O gün sana sorduğum soruyu hatırla. Bu işe neden giriyorsun? demiştim. Bana verdiğin yanıt güç için olmuştu. Seninle aynı sebeplerle girdim ben bu işe. Benzer yollardan geçtik ikimizde.
İnsanları en az senin kadar tanırım, belki senden bir parça daha fazla yaşın getirisiyle.
Bunlar garip mahluklar. Menfaat üzerine kuruludur hayatları, her eylemleri planlı. Ot vermez kimse, süt vermeyecek ineğe.
Bir köşeye iterler seni, ters dönmüş hamam böceği gibi debelenişini izlerler.
Tezat dolu bir toplumuz. En üçkağıtçımız en dindarımızdır genelde. En antidemokrat olanımız, en çok demokrasi diyenimizdir.
Düşünce özgürlüğü diyen, başkasına düşüncesi için küfreder. Ben insanlardan uzağım. Partilerden, dinlerden, tarikatlerden, 3 insanın bile bir araya gelip oluşturduğu tüm kümelerden uzağım.
Peki hocam insanlardan bu kadar uzaksanız, o sitede neden herkes size methiyeler diziyor?
Çünkü işimde iyiyim. Ben aldığım bir işi muhakkak yaparım.
Ne halt edersen et, işinde aranan adam olacaksın. Neyim eksik biliyor musun? Huzurum eksik.
Para? Gırla kazanıyorum. Kadın? inan bir telefona bakıyor. Huzurum yok. Çünkü ben merhamet duygumu kaybettim. Acıma duygum yoktur benim.
Bir psikopat değilim, ama duygulardan yoksunum. Materyalist değilim, ama bir materyalisten daha realist bakıyorum hayata ve kanunlarına.
Hocam peki her şey menfaat üzerine kuruluysa, bana neden onay verdiniz? Benden ne çıkarınız var.
Büyük firmalar bayilik verir değiller mi ? Ona benzer bir durum. Senin ne ruhunla, ne bedeninle bir işim var. Senle dostta olamayız, fakat benim şirketimin bir bayisi olabilirsin. Bu bana kaybettirmez, kazandırır. Gün gelir, yetişemediğim işlere koşarsın. Gün gelir, işin derinlerine indikçe belki beni de sollarsın.
Bu işte usta-çırak ilişkisi vardır. Her bilen bir sonrakine anlatır. Bunlar gizli kalır, ortaya açılıp saçılmaz.
Her sonraki, bir öncekinin üstüne bir tuğla koyar. Binlerce yıldır var bu ilim dedikleri zımbırtı.
Ne kitaplar aldım, ne insanlar peşinde koştum bunlara erişmek için.
Peki hocam, onları ayan beyan görebilecek miyim ?
Disiplini kaybetmez isen, onlara hükmedebileceksin. Bu da sadece benimle mümkün.
Buraya gel diyerek beni oturduğu koltuğa doğru çağırdı. Diz çökmemi istedi. Gözlerimi kapattı eliyle. Bu şekilde durmanı istiyorum diyerek, sağ elinin işaret ve baş parmağını sivilce sıkarmış gibi iki kaşımın arasına bastırdı...
Bana gördüklerini anlat, şimdi farklı bir boyuta geçiyor olmalısın.
Gözümün önüne gerçek hayattakine benzer görüntüler hücum etti. İlk sevdiğim kızı gördüm, ona karşı hissettiğim duyguları hissettim saniyelik bir dilimde.
Sonra benim yerine tercih ettiği o çocukla görüntüleri geldi gözümün önüne. Hakkımda kızın ona dalga geçercesine anlattıklarını duydum kulaklarımla.
Zamanda yolculuk gibiydi, zamanda yolculuk ama bulunmadığım mekanlarda...
Her biri parmaklıklarla çevrili bir tel kafesin ardında gibiydiler. Hepsi itaat için hazır bekleyen köleler gibiydiler.
İnsandan farklı bir yapıya sahiptiler. Sadık Hoca belirdi yanlarında, elindeki anahtarı bana uzattı, al da aç dercesine.
Boğuluyormuş gibi oldum, nefessiz kaldım, gözlerimi açtım. Ne gördün? Sakin ol ve anlat dedi sadık hoca.
Korkuyla karışık gözümden yaşlar akarak anlattım. O anahtarı almak azmine bağlı dedi. Azmedeceğime söz verdim.
Sadık hoca ile derslere başladık, o esnada da işe gidip geliyordum. Evde olduğum ilk günler Abdullah'ı pek sık göremiyordum.
Zaman zaman Sadık hoca elinde bir kap ile kapısını açar, kabı ona verip geri kapatırdı. Köpek besliyor gibiydi. Dersler ufak uygulamalarla alakalıydı. İşte ;
Bağlama büyüsü şöyle yapılır.
Atıyorum 4 yöntemi vardır. En garantisi şudur, ama bu çok pahalıdır. Falancası şu kadar ayda bir tekrar edilmezse etkisini yitirir vs. gibi ufak bilgiler ve uygulamalar.
O esnada da iletişim kurmak adına artan zikir sayılarım ile, günde iki saatimi zikre ayırıyorum.
Abdullah kafamı o kadar kurcalıyor ki; her sabah uyandığımda bugün kesin soracağım diye şartlanıyor, her akşam derse oturunca Sadık hoca'nın beni siktir edeceğinden korkarak susuyorum.
Gelişimin 8. gününde, bugün çok mühim bir gün olacak dedi sadık hoca.
Bugün seninle beraber büyük bir iş başaracağız....