Kendime geldiğimde başımda inanılmaz bir ağrı vardı. Kıvranışlarımı gören Dilan, iyi misin dedi.
Dilan'a, sen beni neyin içinde soktun böyle, diye bağırmaya başladım. Başımdaki zonklama, sinirlerimi körüklüyordu.
Mutfağa gidip bir bardak su getirdi. İç bunu, ağrın geçer dedi.
Gerçekten de suyu içince biraz ağrım azalmıştı.
Sıradan bir su, nasıl ağrımı geçirdi hemen böyle, diye sordum.
Sıradan değil, okunmuş su o, kendine gelmeni sağlayacak dedi.
5 dakika sonra ağrı tamamen kayboldu.
Dilan anlat bana, Cinler niye babanı öldürdü, sen niye başıma böyle bir iş açtın, dedim.
***
Babası define manyağı bir olan birisiymiş. Haftanın en az 3 gecesi, kendisi gibi kazı manyağı arkadaşlarıyla, define kazmaya gider, sabaha karşı dönermiş.
Bir gece altın ile dönmüş eve, ama üstü başı hep kan içinde. Ne kadar sormuşlarsa da cevap vermemiş, niçin üstü başı kan içinde olduğunu.
Altınlara dokundurmuyormuş bile, bunlar benim bebeklerim diyormuş ve sabaha kadar öyle sevmiş altınlarını.
Gün boyu odadan hiç çıkmamış, kapıyı da hiç açmamış onlara.
Akşamüzeri sesi kesilmiş. Ne kadar bağırmışsalar da ses vermemiş.
Ertesi sabaha kadar beklemiş annesi, sonra balta ile kapıyı kırıp içeri girmiş.
Yerde onlarca kurbağa ve tavana asılı bir vaziyette kocasını görmüş.
Altınlar kurbağaya dönünce, babası da kendini asmış anlayacağınız.
Belki de sadece ondan dolayı değildir, bilemiyorum.
***
Dilan bunları anlatırken, göz yaşarmıştı.
Sonra üstünün başının niçin kan için olduğunu öğrendik. Meğerse arkadaşlarını, gömüyü bulduğu yerde öldürmüş. Kazma en son babamın elinde olduğu için, yanındaki 2 arkadaşının oracıkta kazmayla canına kıymış, dedi.
Bu olay 15 sene önce olmuş, yani Dilan 4-5 yaşlarındaymış.
Tılsımlı defineden dolayı, cinlerin vesvesesinden babasını kaybedince, babasının intikamı almak için yemin etmiş ve bu konu ile ilgili ilimleri öğrenmeye başlamış.
Olaydan 10 sene sonra, annesiyle bu, bir şekilde, babasının ölümüne neden olan cin kabilesinde bir tane cini öldürmüşler. Sonra bir tane daha, toplam 2 Cin öldürülmüş.
İşler gittikçe kızışmış.
Dilan, benim ruh hastası eski sevgilimle tanışmışlar. Elifte bu işlerle uğraşıyormuş, bu yüzden kısa zamanda kaynaşmışlar. Ama haberim yoktu böyle ilimleri bildiğinden, hiç öyle bir tip değildi aslında.
Elif benimle oynamak için çıkmış zaten. Birlik olup, Dilan'ın başındaki belayı, beden değiştirme büyüsüyle bana aktarmaya çalışarak, benim üstüne yıkmak istemişler aylar önce, ama tutmamış.
Başarısız olunca Elif, Kabilenin diğer Cinleri musallat olmuşlar ona.
O da kaçmış şehirden, başka bir şehirde rahat ederim diye düşünmüş, ama nafile sıyırmış kafayı.
Elif gittikten sonra, hiç görüşememiştik onunla. Üzülmüştüm bunları duyunca, nede olsa bir zamanları sevgilimdi.
Ellerimi başımın arasına alıp, düşünmeye başladım. Bu beladan nasıl kurtulacağımı öğrenmem gerekiyordu, ama Dilan'a da hiç güvenmiyordum..
Dilan'a, şimdi ne yapacağız dedim.
Bilmiyorum, ama bir yolunu bulacağız dedi.
Gittiler mi, yoksa odada duruyorlar mı hala, dedim.
Gittiler, ama her an ensende peyda olabilir, seni ölüme götürebilirler, dedi.
Nasıl öldürecek beni; Ben somut, onlar soyut varlıklar, dedim.
Onlar, insanlara vesvese verirler ve aynen babam gibi sende, intihar ederek ölümü seçebilirsin dedi.
4 gündür içimde, hep bir sıkıntı vardı zaten, intihar etmeye bile meyillenmiştim iyice.
Dilan, bu haltı beraber temizleyeceğiz, beni bundan kurtaracaksın dedim.
Öyle yapacağız zaten, artık dönüşün yok dedi.
