Cinlerin Çaldığı Hayatım 12

1.4K 47 1
                                    

Sadık hoca başıma bir örtü koydu. Gözlerini kapa, ağzını aç dedi. Korkma, bende aynılarını yapacağım. Mümkün olduğunca hiçbir şey geçirme zihninden. Seni kontrol edeceğim, durumuna bakacağım.

Bana nefesini üfledikçe, içimde farklı hisler doğdu. Toplam beş kez nefes verdi. Korku, hüzün, sevinç, hırs ve cesaret... Bunların hepsini her nefeste farklı farklı ve yoğun bir şekilde hissettim.

Şimdi ağzına bir ot bırakacağım. Yutma, ağzında tükürükle karıştırıp em dedi.

Gözlerim kapalı, ayakta dikiliyorum. Bir kaç adım ilerde sadık hoca, başımızda beyaz bir örtü. Verdiği haltın ne olduğunu bilmiyorum ama tütüne benzer bir tadı var. Uyuşturucu olmasın diyorum içimden...

Korkma sana zarar verecek bir şey değil. Uyuşturucu değil. Buz dolu küvet falan da yok diyor dışından...

O an artık kesinlikle anlıyorum ki; bu adam düşüncelerime de hakim.

Beni iyi dinle. Bundan sonra 3 ay müddetle benimle burada yaşayacaksın. Tüm ihtiyaçlarını ben temin edeceğim. Yiyeceğin, içeceğin, kıyafetin. 3 ayın sonunda istediğine kavuşacaksın.

Beni sorgulamayacaksın, bana karşı gelmeyeceksin. 3 ayın sonunda emrine onlardan birkaçını vereceğim. Dilediğince tasarruf edebilirsin üzerlerinde. Buna razı mısın?

Başıma bir iş gelir mi ?

Zorluklarına katlanamayacaksan, burada keselim.

Gözüme önüne para pul için sırt dönen arkadaşlarım geldi. Bir lokmayı kırk kez tartan babam. Batık durumdaydım ruhen. Kabul etmem yönünde kuvvetli bir his geldi içimden. Razıyım dedim. Ulaşacaksam hakikaten razıyım.

O geceyi orada geçirmemiz için bize yastık ve battaniye verip, salonu işaret etti. Yalnız kaldığımızda Erhan abi ile birbirimize ne olduğunu sorduk.

Söylediklerini duydun dedi, bizimkileri ortadan kaldırmak için bir anlaşma yaptık. 50 bin önden vereceğim, iş bitince de 150 bin daha.

Ağzım açık kaldı ama bir bakıma da suyu aktı. Bu adamın kazandığı paraları, bir gün bende kazanabilecektim demek ki. Aslında Erhan abi ile durumumuz hemen hemen aynıydı. O para için öldürmeyi, ben gerekirse ölmeyi göze almıştım.

Sadık hoca ile sabah vedalaştık. Bana belirli zikir ödevleri verdi. 1 ay boyunca bunları temiz ve sessiz bir ortamda çalışmam gerektiğini söyledi.

Sonra burada tekrar buluşuruz, bu süreçte başına bir sıkıntı gelirse beni düşün. Seni duyabildiğimi düşün, seni görüyormuşum gibi düşün. Zaten çok uç bir sıkıntı durumunda beni arayabilirsin, ama mümkün mertebe çok sık olmasın dedi.

Erhan abi'ye de; anlaştığımız şeyi 2-3 gün içinde halletmelisin dostum dedi. Bizi uğurladı. Erhan abi ile yola koyulduk.

Erhan abi ile Azer Bülbül dinleyerek dönüşümüzü gerçekleştirirken, yaşananlara bir anlam veremiyordum.

Bundan birkaç gün önce ile şu anım arasında dağlar kadar fark vardı. Yaşanan 2-3 günün getirilerini ya da benden çalacaklarını kestiremiyordum, tüm bunlara rağmen hayatımın yeni bir yola girdiğini hissediyordum.

Öncesi ve sonrası olarak adlandıracağımız bazı olaylar vardır hepimizin hayatında. Benim üç adet var bunlardan.

İlki doğumum. Daha doğrusu babamın testislerine düşüşüm. Lanet ederim hep o güne. Ondan önce hayli kebaptı her halt bence. Casper gibi ortalıkta dolaşıyorumdur muhtemelen berzah aleminde.

Rahatımı bozdu şerefsiz herif. Anama kerkinirken, birkaç dakikalık zevk için onu değil, bir kaç bin günlük ömrümü mahfetti. Ona değil, ruhuma boşaldı.

Bir insan bu kadar egoist olabilir mi? Hayat bu kadar saçma sapan bir şekilde başlayabilir mi?

Hepimiz bunun mahsulüyüz. Şu sokakta gördüğün herkes, gizli saklı köşelerde ter döken iki canlının mahsulü.

Ayıp saydığımız bir işin kendisiyiz aslında. İç Anadolu'da ''atmık'' diye tabir edilip, çıkışı halinde gusül gerektiren bir maddeyiz lan ötesi var mı? Sahi var mı ötesi ? Bilemiyorum...

İkinci dönüm noktam bana kalırsa bu sadık hoca ziyaretidir. Yıllarca merak ettiğin bir meseleye, bodoslama dalmaktır. Sindire sindire değil, üstüne boca edilerek yaşamandır.

Yıllarca önünde durduğun, yumruklayıp vurduğun bir kapının alakasız bir anda kolaylıkla açılmasıdır. Bu kadar basitmiş lan meğer demendir. Basitliğin ürkütmesidir. Bir iş zorsa yıldırır, basitse şüphe uyandırır. En azından benim adıma böyle.

Üçüncü dönüm noktama daha sonra değineceğim.

Gerçek Bir Cin HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin