Bir Cin Çarpması 6

1K 21 6
                                    

Enes'i aradım. Mudanya'ya gittiğimi, hocayla görüştüğümü ve hocanın dediklerini anlattım.

Enes, Okulda mısınız dedim.

Evet Okuldayım dedi.

Dilan'a baksana bir, okulda mı dedim.

Tamam bakayım bir, okuldaysa seni arayacam dedi. 20 dk sonra aradı.

Okulda, çabuk gel dedi.

Hemen atladım arabaya, gittim üniversiteye. Enes'i bulup, nerede olduğunu sordum.

Fakülte kantininde oturuyor, kendi başına dedi.

Gittim kantine, masada tek başına oturuyordu. Gitti oturdum yanına.

Bana bakmaya başladı o şeytani bakışlarla. Sonra kahkahayı patlattı. Millet bize bakıyordu, çok sinirliydim.

Nesin lan sen, niye uğraşıyordun benim diye, kısık bir sesle konuştum. Attığı kahkahadan dolayı herkes bize bakıyordu ve yeterince rezil olmuştuk.

Kafayı yemek üzereydim. Yine o şeytani bakışlara büründü.

Onu, Elif'i elimden almadan önce düşünecektin dedi.

Bir dakika dedim, hangi Elif. Hem sanane başka bir kızdan.

Eski sevgilin olan Eliften bahsediyorum dedi.

Sanane kızım eski sevgilimden. Tanımıyor, etmiyorum seni. Hem şuan ayrıldık onunla, derdin ne benle, lezbiyen misin yoksa dedim?

Gülümsedi. Başını nasıl bir derdin içine soktuğundan haberin yok. Elif'i sen, benim kadar tanıyamazsın dedi.

Şok geçiriyordum. Ne diyordu bu kız? Elif taşınıp gitmişti başka bir memlekete.

Kafayı yiyecektim. Kimsin kızım sen, kalk şuradan bir çıkalım, dışarıda konuşalım dedim.

Dışarı çıkıp, kimsenin olmadığı bir yere gittik.

Seni öldürürüm. Üç gündür, ölü hayatı yaşıyorum. Ne yaptın bana, söyle hemen dedim.

Seni öyle bir şeyin içine soktum ki, her şey bana bağlı, ben olmadan asla çözemezsin. Eğer ben yenilirsem, sende yenileceksin, eğer ben yenersem, sende kurtulacaksın dedi.

Ne yaptın bana dedim?

Bana musallat olan kabileyle anlaşmaya çalıştım. Beni bırakmalarını sağlayıp, senin başına devirecektim her şeyi. Ama olmadı, hem beni bırakmadılar, üstelik sana da musallat olmuşlar deyip kahkaha attı.

Resmen benimle dalga geçiyordu. O kahkaha attıkça ben sinirleniyordum.

Ne demek lan bu şimdi, ben yenersem sende yenersin falan?

Bu çok güçlü bir ifrit kabilesi, hepsi tehlikeli, binlerce yıl yaşamışlar dedi.

Elifle ne alakası var tüm bunların, dedim?

O baksır parçasını bana veren Elif'ti, aylar önce dedi.

Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş, bunu duyunca.

Neden versin sana, Elif'in benimle sorunu yoktu ki, dedim.

Sen öyle mi zannediyorsun dedi.

Anlat ulan her şeyi deyip, kolunu sıkmaya başladım.

Kolu o kadar sertti ki, sıktırılmıyordu.

Elif seni hiç sevmedi. Ruh hastasının tekiydi, insanlarla oynardı. Bende ona aşıktım, seninle çıkmaya başladığı zaman çok kıskanmıştım.

Onu seviyor, ama belli etmiyordum. Arkadaştık ilk başta, o da büyü işlerini, bu ilimleri biliyordur. Seni kullandı, seninle oynadı dedi.

Şok geçirmiştim. Ulan neler söylüyorsun sen, pis Lezbiyen dedim.

Gülümsedi yine. Sinir krizi geçirmek üzereydim.

Bu yaşadığım olaylar çekilmez hale gelmişti. Anladığım kadarıyla ve hocanın söylediği üzere, kurtuluşum bu Dilan kaltağına bağlıydı.

Nasıl yapacaksın, nasıl kurtaracaksın bizi bu işin içinden. Temizleyeceksin, kurtaracaksın beni. Yoksa tüm sülaleni diri diri yakarım senin, dedim.

Tehditlerimden korkmuyor, yine aynı şekilde sırıtıyordu.

İlk olarak, benim yöntemlerimle deneyecez dedi.

Başlarım senin yöntemine, ne yap et, beni kurtar dedim.

O zaman akşam bizim eve geleceksin, yüzleşeceğiz dedi.

İyice tırsmaya başlamıştım. İçimde ki o sıkıntı hala artıyor, boğulma derecesine geliyordum.

Kızın o laflarından sonra, hızlı hızlı nefes almaya başladım ve başım döndü yere yığıldım. İçten içe, bir şey beni öldürüyor gibiydi.

Dilan sadece bakıyor ve gülümsüyordu. Öldürsem yeriydi, ama kurtarmam lazımdı kendimi.

Boynunda ki ne dedi.

Muska, hoca verdi dedim.

Çıkar onu çabuk, dedi.

Neden çıkarıyım, söyle bakalım dedim. Muskayı çıkarmaya hiç niyetim yoktu.

Çıkar, yoksa gelmezler yüzleşmeye dedi.

Tamam deyip, çıkardım boynumdan. Evinin adresini alıp, ayrıldım yanından.

Ben giderken hala arkamdan bakıp, pis pis sırıtıyordu. Kampüsten çıkınca tekrar taktım muskayı.

Direk eve gitmeyi düşündüm. Biraz uyumam lazımdı. Zor bir gece olacaktı benim için.

Acaba hiç dinlemese miydim onu, tuttuğum gibi hocaya mı götürseydim Dilan'ı, diye düşünüyordum.

İşler ters teper, sarpa sarabilir diye, bu düşünceden vazgeçtim.

Eve gelip içeri girdiğimde, manzara yine aynıydı.

Lambalar ve çeşmeler açık. Mutfaktaki tüm tabaklar yerde.

Korkmaya başlamıştım yavaş yavaş. Artık görmemezlikten gelemiyordum bu olanları.

Oturma odasına geldiğimde, Televizyonun açık ve ters dönmüş olduğunu gördüm.

Bu olanlar artık, dayanabileceğim seviyeyi çoktan aşmıştı.

Gerçek Bir Cin HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin