Aradan 3 gün geçti işte... Vuslata varmaya saatler kaldı artık.
Dünyada toprak olan bedenim, cennette çiçek açacak... Değişecek bu dünya düzeni, her şey tarumar olacak.
Ünvanlar silinir, kariyerler biter elbet... Ama benim adım, asırlarca duracak...
Kendimi şartlandırmıştım ve kandırmıştım da. İçine bomba döşenmiş yeleği giyerken bile, bunları söylüyordum.
Son bir kez çek şu sigaradan dedi Tufan hoca. Kıramadım onu, çektim sonuna kadar ciğerlerimi parçalayan zehri.
O sigaranın içinde tütün yoktu. Esrar otuna sarılı, cesaret veren hap tozu vardı.
İki omzumdan da iğne yaptılar. O iğneler daha da cesaret vermişti bana. Bir saat sonra hayatımı kaybedecektim, ama bende 1 gram bile korku yoktu, aksine hemen geçsin şu dakikalar diye sabırsızlanıyordum.
Bomba yüklü yeleğin üstüne birde mont giydim, bombalar gözükmesin diye. Bindin son model arabama, sürdüm istiklal caddesine doğru.
Görevim; insanların en yoğun olduğu an, bombayı patlatmak.
Nihayet arabamı park edip, indim ve yürümeye başladım.
Arkamdan beni takip ettiklerini biliyordum. Belki vazgeçsem, ifşa olmamak için beni öldüreceklerini de biliyordum.
Her türlü ölüm vardı bu işim sonunda.
***
Aklıma ailem geldi, 5 aydır hiç sesini duymadığım annem geldi gözümün önüne...
Eski hayatım, eski çilelerim. Adam yerine konulmasam da, yinede bu yaşantımdan daha onurlu olan eski günlerim...
Çektiğim zikirler beni çoktan şeytana köle etmişti. İçtiğim sigara beynimin iflas etmesine neden olmuştu.
Her gece koynuma giren pislik kadınlar, insanlığımı çekip almıştı benden.
***
Bu işin dönüşü yoktu artık, bombayı patlatıp öldürecektim insanları. Türkiye'nin en işlek yerinde patlayan bomba, büyük ses getirirdi elbet.
Tabi benden sonra nice kurbanlar vardı, başka yerlerde kendini feda edecek olan.
İnsanların en yoğun olduğu yere vardım. Bir elim kumanda da, bir elim montumun yakasında.
Gözlerimden yaş süzülmeye başladı... Bu bir pişmanlık mı, bir vazgeçmemi. İlaçların etkisi geçiyor mu yoksa.
Gözlerimi kapatınca, gözümün önüne gelen, rüyamda gördüğüm dağın tepesindeki cin, korkutmuyor mu yoksa beni...
Son bir kez, kelime-i şahadet getirdim güç bela... En az 5 ay hiç dilimi almamıştım bu kelimeyi.
Onca insanların kanına girecektim saniyeler sonra, ama yinede şahadet getirmek istemiştim... Çünkü şimdi ben, ben değildim. Kalbim dur yapma, beynim durma yap diyordu.
Cinler mi çalmıştı hayatımı, yoksan ruhunu şeytana satmış, insanlar mı?
***
Son bir kez Allah deyip, bastım kumandanın butonuna. Ve her şey bitmişti...
SON
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
18_Murat_18
Murat Hüdavendiğar
**************
Ölüm saati 20:15, tarih 01.03.2018....
Bu ceset; 15.12.2015 tarihinde, İstanbul istiklal caddesinde intihar saldırısı düzenlerken, elindeki butona basamadan kalp krizi geçirmiş, polisler tarafında yakalanıp, bu zamana kadar hücre hapsinde tutulan, İŞİD üyesi bir haine aittir...
Üstünden, bu defter ve içindeki yazılar hariç, başka hiç bir şey çıkmamıştır.
Hain olduğu için, ailesi tarafından ceset alınmamıştır.
Cesedin, hainler mezarlığına gömülmesi emrolunur...