Cinlerle Tanışmam 8

2.2K 53 9
                                    

Mustafa dedi ki bu senin için önemli olacak lakin biz bir pay almayacağız bu işten. Eğer bir şeyler çıkarsa pala karşılığında kahveyi bize verecek (kahvede denemez ya )...

Benim çıkarım ne olacak dedim, bende sana bu ilmi vereceğim dedi.

Yine bir pazarlık... Görüyor musunuz... Sürekli bir şeyler el değiştiriyor. Karşılıksız veren sadece Allah'u tealadır..

Aslında bu herkesin bir şeyleri alması paylaşma usulünden çok, mecburiyettendir...

Mushaf'a ilmi gereği bu gömüyü şahsına alamıyor, pala ve arkadaşları gömüyü tek başına çıkaramaz korkuyorlar ya tılsım varsa diye, kaldı ki başka hoca götürseler adam ihbar mı eder bir şey mi olur bilemiyorlar.

Bu işler sakattır. Seni oraya götürür hoca dediğin adam, anlaştığı diğer adamlar gelir alır elinde. Bilemezsin hiçbir şeyi.

Yozgat'a yola çıkacağımız günün sabahında Mustafa ile buluştuk. Çarşıdan yiyecek, içecek türü erzaklar aldık, öğleden sonra pala ve arkadaşları bizi meydandan aldılar ve Yozgat'a doğru yola koyulduk.

Üstünden epey bir sene geçmiş olduğundan ötürü Mustafa ile evvela köyüne uğradık, babası anası vefat etmiş o geçen sürede, fakat küçük kardeşi ve bacısı hala köyde.

ikisi de evlenmişler, tarlaları falan yok sadece hayvancılık şu bu, birde erkek kardeşi yakın bir mevkide çalışıp akşamları köyüne dönüyor.

Bacısı ile selamlaştı, tabi araya yılların soğukluğu girmiş, erkek kardeşinin evinde kaldık Mustafa'nın.

Az biraz yemek yedik, sonra planlaştık akşam saatleri olduğundan şimdi çıkmamızın bir anlamı yoktu.

Mustafa daha evvelden kazdığı yerde bir miktar daha bulunacağını düşünüyordu. Eğer o ilk olayında onda pay isteyenler mevkiyi öğrenip deşelemedi ise, artık ilmi var olan Mustafa kalanını bir şekilde çıkarttırabilirdi.

Benim hiçbir işe karışmamamı sadece birkaç parça eşyamızı taşımamızı istediler...

Gece saat 3 te oralar gidecektik. Diğer köyleri bilmem, fakat burada jandarma falan kafasına takmazdı köylüyü... Ne terör bölgesi, ne başka bir halt, ne de çok sakini var.

Ben ilmi, Mustafa kahveyi, pala ve arkadaşları ise parayı bulacaktı.

Gittik elimizde 2 adet şu kuvvetli yanan fenerlerden vardı.

Hafif ay ışığı vardı, ancak lanet bölgesinde hayvan bile yok. Hafif bir tepenin dibinde kalmış bir yer.

Mustafa fenerleri aldı yere çöktü, bize uzaklaşın az dedi.

Kitabını çıkardı, bir şeyler yaptı, bir takım malzemeleri kullandı...

Bakır malzemelerle bir işler etti durdu...

En son palaya döndü, abi dedi bunda korkulacak bir şey yok, aramızdan biri elini falan kesecek kanını bu levhanın üstüne bulayacak...

Amaç malın kime gideceğini belirtmek minvalinde laflar etti...

Hakan arabada idi farlar kapalı biz de hemen arabanın dibinde sigara içip izliyoruz... Bilmiyorum size ne kadar korkunç gelir, insanlar neden korkmadığımı sorguluyor fakat orada sizde korkmazdınız.

Adam cebinde ufak bir jilet çıkardı hafifte el içine vurdu avucunu levhaya bastırdı. Mustafa tamamdır dedi, sonra pala da yanımıza geldi.

Hakan ve pala Mustafa'nın dedikodusunu yapmaya başladı. Mustafa bir oraya bir buraya gidip geldikçe, hele bak hareketlere falan diye kıs kıs gülüyorlardı.

Pala; Bu kadar para harcadık bir bulamazsın üzecem ecdadını falan diye tatlı sert söyleniyordu.

Detektör tarzı aleti neden kullanmıyorduk anlamadım... Mustafa rahat yarım saat gitti geldi, arada yere yattı. Görseniz koparsınız ancak adam bildiğin transa girmiş vaziyette.

Hala korkmuyoruz çünkü ortada bir şey yok.

1 saat kadar uğraştı Mustafa sonra yanımıza geldi arabaya bindik.

Pala öne oturdu hakan direksiyon geçti. Mustafa ben ve ali arkadayız, Mustafa ortamızda adam bildiğin normal duruyor ancak hareketle çok ağır çekim... Pala sordu hocam nereye gidiyoruz falan, düz sür dedi Mustafa...

Yaklaşık 5 dk sürdü hakan... Bildiğin düz yola çıktık, hani karayolu eee daha nereye kadar gideceğiz. Arkada Mustafa başını öne eğmiş, uyuyor mu iletişimde mi belli değil... Pala yine huysuzlanmaya başladı, olum yoksa bir şey oyalama bizi dedi. Mustafa biraz yükseltti sesini 'biraz sus' falan mırıldandı...

Tuhaf bir şekilde isimler seslenmeye başladı Mustafa, çok çok tuhaf isimler.

İsimleri tekrarlıyor ve her seferinde daha kuvvetli bir nara, tam ortamızda oturduğundan korktum cinnet mi geçiriyor ne oluyor buna diye... İçine kuvvetlice nefes çekiyor avazı çıktığında böğürüyor...

Harbi ağlamaklı oldum, pala bile lan ne oluyora bağladı, sen hesap et ki adamın belinde emanet var...

Hani mustafa bir halt yese ne bileyim saldırsa çeker vurur o tip bir adam, ona rağmen herif tedirgin oldu...

Allah'ım ne naralar atıyor ben ve ali bildiğin camdan çıkacağız o derece. Gözünden boncuk boncuk yaşlar dökülüyor.

Dur dur dur diye bağırdı, feryat etti... Hakan çekti sağa... İnin dedi Mustafa, sonra deli gibi koşmaya başladı.

Yolun kenarındaki ıssız araziye doğru koşuyor, ama nasıl gidiyor, çarpıldı herhalde dedik. Pala da eli belinde koşuyor. Ben ne gidebiliyorum ne kalabiliyorum...

Ne halt yedim dedim içimden... yahu öyle bir durum ki tek tanıdığın adam mala bağlamış diğeri de ödü kanına karışmış korkusundan, her an vurabilir bunu...

Velhasılı bilenler bilir eskiden yol üzerinde yalak gibi yapılar vardı, böyle ana yoldan hafif uzakta... Orada durdu bu elini o sulağın taşına bastırdı... 'altın, altın, altın, altın, altın'' bu kelimeyi belki 30 kez söyledi.

Bir yandan da zangır zangır titriyor... Pala ve diğerleri bunu tuttular oturttular, pala 1-2 tokatladı su falan döktüler kafasından...

Yere uzandı hala titriyor elleri kenetli... Yalan olmasın orada korkudan ağladım, ancak hüngür hüngür değil gözlerim yaşarıyor...

pala ya dönüp, abi bu ölüyor falan dedim... bana kalırsa ölüyor ya da içine bir şey girdi hepimizi katletecek orada...

kendi ölse şahit yazarlar, biz ölsek o daha kotu cesedimizi bulmaları zor.. Yol kenarı ancak çalı çırpı var.

Gerçek Bir Cin HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin