Beş Yeşim Evren Hapının çekirdek tıbbi gücünün ilk dalgası, dört ila altı saatlik kısa sürede rafine edildi. Süreç esnasında beklenmedik kazalar yaşanmadı. Yun Che o kadar rahat hissediyordu ki, bunu tarif etmesinin bir yolu yoktu. Sanki vücudu bulutların üzerindeydi ya da rüya aleminde dolanıyordu.
Tıbbi gücün rafine edilmesiyle, Beş Yeşim Evren Hapı da bir süre için şiddetli davranmayı bıraktı. O hayali, gizemli soğuk aura da zaman içinde bir noktada kendi vücuduyla kaynaşmıştı ve hatta vücudunun içindeki ve dışındaki yaralanmalar bile iyileşmişti.
Yun Che tekrar zihninde konsantre olmaya başladı ve yeni doğan enerjiyi stabilize etmeye ve pekiştirmeye başladı.
Ancak, bu sakin durum uzun sürmedi. Beş Yeşim Evren Hapının çekirdek tıbbi gücünün ikinci dalgası aniden dışarı salındı. Önceki seferden biraz daha zayıf olmasına rağmen, Yun Che'yi bir anda cehennemin derinliklerine yollayacak kadar güçlüydü.
Ancak, bu sefer Yun Che daha önce olduğu gibi mücadele etmek zorunda değildi. Bu yumuşak ve gizemli aura, vücudunda bir kez daha arttı, sessizce fiziğini ve enerjisini kaynaştırmadan önce bir ışık gibi, nazik bir bahar sağanağı gibi tüm vücudunu ıslattı. Sonra ikisi birlikte bu yeni tıbbi gücü bastırdı ve rafine etti.
Beş Yeşim Evren Hapının tıbbi gücünün büyük bir kısmı çekirdeğinde gizliydi. Tıbbi güç dalgaları art arda patlak verdi ve Yun Che tarafından tekrar tekrar rafine edildi. Yun Che ne zaman tıbbi gücün patlamasına dayanamayacak gibi hissetse, o rüya gibi, buz soğuğu aura derhal vücudunda dalgalanıyordu.
Bu süreç onlarca kez tekrarlandıktan sonra, Beş Yeşim Evren Hapından dışarı akan tıbbi güç oldukça zayıf hale geldi, ve tıbbi gücü bastırmasına ve rafine etmesine yardım eden hayali aura da aynı zamanda zayıfladı.
Şimdiye kadar bilinmeyen bir süre geçmişti. Belki birkaç gün, birkaç ay, hatta birkaç yıl... Tıbbi gücü rafine etme döngüsü yüzüncü kez gerçekleştiğinde, Beş Yeşim Evren Hapı sonunda tüm tıbbi gücünü serbest bırakmıştı. Daha sonra, tüm bu süreç boyunca Yun Che'yi içine sarılı tutan beş renkli, sıradışı ışık, iz bırakmadan tamamen kayboldu.
Yun Che artık zihninde rahat hissetmeyi başarmıştı, ve şaşırtıcı bir biçimde herhangi bir bitkinlik hissetmemişti. Aksine, zihni görülmemiş derecede ayık ve sakindi.
Yun Che, mevcut kaynak enerjisini hissetmek yerine, mühürlü duyularını serbest bıraktı ve sessizce gözlerini açtı... Zaman çarkı bariyeri hâlâ duruyordu, bu da içeride "bir ay"dan daha kısa zaman harcadığının kanıtıydı. Bununla birlikte, onunla birlikte bariyerin içinde bulunan Mu Xuanyin, hiçbir yerde görünmüyordu. Çevrede onun aurasının izleri de yoktu.
O anda ruhunun derinliklerinden hafif bir anka çığlığı geldi.
Buz ankası kızının ona bağışladığı ilahi ruh ipi, ruhunun içinde buz soğuğu bir ışıkla parlıyordu.
Mu Xuanyin bir zamanlar ona, İlahi Musibet Aleminin ilahi yoldaki en özel alem olduğunu söylemişti. Sadece dokuz küçük aleme sahipti, nitel bir değişiklik olmazdı, sadece kaynak gelişimcilerinin kaynak gücünü artırmıştı. Bu nedenle, kaynak gücü "zorla artırmak" için en uygun alem İlahi Musibet Alemiydi. Sadece yapılacak en kolay ve en uygun şey değildi, aynı zamanda mümkün olan en az yan etkiyle güç artışı elde etmek mümkündü.
Ayrıca Mu Xuanyin'in, Yun Che'nin İlahi Ruh Alemindeyken Beş Yeşim Evren Hapını almasına izin vermemesinin nedenlerinden biriydi.
Yun Che zihnini konsantre ederek buz ankası ilahi ruh ipiyle temas kurmaya çalıştı. Ruhuna bağlı enerji gözlerinde kıyaslanamaz derecede güçlüydü ve kaynak gücünü bir kez daha önemli ölçüde artırabilirdi.