"Kız Kardeş Ling'er, gel... Çabuk gel! Küçük Hala yeniden bayıldı!"
Göklerin Altında Yedi Numara'nın ses iletim yeşiminden gelen huzursuz sesi Su Ling'er'in karıştırdığı ilacı aniden bırakmasına neden olurken hızla cevap verdi: "Hemen orada olacağım."
Xiao Ailesi, Yüzen Bulut Şehri, Kaynak Gökyüzü Kıtası. Xiao Lingxi sessizce, en rahat ve tanıdık hissettiği yatağın üzerine uzandı. Çoktan uyanmıştı, fakat yüzü hala zayıf bir edayla kaplıydı. Su Ling'er şu an küçük elleriyle Xiao Lingxi'nin bileğini tutuyordu. Az sonra Su Ling'er in parmakları Xiao Lingxi'nin kalbine uzandı. Kaşları tüm zaman boyunca çatıktı.
"Ling'er, ben iyiyim. Muhtemelen Küçük Che'nin yanımda olmamasına alışık olmadığımdan..."
Xiao Lie ve etrafındaki herkezin ifadelerinin nasıl olduğunu görünce Xiao Lingxi gülümsedi ve onları rahatlatmaya çalıştı.
Su Ling'er ellerini çekti, arkasını dönerken hafifçe gülümsedi ve Xiao Lie'ye doğru dönerek konuştu: "Rahatlayabilirsiniz. Kız Kadeş Lingxi'nin fiziksel durumunda ciddi bir problem yok, bu sadece halsizlik."
"Lingxi kaynak enerjisine sahip ve o asla canlılığına zarar verebilecek bir şey yapmaz, yine de neden böyle olup duruyor..." Xiao Lie'nin yüzü hafifçe panik izleri barındırırken, Su Ling'er'in sözlerinin endişesini azaltmadığı barizdi.
"Heehee, geçmişte asla aşk hastalığına inanmamıştım. Fakat Kız Kardeş Lingxi'nin şu anki halini görünce buna inanmak zorundayım. Her şeye rağmen Kız Kardeş Lingxi Yun Che ile beraber büyüdü. Birbirleri için hisleri diğerlerinin kıskanç hissetmesine neden olur." Çaresiz Xiao Lie'ye kıyasla Su Ling'er kıkırdıyordu. "Kız Kardeş Lingxi, çok fazla endişe etmeyi bırak. Kardeş Yun Che'nin beş yıla ihtiyacı yok. Belki de yarın birden çıkagelir. Fakat senin şu anki halini görürse kalbini kaplayan acıdan dahi ölebilir."
"Büyükbaba, Kız Kardeş Ling'er'i duydun. Bu kadar endişelenmene gerek yok. Küçük Hala'nın tüm zaman boyunca aşk hastalığından muzdarip olduğuna inanıyorum. Eğer kardeş Yun aniden beni ve çocuğumu bırakıp gitseydi, belki ben de Küçük Hala ile aynı durumda olurdum."
Göklerin Altında Yedi Numara konuşmayı bitirince yüzlerce kez tekrar ettiği, anlaşılmayan bir tonda birkaç söz fısıldadı: "Kardeş Yun'un hiç vicdanı yok. Bizi bu kadar uzun süre terketmesi... Bu olmalı... Neydi adı... Şu Tanrı Diyarı denilen yerde, her yerde perilerle... Ayrılmak istemiyor olmalı..."
"Büyük Kardeş öyle biri değil." Xiao Yun, Yun Che'yi savunmak için sessizce cevap verdi.
"Kısa bir kestirmenin ardından iyi olurum. Gerçekten endişelenmenize gerek yok. Ayrıca lütfen Xue'er ve diğerlerine söylemeyin." Xiao Lingxi konuşurken çoktan yüzünün rengi biraz canlanmıştı.
Xiao Lie'nin ifadesi oldukça sakinleşmişti. "Pekala, o zaman gerisini sana bırakıyorum. Ancak hava soğuduğu için bir süreliğine dışarı çıkmamalısın. Yun'er'in avlusuna gelince..."
"Temizlemesinin sorumluluğunu ben alırım." Su Ling'er hemen araya girdi.
"Pekala." Xiao Lingxi çabucak Su Ling'er'i onayladı ve ardından sessizce gözlerini kapadı.
Xiao Lingxi'nin odasını terk etmelerinin ardından Su Ling'er'in yüzündeki silik gülümseme ansızın kayboldu, yerini derin ve endişeli bir ifade aldı. Işınlanma formasyonuyla Yüzen Bulut Şehri'ni terk etti ve Hayali Şeytan Ülkesi'ne döndü. Daha sonra hemen Yun Ailesi'nin tıbbi avlusuna koştu. Avluya girmesinin ardından ona doğru yürüyen Yun Gu ile karşılaştı.