Mustafa şerri işlerle uğraşan bir adammış, Suriye'ye gittiği ve bu işleri orada öğrendiği doğruymuş, ancak Suriyeli diye bir kimse yokmuş. Mustafa daha öncesinde bulduğu ilk defineyi şansla bulmuş birazda. Bugün nasıl ki define bulanlar var, aynen o şekilde bir bulmakmış bu.
Evet defineyi kaçırmak için Sudiye'ye gittiği ve orada bu işleri öğrendiği doğruymuş.
Şamda kalmış Mustafa, bilen bilir ki en çok olaylar Şam ve Mısırda görülür. Manevi yaşanmışlıkları fazla, enerjisi yüksek yerlerdir.
Mustafa öğrendiği bazı şerri bilgiler ile nam salmış, ancak gücü asla ve asla define çıkarmaya yetmezmiş.
Diyeceksin ki, bu şerri işler sonucu Mustafa define bile çıkaramıyorsa şeytani varlıklar ona neden yardım etmişler de insanlara şifa dağıtmış.
Çok basit, şeytani varlıkların eli ile deva bulan bu varlıklar, Mustafayı tıpkı benim yaptığım gibi ilahlaştırmışlar. Bunu kabul etsem de etmesem de böyleydi.
İlah kelimesini araştırır iseniz anlarsınız. Her şirk açıktan Allah'ı inkar ile olmaz. Allah'tan başkasından medet dilersen ve onun eli ile olduğuna inanırsan bu da bir şirktir.
Kısacası deva bulan insanlar da Allah'tan değil Mustafa'dan bilmişler.
Mustafa'yla ilişkisi olan muhtarın karısı bile kocasını eve bağlamak adına kendini sunmuş Mustafa'ya. Var sen hesap et.
Şeytanların amacı budur zaten, seni hak yoldan alıkoyup bu tür harikaları Rab edinmeni sağlamak.
Palada Mustafa'daki harikaları haber alınca, acaba bu işi yapar mı diye ona yedirmiş içirmiş, maddi olarak beslemiş.
Mustafa bir yandan rahatın tadını çıkarırken, öte yandan bu işi nasıl yapacağını kara kara düşünüyormuş.
Adam sakat, göster kerametini der mal gibi kalırsan; tatlı tatlı yediklerini acı acı kusturur sana. İşte bu esnada o şehirde bulunmamı fırsat bilen İfrit, Mustafa'ya yaklaşmış onunla anlaşmış.
Mustafa ile tanışmamı sağlamak adına başkanı rahatsızlandırmış, hatırlarsan tahlilleri normal bir insandı. (Başkan: dernek başkanı olan bayan)
Mustafa'nın başkanı iyileştirmesi ile ona tav olan ben, onun gibi olmaktan şifayı kastetsem de, amacım kibrimi yüceltmekmiş. (-ki öyleydi, her insan öyledir.)
Bu sebeple Allah'ın haram dediği işlere girmişim ve ifritin ocağına düşmüşüm. Bir anlaşma adına ortada imza gerekmez, bu işe girmek zaten kabul etmek demektir.
Mustafa, hile ile çalacağı ganimet adına beni onlarla götürmüş, hani bunu anlatmıştım önceden.
Beni türlü yalanlarla kandırmış, elindeki kitap dediğim gibi zaten yalanmış.
İnsanlara bir hazine sahibi gibi görünmek adınaymış bu kitap. Kızın ırzına geçme arzusu da...
Ne bahsettiği erkek ifrit, ne de başka bir sebepleymiş. Sadece hevesmiş, ancak beni de susturmanın bir yoluymuş bu bahane. Palanın olayını fırsat bilmiş ve girişmiş, sonunda gebermiş. (Kız ne haldedir haberim yok)
Mustafa orada ölmüş, çünkü bahsettiği üzere onu koruyan kimse yokmuş, ifritin uydurduğu gibi de ifritle olan anlaşmasını bozduğundan falan ölmemiş. Sadece ifrit birinden yardım alırsam, sonumun Mustafa gibi olacağını göstermek ve benim çıkış yollarımı kapamak istemiş.
Namaz kıldığım gece gerçekten zarar görmüş, Allah'a dönmem Erumi ve Sakil'i harekete geçirmiş. İfrit ise son bir oyun oynayarak çaycıda yaşadığım olayı gerçekleşmiştir.
Otobüste bir aşama daha katettik demesi ise, iyice saplandığımı kabul edeceğim bu işin içinde, kabullenme yaratmamı sağlamakmış.
Hatırlarsanız bir zamanlar aidsli insanlar başkalarına da bulaştırıyordu bu mikrobu. Ha işte benimde aynı duruma düşüp, insanlara bulaştırmamı sağlamak adına imiş.
Özel bir durum yok, o şehri yazmam adına ondan kaynaklanan bir durum falan.
Sınava hazırlanırken içimde beliren x şehrini yazma sebebimde, Erumi ve Sakilin ilhamı ile olmuş, Muzaffer ile tanıştıracaklar ve çözümüme vesile olacaklarmış.
Kısacası ilhama sebep olan Erumi ve Sakil iken, imanı eksik olan ben bir aşama daha katettik diyen ifritin oyununa yine gelmişim.
İmanım eksik olduğundan Erumi ve Sakille iletişime geçememişim. Kısacası, her olayı şerri işlerdeki Mustafa ya da İfrit kendini yontmuş.
Senin çaren onda derken kastedilen '0' ben değilmişim. Bu kişi muzaffermiş.
Muzaffer küçük yaşlarda sıkça cin tacizlerine maruz kalmış. Geçirdiği fiziksel rahatsızlıklarda bundanmış.
Hakk işler yapsan dahi canını yaktığın şeytaniler sana bir şekilde bulaşır. Kadından ötürü de Muzaffer'i taciz etmişler. Bu işlerle uğraşanlar kendi kanına hüküm edemezler, sorunlarını çözemezler.
Kadın benim sorunumu çözünce, dedemden miras kalan Erumi ve Sakil de ona armağan olarak muzafferin perdesini kapamışlar.