Cinlerin Çaldığı Hayatım 6

1.5K 49 2
                                    

- Hoş geldiniz ( tok ve karizmatik bir ses )

- Hocam siteden görüşmüştük, siz misiniz ?

- Evet dostum, fakat görüşmek istediğim kişi sanırım sen değilsin. Eğer bu testten de geçti isem, rica etsem telefonu asıl sahibine verir misin ?

Görüşmek için boğazımı temizledim, telefonu hoparlörden aldım

- Merhabalar hocam, kusura bakmayın ben açacaktım fa..

- Sorun değil dostum. X caddesindeki Y cafe'nin önüne geçin, yarım saate kadar oradayım.

- Hocam sizi tanımamamız içi...

- Ben sizi bulurum, kolay gelsin.

Cümlelerimi bitirmeme dahi izin vermeden, seri bir şekilde emretmişti adeta.

Telefonu kapadım. X caddesinde Y cafesinin önüne gidecekmişiz Erhan abi, sen biliyor musun orayı dedim.

Nasıl lan, Orası benim amca oğlu'nun ortağının mekanı.

İşler garip bir hal alıyordu, anlatsan inanmaz kimse. İnanmadılar, inanmasınlar...

- Abi bu adam seni tanıyor olabilir mi ? ( kaşlarımı kaldırarak ) yahut sen onları ?

- Danışıklı dövüş diyorsun.

- Kusuruma bakma ama bu iş bildiğin film senaryosuna dönmeye başladı. Sen olsan sormaz mısın ?

- Yahu kardeşim ( sesini yükselterek ), bu adamla konuşan sensin, bana yazan da sensin. O halde bu danışıklı dövüşün içinde olacak adam da mantık olarak yine sensin.

- Biri bize oyun oynuyor olabilir mi ? Hadi beni koparacakları bir noktada değilim, ama anladığım kadarıyla sen varlıklı birisin. Ne bileyim böyle gizemler, şifreler, tesadüfler derken tüm irademizi onlara teslim etmiş gibi olmuyor muyuz ?

- Bilmiyorum, yemin ederim beynim duruyor.

- Hadi hepsi komplo, oyun diyelim. Abi senin amca oğlunun arabanı istemesi, arkadaşını kiralık araç için araman, onun da kalkıp sana belirtilen tipte arabayı getirmesi ? bunu nasıl açıklarız.

- Onu bunu bilmem ama adam kalkıp şu an ne dese yapmak zorundayız.

- Bence o da bunun farkında

- Bu kadar şov karşılıksız olmaz kardeşim. Finalde bir şey yapmasa bizi bari.

Yine mal mal gülmeye başladık. Sıkıştığımız tüm diyaloglarda güleriz ağlanacak halimize dercesine cevapsız kalıp, kahkaha basmıştık en başından beri.

Bu zaten yeterince gizemli bir iş, tuhaf bir macera iken, onu daha zevkli kılan Erhan abi'nin tuhaf çıkışlarıydı.

Ben biraz daha temkinli, o ise rahat bir adamdı.

Onun bu tutumu bana kısmen cesaret katıyordu. O gülünce ya da espri yapınca, olayları normal karşılıyor, endişelerimin abartı olduğunu düşünüyordum.

Benim temkinim ise, onda bir etki yaratmıyordu sanırım. Tüm sorularımı bir şekilde '' bilmiyorum '' ile savuşturuyor, üstüne kafa yormuyordu.

Ona göre benimki temkin değil, lunaparka götürdüğü yeğeninin ne oyuncak görürse görsün korkuyorum demesi gibi bir işti.

Büyücüye kendini zorla davet ettiren bendim, hiç tanımadığım Erhan abi'yi kendime yol arkadaşı ve sponsor olarak ayarlayan bendim, işi bu raddeye getiren bendim...

Tüm bunlara rağmen, en büyük arızayı yaratan, koşması gerekirken minik adımları dahi korkakça atan yine bendim. Erhan abinin yerinde ben olsam, anında kendime geri çekerdim.

Kırk yaşında herifi rica minnet yerinden edip, çocukça davranmak saçmaydı. O zaman ne olacaksa olacaktı. O andan itibaren bir daha sızlanmamaya karar verdim. Akılsızca bir iş yahut değildi, her ne olursa olsun bu olay benim yarattığım bir eylemdi.

Olağan olan tüm her şeyi olacağı şekli ile yaşamak, rıza göstermekti. Bir yola girmeden evvel, kırk kere düşünmenin önemini o gün cidden anladım, lakin çok geçti.

Gerçek Bir Cin HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin