Girdap 4

949 28 2
                                    

Suyu içtikten sonra, Kamuran amca gözlerimin içine bak dedi. Gözlerinin içine baktığım anda esnemeye başladı, ne olduğuna anlam veremiyordum.

Defalarca esnemeye devam etti. Esneme geçtikten sonra bir müddet konuşmadı. Gözlerimin içine sinirli bir şekilde bakarak şu mezara bir bakalım dedi.

Hep birlikte dışarı çıktık. Mezarlığa doğru ilerledik.

Köye vardığımızda güneş batmak üzereydi. Cemal, Kamuran amcaya döndü, bu gece bizim misafirim ol yarın gündüz vakti gider bakarız dedi.

Kamuran amca bir müddet sustu bana döndü, duyduğuma göre yalnız yaşıyormuşsun, bu gece senin evinde misafir olmam daha uygun olur dedi.

Ben Kamuran amcanın benim evimde misafir olmasını istemiyordum, fakat üzerimde yine büyük bir sorumluluk olduğunu hissettim ve kafamı salladım.

Cemal evine girdi. Biz Kamuran amcayla evime doğru ilerlerken, bir anda bana dönüp, senin üzerinde büyük bir tehlike var oğul, evelallah kurtulacağız bu tehlikeden deyip gülümsedi.

Ben de bu cümleden ötürü Kamuran amcaya biraz da olsa ısındım. Eve gittik ve Kamuran amca için yatacak bir yer hazırladım.

Çay koydum. Kamuran amca eve geldiğimizden beri tavana bakıyordu. Çekindiğimden dolayı soramadım.

Garip, çok garip dedi bir anda.

Ben de garip olan ne Kamuran amca dedim.

Önemli bir şey değil, çayları koy da içelim dedi.

Çayları içip biraz konuştuk. Ona yaşadığım olayları daha ayrıntılı bir şekilde anlattım.

O anlattığım şeyleri dinleyip sadece kafa salladı, olay hakkında beni rahatlatacak herhangi bir şey söylemedi.

Uykum geldi yerim hazır mı? Dedi.

Bu üslubunu beğenmedim, ama bunu belli etmeden hazır amca hazır dedim.

Yerini gösterdim, yattı. Ben de etrafı topladıktan sonra somyaya uzandım.

Çok geçmeden içeriden, Kamuran amcanın yattığı odadan ses geldi. Tam olarak ne dediğini anlayamadım, hızlı bir şekilde odaya gittim.

Kamuran amca arkası dönük bir şekilde ayakta dikiliyordu. Bir anda bana dönüp gülümsedi. Yavaş adımlarla yanıma doğru gelmeye başladı. Odanın içi nedenini bilmediğim şekilde bir anda karardı.

Kamuran amca gözükmüyordu. Sol kolumda bir acı hissettim, kolumu kaldırdığımda siyah bir yılanın bileğimi sıktığını gördüm.

Oda bir kaç saniyeliğine aydınlandı, Kamuran amcayla aramızda en fazla 1 adım mesafe vardı.

Göz bebekleri yoktu. Öldün sen oğul deyip yukarıyı gösterdi.

Yukarıda anamla babamın boyunlarından asılı olduğunu gördüm. Dilleri dışarı çıkmıştı, yüzleri mordu ve gözleri faltaşı gibi açılmış bir şekilde gözlerimin içine bakıyorlardı.

Bir anda sıçradım. Yine sabah ezanı okunuyordu. Artık bu tür rüyalara biraz da olsa alışmıştım.

Bütün soğukkanlılığımla Kamuran amcanın olduğu odaya gittim, fakat odada yoktu.

O sırada dışarıdan ses geldi. Dışarı çıktım. Kamuran amca kapının önünde dikilmiş bahçeyi izliyordu.

Seslendim. Bana dönüp sen içeride kal dedi.

Ne olduğunu anlamamıştım.

İçeri girdim ve Kamuran amcanın gelmesini bekledim.

Çok geçmeden içeri girdi. 21 kere Nas suresi okumamı söyledi ve odasına gitti.

Dediği şeyi yaptım ve somyaya uzandım. Kapı sesiyle uyandım.

Cemal gelmişti. Kalkıp kapıyı açtım. O sırada Kamuran amca da odasından çıkıp Cemal'e selam verdi. Birlikte avluda kahvaltı yaptık.

Ben her gün yaptığım şeyleri yaptım, onlar da avluda biraz sohbet etti.

Kamuran amca bir anda ayağa kalktı, vakit geldi, şu mezara bir bakalım dedi.

Hep birlikte yola koyulduk. Mezarlığa girerken Kamuran amcanın Arapça bir şeyler söylediğini işittim.

Mezarların başındaki ağaçta yazılı olan yazıyı görünce, dün olduğu gibi yine esnemeye başladı...

Bu esnemeye bir türlü anlam veremedim.

Cemal'e dönüp, neden böyle oluyor kardeşim dedim.

Cemal işaret parmağını ağzına götürüp sus dedi.

Kamuran amcanın esnemesi geçmişti. Bana dönüp, ananla baban neden öldü dedi.

Ben de, ben küçük yaştayken ölmüşler, ecel gelmiş almış canlarını dahasını da bilmem dedim.

Kamuran amca bir müddet sustu, konuşmasını beklemeden ne yazıyor o ağaçta amca dedim.

Ağaca bakarak, 1951 yazdığını söyledi.

Ben ilk başta bu sayıya bir anlam veremedim, fakat sonra anamla babamın öldüğü tarih geldi aklıma.

1951 yılında ölmüşlerdi.

Gerçek Bir Cin HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin