Murab 2

1.7K 51 5
                                    

Ben içeri girdim, ardından kızın annesini aşağıdaki misafir odası gibi bir yer dediğimiz yerde beklettim.

Ebrar'a baktım "hazır mısın" dedim, onaylayacak bir şekilde kafasını salladı, kızın çığlıkları biraz azalmıştı, yorulmuş olsa gerek ondan susmuştu..

Yanına oturdum, çok bitkin görünüyordu, soracağım sorulara cevap verir mi diye düşünürken baktı bana..

"Ne istiyorsun benden, deli miyim ben? Bıraksanıza beni" dedi.

"Gülçin bak, biz senin iyiliğin için buradayız, sana yardımcı olmak istiyoruz, bir takım yanlış şeylere kalkışmışsın umarım düzelteceğiz bunları" dedim.

"Benim senin yardımına ihtiyacım yok" diyerek yüzüme tükürüp yine bağırmaya başladı, bu sefer içinde kızgınlıkta vardı bağırışlarında..

Bağlı olan ayaklarıyla bana vurmaya çalışıyor, yumruklarını sıkıyordu.

Gözleri hepten yukarı çıkmıştı, fenalaşıyor sandım Ebrar'a hemen sıcak suyu hazırlamasını istedim, bende içeriden kolonya ile hastalar için kullandığım yünlü bezi getirdim.

Suyun içine biraz kolonya damlattıktan sonra ellerini açıp avucuna sürdüm. Gülçin biraz tırmaladı, ama sorun değildi benim için, alışkındım...

Ortalama 15-20 dakika sürdü, bu sıcak su işlemi biraz daha sakinleşmişti onu, işe yaramıştı, şimdi vereceğim sorulara daha iyi yanıt vereceğini düşündüm.

"Bak Gülçin, dediğim gibi biz sana yardım etmek için buradayız, eğer problemin neyse anlatırsan daha iyi bir şekilde sana yardımcı olabilirim.

"Derdimi bilsem burada ne arayım, bırakın beni gidecem" dedi, haklıydı kız ama ben ip ucu arıyordum sadece.

"Hmm peki neden böyle şeyler yapıyorsun? Bak eğer anlatırsan annene söylemem sevgilin mi terk etti? Hayattan mı bıktın? Neden ? "

"Yok bir şeyim benim, iyiyim ben tamam mı, rahat bırakın beni, yok bir şeyim"
"Ama böyle yaparsan seninle anlaşamayız ki" dedim ardından Ebrar'a bakıp fotoğrafları getirmesini söyledim.

7 adet fotoğraf vardı, hastalık tespiti için... Hastanın bu fotoğraflara bakarak bunları yorumlaması, bizim onun hastalığı hakkında bilgi sahibi olmamızı biraz olsa da arttırıyordu...

Resimlerden isterseniz biraz size bahsedeyim...

Bu 7 tane resimde 7 tane yüz var ve bu 7 yüzün içinde de, bizim tıpta "ugiava" diye adlandırdığımız kilit noktalar var.. Eğer hasta bu kilit noktaları 7 resmin en az 4 ünde görürse hasta olduğunu tespit ediyoruz.

Her neyse Ebrar resimleri getirip teslim etti, Gülçin'in kafası eğikti, kaldırdım bir baktım gözleri yok, tamamen kaybolmuş neredeyse, biraz salladım bir şey yaptım falan yerine geldi.

Ebrar'a baktım kız korkmuştu o kadar hasta geldi ama bunda bir değişiklik vardı.

"Ebrar iyi misin? korktuysan dışarı çıkabilirsin, hem aşağıya inip annesinin durumuna bak belki yardıma ihtiyacı vardır " deyip bahane ile Ebrar"ı aşağıya yolladım

Hasta ile hem baş başa kalmıştık... O ilk geldiği hali gitmiş, sanki bir melek olmuştu, resimleri kaldırıp gösterdim teker teker... Cevaplarını merak ediyordum açıkçası...

1. resmi gösterdim ugiava denen illeti gördü 2. yi gösterdim gördü, 3-4 derken hepsinin yerini buldu ve bana söyledi.

Kanım dondu, şu ana kadar böyle bir hadise böyle bir hastayla karşılaşmamıştım, bana gelen hastalar genelde 3-4 arasıydı, acaba yardım mı alsam büyüklerimden diye düşündüm ama bu hasta bana gelmişti.. Bunu ben iyileştirmeliydim.

"Gülçin bak.. Kolaymış değil mi kızım? Ben sana zarar verecek bir şey yapmayacam sadece biraz daha duyarlı olmanı istiyorum"

"Korkuyorum, korkuyorum o kafamın içindeki sesten korkuyorum abi, ne yapıyım ne edeyim bilmiyorum o cümleleri size ben söylemedim yemin ederim size"

"Biliyorum, biliyorum atlatacaz bu hastalığı birlikte, sen bana güven"

Ardından Gülçin'i bir odaya götürecektim, oda özel olarak karanlık olması için 3 kat kaplatılmış, kapıyı kapatınca göz gözü görmeyen bir oda...

Bu odada hastalarla daha iyi bir telepati kurduğumu düşünüyorum... Sessiz sakin ve karanlık.

Önce Gülçin'in ellerini açmalıydım biraz işkilleniyordum yine bir şeyler yapar diye, ama hayırlısı dedim, çıkardım.

Elleri ayakları çok sakindi, son ayağını çözünce birden kulağıma atladı, ısırdı kulağımı, şansa bak ki tam da Ebrar geliyormuş yukarıya. Geldi zar zor sakinleştirdik kızı.

Bu böyle kolay bir şey olmayacaktı, Ebrar'a banyo yaptırıp bunu pislikten arındırmamız gerektiğini, ardından karanlık odayı hazırlamasını ve bunu oraya götürmemiz gerektiğini belirttim.

Kulağımda da hafif diş izleri kalmıştı, kanamamıştı ama çok derindi, biraz pansuman yaptım ve sardım..

Gülçin'i ameliyat masasına bağlamıştık orada yıkayacaktık, çünkü çok asi ve agresif hareketler sergiliyordu. 

Gerçek Bir Cin HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin