir.

Başıma bir şey gelmez deme, okumaya karar kılıp enerjini buna sevk edersen, bu eylemin öte âlemlere bir kapı açabilir...

Onlar her yerdeler.

2015 senesiydi, işsizdim. Ailemle aram hiç yoktu. Babam tam bir var yemezdi, parayı zeytine, peynire değil betona basardı. Borç harç eder sürekli bir ev alırdı. Üç kuruşluk ihtiyaçlardan tasarruf etmek fikrinde garip bir adamdı. Demliğe konulan çay miktarından tut, ''kapalı televizyonu elektrik yakar'' diyerek birde fişten çekmek gibi yani...

Paraya ihtiyaç duyduğum zamanlardı... Çevremde pek çok tanıdık var, ihtiyaç halinde ulaşmaya çalıştığında ''abi bu ay bende de hiç yok ki yav, bende seni arayacaktım'' diyebilecek tiplerdi.

Birilerinden bir şey istersen, eline bir halt geçmediği gibi, artık aranda eskisi kadar sıkı fıkı olmaz.

Yahudiler mesela, birini etrafından uzaklaştırmak isterlerse ya borç verir ya da borç isterler. Benimde durumum biraz buna benzemişti.

Çulsuzluğun yanına yalnızlıkta eklendi. İnsanın ne denli bencil olduğunu gördüm, o günden sonra da dost edinmedim bir daha.

İkram edeceği bir bardak çay için tüm nöronlarımı aptal aşk acısıyla dolduracak bir mahlûktan ötesine ihtiyacım vardı.

Yalnızlık, işsizlik, sürekli dibde seyreden bir psikoloji beni farklı arayışlara itiyordu. Elde bir şey olmayınca, mistizme yöneliyor insan. İnanç arayışları, kimlik bunalımları, farklı uğraşlar en çaresiz zamanlara rastlar insana...

Uzaktan bakınca abuk subuk içeriklerle dolu bir siteye üye oldum. Cin, peri, hortlak gibi konuların açıldığı bir siteydi bu.

Biraz zaman geçirdikten sonra, ilgimi çeken üyelerle sohbet etmeye başladım. Hayatını bu işlere adamış insanlar, bunu geçim kaynağı olarak görenler ile doluydu site...

Zaman zaman buradan bir halt çıkmayacak düşüncelerine kapılsam da, her gün bir merakla yeni açılan başlıklara bakar olmuştum. ''Cinlerle nasıl temas kurulur, alemlerine nasıl girilir, onlarla nasıl görüşülebilir?

Herkesin hürmet ettiği bir üyeye mesaj attım. Birkaç gün beklememe rağmen bir dönüş alamadım. Bu gece artık son, oturur kpss çalışırım dediğim bir anda ''yeni mesajınız var,'' uyarısıyla heyecanım tavan yaptı.

Bana birkaç beylik cümle kurmuştu. ''Bu işlerin kolay olmadığını, onlarla iletişime geçmek için belli merhalelerden geçmem gerektiğinden'' bahsetmişti.

''Bunları da tek başıma halledemeyeceğimi, başımda bilgili birinin beni yönlendirmesi ve belirli sırları açıklaması gerekliliğinden'' dem vurmuştu.

Umudumu kısmen yitirmiştim bu mesajla beraber...

Olanca hırsımla; bu bahsettiğiniz şeylerin yalan olduğunu zannediyorum artık. Tonlarca konu açılıyor ama her ne hikmetse 3-5 kişi dışında bunlara vakıf olan kimselerde yok. Denemek isteyenlerin de önüne set çekiyorsunuz. Türlü zorluklardan, aşamalardan bahsediyorsunuz. Bence ne bir zorluğu ne de aşaması var, çünkü yalan söylüyorsunuz... Türünde uzun ve öfkeli bir mesaj atmıştım.

İşin özeti; adamı biraz şarlatanlıkla itham edip, yiyorsa bana da göster moduna getirmiştim.

Bununla da yetinmeyip, açtığı her konunun altına bir sözlük ergeni gibi abuk sabuk şeyler yazarak adamı tahrik etmeye gayret ediyordum.

Hurafe, saçmalık, kesin öyledir gibi kısa ve net mesajlar atıyordum. Aslında amacım bir şekilde gaza getirmekti.

Adamın destekçilerinden mesajlar alıyor, haddimi bilmemekle suçlanıyordum.

Altta kalır mıyım? Bende onları şebeke olmakla, ortada bir halt olmadığını ileri sürerek suçluyordum.

Çarpmakla tehdit edenlere kadar türlü türlü elemanlarla savaştım durdum sanaldan.

Bu şekilde bir hafta kadar salça olduktan sonra, adamdan ikinci mesajımı aldım.

Gerçek Bir Cin HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin