Bir sene sonra kardeşim oldu. Amcaoğlu dediğim eleman Serkan. Serkan ile aslında kardeş gibi büyüdük. Bir nevi beni terapi etti. Onunla zaman geçiriyordum. Onu parka falan götürüyordum.
Canım gibi seviyordum. Ama Serkan biraz kendini bilmeye başlayınca amcamın tutumları ister istemez değişti.
Her öncelik Serkan'a aitti. Her şey evvela ona alınırdı. Bana bir şey lazım olsa anneme söylerdim, annem, baban alamaz der geçerdi. Ama Serkan doğrudan amcama söylerdi, istediği muhakkak gelirdi.
Belki de küçük olduğu içindi, gözümde fazla büyütüyordum ama nefretime sebep oldu hepsi.
Ortaokulu zar zor bitirdim. Sonra okumak isteyip istemediğimi sordu amcam.
Okumayacağım dedim. İnşaatlara götürmeye başladı beni. Orada da zaman bir türlü geçmiyordu.
Serkan ilkokula başlamış o zaman. Karşıma çekti beni amcam. Bak dedi yeğenim artık koca adam oldun. Okulun falanda yok, gel bu işe tutun.
İşe tutun diyor, ama benim işte gözüm yok.
Beni koyduğu şantiyeye sık sık gelip para bırakıyor.
16-17 yaşlarındayım arkadaşlarım eğlenceye gidiyor, havuza gidiyor. Ben tüm gün kasanın başında bekliyorum, ödeme yapıyorum mal getirenlere.
Ulan dünya kadar para duruyor kasada, millet borca harca karıya gidiyor diye hayıflanıyordum. Bana da lazımdı bir kadın.
Mahalleden bir arkadaşla takılırdık bazı bazı. Ulan dedim yok mu şöyle bir karı
Kerhaneye git dedi. Gitmem dedim öyle yerlere.
Sarı Safiye var dedi, falanca mahallede.
Gittim sarı Safiye'nin yanına. Elim ayağım titriyor, hiç kadın görmemişim bu niyetle.
Kapıyı çaldım, sarışın tombul bir kadın açtı. Göz kırptı, ne var gibisine.
- Ben ben ben ben...
- Sen sen sen sen hahahaha, Deyip bastı kahkahayı. Neye geldin hayırdır?
Cesaretimi topladım ama cümleyi toplayamadım.
- O iş için! Deviyerdim.
Ağzımdan çıktığı anda kadının kaşları çatıldı.
- Oha ulan hayvana bak! Paran var mı ?
Cebimden bir tomar para çıkardım. Var dedim. İyi geç içeri dedi, ama desteyi görünce gözleri iri iri açıldı.
Beni içeri aldı, eski bir hamamı vardı. Böyle kurnalı falan leş bir şey.
Gir içeri alt tarafını adam akıllı yıka sabunla dedi.
Ben banyoya yürürken, bir dakika dedi. Parasını peşin ver.
- Ne kadar diye sordum, elimi pantolonuna atıp.
Ne kadar var üstünde ?
- Üstümdekini ne yapacaksın? Ne kadar? ( biraz cesaret gelmişti bana )
- Tek sefer mi ?
- Tek sefer
- 300 lira ver yeter. (Çok fazlaydı)
Çıkardım 300 lirayı uzattım, hemen hamama girdim. Soğuk suyla alt tarafımı yıkadım. Leş kokan bir havlu ile kurulandım. İçeri geçtim.
İşte biraz muamele çekti, sonra içine girdim. Sıcak sıcak vıcık vıcık garip bir şeydi, ama şeyim sanki biraz boşluktaydı, keşke yanına bir şeyler sarıp girseydim.
Bir kere girdim, geri çektim, ikinci girişimde gittim.
İlk ilişkim 9 saniye sürmüştü.
Kahkahalarla güldü sarı safiye, ulan dedi ulan seninde mi ilk? Milli takımı ben kuruyorum desene.
Kıpkırmızı oldum, bir daha dedim. Bir dahamı, 300 daha ver o zaman dedi, ama önce git yıka altını.
Aynı hikaye, 300 daha verdim. Yarım saat sonra bir daha. O da sürsün 30 saniye..
600 lirayı sarı Safiye'ye bıraktım evime döndüm. Ama nasıl bir haldeyim, hem mahcubum, hem göğsüm kabarıyor.
Sofraya oturdum, annem yemek getirdi. Annemin yüzüne baktım, az önce yaptığım işe baktım, amcama baktım. Midem bulandı.
Amcam ve annemin bunu sürekli yaptığını düşününce, o tatlı ruh halim, canavara dönüştü.
Odama geçtim sigara yaktım. Hazmedemiyordum anasını satayım.
Ertesi sabah şantiyeye gittim. Yine ödemeler, yine akşama kadar abuk sabuk amele muhabbetlerini çektim.
Aklım fikrim sarı safiyeydi. Benim için sosyal bir aktivite imkanı gibiydi.
O hafta üç kez daha gittim Safiye'ye.
900 lira daha bıraktım. 1 haftada 1500 lira...