Lanetli Köy 17

1.7K 47 7
                                    

Girdim köyün içine, birkaç sağlam kalmış ev harici, hiçbir hayat belirtisi yoktu. Yasaklı köyden beter olmuştu.

Hocamın evine baktım yamaca doğru, ev hala sağlamdı, demek ki hocamın evine zarar veremedi şerli mahlukatlar...

Tam hocamın evinin olduğu yamaca çıkmaya hazırlanırken, omzuma bir el dokundu.

İrkildim, bir anda arkamı döndüm.

Kimse yoktu, ama emindim birkaç saniye evvel birisi omzuma dokunmuştu.

Bir karartı gördüm karşı tarafta, yarı yıkık ve yanmış halde duran samanlıktan.

Evet bir karartı vardı ayakta duran, bir karartı, ama samanlığın henüz yıkılmamış kısmında olduğundan ve o kısım karanlık olduğundan net seçemiyordum. Sanki beni bekliyordu oradaki şey...

Kimsin diye bağırdım ses vermedi. Tekrar kimsin diye bağırdım yine ses vermedi. Son kez kimsin diye bağırdım...

Sonra, bu birden adım attı ileri doğru, hala samanlığın içindeydi, ama bu kez görünüyordu sureti...

Şok oldum görünce, dondum kaldım, o ilk gece gördüğüm çobandı. 2 köyü ve bir sürü şerli varlığı yok edip öldürülen çoban...

O an düşündüm, bu çoban kötü birisi olsa o varlıklarla savaşmazdı, demek ki bu çobanla aynı istikamette idik...

Sonra yine kayboldu.

Gittim samanlığa doğru, samanlığı iyice aradım, fakat kimse yoktu. Tam geri çıkmak için arkamı döndüğümde çoban emmi arkamdaydı..

Korkudan dilim tutuldu sanki, 10 sn kadar hiç bir şey diyemeden bekledim öyle.

Sonra selam verdim. Selamımı aldı, rahatladım selamımı almasıyla...

Bana baktı, normal bir insan görüntüsü vardı..

Senin burada ne işin var oğlum, akşam çok kötü şeyler oldu burada. Hala bu köydeler, daha çıkmadılar, geceyi bekliyorlar dedi...

Ben dinliyordum sadece. Korku ile ümit arasındaydım. Hem korkuyor, hemde onu gördüğüme seviniyordum.

Hiçbir şey diyemeden samanlıktan dışarı çıktım. 5 Dakika kadar çömelip oturdum yerde, kendimi hala toparlayamamıştım.

Kendimi toparladıktan sonra kalktım yerimden, Çoban emmi, sen o yasak köyde öldürülmedin mi diye bağırdım samanlığın içine doğru. O hala samanlıktan çıkmamıştı.

Ses vermedi, tekrar samanlığa girdim, fakat kimse yoktu.

Hemen koşarak çıktım samanlıktan, başladım yamacı tırmanmaya. Hocamı merak ediyordum, bir an önce görmeliydim onu.

Vardım evine tıklattım kapıyı. Kapıyı açan olmadı. Hocam ben geldim diye seslendim, fakat yine açan yoktu, herhangi bir seste gelmiyordu içeriden.

Evin etrafını dolandım, ormanlık kısımdan sesler geliyordu, ağaç kırılma sesleri. Her halde hocam, ormandan ağaç topluyordur diye düşündüm. Hemen koştum ormana doğru.

Biraz koşunca ileride hocamı gördüm. Hocam ben geldim diye bağırdım, lakin hiç ses etmeden sadece eliyle gel işareti yaptı ve arkasını dönüp yürümeye başladı.

Hocam nereye gidiyorsunuz diye bağırdım, arkasını dönüp yine eliyle gel diye işaret yapıp, tekrar arkasını dönüp yürümeye başladı.

İçimden, yine bu da oyun olmasın diye geçirdim. Ama belki, hocam sesinin duyulmasını istemiyordur, belki o yüzden sadece eliyle gel işareti yapıp, ses çıkarmıyordur diye düşündüm ve takip etmeye başladım.

Hoca yürür vaziyetteydi, ben koşuyordum. En az 15-20 dakika koştum peşinden, ama yetişemedim yürür vaziyette olan hocama.

Hocam nereye gidiyorsun, niye yetişemiyorum sana diye bağırdım.

Bayağı koşmuştum, nereden baksan, 2-3 km. uzaklaşmıştık köyden.

Ben bağırınca hoca durdu ve arkasını döndü, fakat arkasını dönen hoca değildi, dayıma istemeye gittiğimiz çarşaflı kızdı.

Tüm vücudu kapalı, sadece yüzü görünüyordu. O kadar güzeldi ki, aramızdaki 50-60 metrelik mesafedeyken bile, hayran bırakıyordu kendisine.

Baka kaldım ona, oda gülümseyerek eliyle gel işareti yapıyordu. Aklım bir andan dank etti, hemen arkamı dönüp koşmaya başladım köye doğru.

Ben koşmak istiyorum, ama ayaklarım koşmamak için zorluyordu beni. Sonunda durdum, aslında bende gitmek istemiyordum, hatta sonunda ölüm olsa bile gitmeyecektim.

Arkamı döndüm, döner dönmez O arkamdaydı. Nereye gidiyorsun dedi. Korkuttum mu yoksa seni.

Gerçek Bir Cin HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin