Lanetli Köy 16

1.7K 44 4
                                    

Kalk abi bayılmışsın diyordu. Aradan 2 saat geçmiş neredeyse.

Kalktım annem su getirmiş onu içtim. Geçtik salona, nasıl bayıldın neyin var diyorlar.

Tansiyonum düşmüştür falan diyip geçiştirdim, ama tek başıma ne kadar süre dayanırdım bilemiyordum.

Düğüne de az kalmıştı, babama mı söylesem acaba diye düşünüyordum.

Sonra birden bire, beni yarından sonra psikologa götürün dedim.

Hayırdır niye dediler.

Soru sormayın dedim götürün...

Bunu dedim çünkü kendimden emin değildim, yani belki bende tuhaflık vardı, bundan emin olmak adına psikologa gitmek istiyordum.

Tamam oğlum dedi annem, gideriz de yarın gidelim niye sonraki gün gitmek istiyorsun...

Yarın işlerim var, sabah erken kalkıp gitmiş olurum, haberiniz olsun dedim.

Bir şey demediler. Bir süre sessizlik oldu.

Anneannemlerde ne yaptınız, var mıydı bir tuhaflık dedim.

Babam bana baktı. Ne tuhaflığı oğlum, asıl sen kendin tuhaf davranıyorsun dedi.

Sonra annem araya girdi, çay içip geldik oğlum, her zamanki gibiydi dedi.

İyi tamam ben yatıyorum, deyip odama gittim.

Gittim odaya, oturdum bilgisayarın başına. Mapse girdim yasak köyü buldum. Güncellenme tarihi çok yakın olmasa da, yine de çok eski sayılmazdı.

Basri'nin evi buldum, zoom yaptım yukarıdan, belki bir şeyler bulurum diye, ama yok net değil...

Yukarıdan da köy küçücüktü, aslında bir köyden çok geçici yerleşim alanı gibi bir şeydi.

Aklıma hocam geldi, ne yapıyordu acaba koca köyde, 77 bin şerli mahlukla tek başına.

Gidecektim zaten sabah olunca, orada kalsam ne olurdu acaba diye düşündüm, ama hocama faydam olmayacağı gibi zararım olacaktı, kendinden ziyade benim derdime düşecekti, en iyisini yaptığıma karar verip yattım.

Biraz vakit geçti aradan, bir tıkırtı vardı yine, gözlerimi açtık ki; Kardeşim, yatağımın yanında ayakta dikiliyordu.

Ne dikiliyorsun lan dibimde dedim, ses vermedi...

Sana diyorum, ne dikiliyorsun lan başımda...

Hala ses vermiyor...

Koluna dokundum, hişt sana diyorum lan...

Ama bir tuhaflık vardı, elime bir şey bulaşmıştı sanki. Elime baktım, elimdeki küldü.

O halde dondum kaldım, sonra yüzüne bakayım diye kafamı kaldırdım. Yok olmuştu, yani kardeşimin silueti gitmiş, kaybolmuştu.

Kendime tokat attım rüya mıydı lan diye, tekrar elime baktım elimde kül vardı, kesinlikle vardı, rüya falan olamazdı...

Kalktım ışığı açtım, oturdum yatağın içine sigara yaktım düşünüyorum. Bir taraftan elimdeki küle bakıyorum, diğer yandan tuvalete gitmem lazım ama tırsıyorum, zira tuvalette ayna var...

Sabaha kadar gitmedim, uyumadım da. Kısa süre sonra sabah oldu zaten, kardeşim de uyanmıştı.

Erkencisin dedim.

Hiç uyumadım abi dedi.

Niye uyumadın lan, hem dün gece benim odamda ne yapıyordun dedim.

Ne diyorsun abi, gece arkadaşlarla oyun attık sabaha kadar dedi.

Oğlum uyandım baş ucumdaydın diyorum.

Yok abi rüya görmüşsün, girmedim odana falan dedi.

Şunun için soruyordum, akşamki gelen kardeşim miydi, bir büyünün falan etkisinde olabilirdi, yani o da büyülenmiş olabilirdi.

Yoksa kardeşimle alakasız başka bir varlık, onun şekline mi girmişti.

Cevabımı almıştım, kardeşimin olan bitenden haberi yoktu. Şerli varlığın biri, onun şekliyle gelmişti odama.

Artık emindim, bunlar Karahasan'ın Basri ve yasak köydeki mahlukların işiydi. Zira dün gece, banyo aynasında gördüğüm dayımın evleneceği gelin, bunu destekler nitelikteydi...

Tamam kardeşim, ben gidiyorum annemlere söylersin işlerim var dedim.

Tamam abi dedi.

Çıktım evden, atladım arabaya hocamın köyüne vardım. Köyün girişine park ettim arabayı...

Vardım varmasına ama, köy harabeye dönmüş, birkaç ev harici bütün evler yanmış, her yer kararmış yangından ve dumanın etkisinden. Karahasanın basrinin köyden beter olmuş...

Acaba dedim, hiç hocama bakmadan geri dönsem mi. Boyumdan büyük işlere kalkışıyor gibi hissettim o an.

Bir sigara yaktım, 10 dakika köyün girişinde, harabe haline gelmiş köyü izledim... 

Gerçek Bir Cin HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin