Ölümcül Afet

327 57 2
                                    

Bugüne kadar Mu Xuanyin ile toplam seksen kez savaşmış ve meridyenleri hepsinde benzer bir şekilde kırılmıştı. Önceden meridyenlerinin her gün dahada güçlü olduğunu hissedebiliyordu, fakat bugün tam bir dönüşüm geçirmişlerdi.

Bu sadece fazladan bir Buda'nın Kalp Nilüferi taç yaprağı olsa da ortaya çıkan etkide tamamlanmamış ve mükemmel olmayan dokuz dirilişe göre dünyalar kadar fark vardı.

"Hah!"

Yun Che sesli bir kükreme atarken doğrudan "Gürleyen Cennet"i saldı Kemikleri, derisi ve kasları patlayan kaynak enerjisinin ağır baskısını hala tecrübe ediyordu fakat normalde ilk önce çöken meridyenleri şimdi sağlam ve dayanıklı bir kale gibi istikrarlıydı.

Gürleyen Cennet'i kontrol edemiyorken, zorla bu duruma geçtiğinde her seferde yoğun bir kızgınlık hissi ile dolar ve kontrolden çıkardı. Fakat bu sefer tüm vücudu güç ile doluydu ve kendi üzerinde tam bir kontrole sahip hissetti. Öncekinden daha uzun süre Gürleyen Cennet durumunda kalamasa da zirve durumunda tam kudretini sergileyebilirdi.

Bu hisle eğlenen ve şu anki meridyenlerine adapte olmaya çalışan Yun Che çabucak zaman sınırına ulaştı. Gürleyen Cennet durumundan çıktığında kaynak enerjisi ve zihni çok kısa bir sürede sakinleşti. Dik bir şekilde oturdu ve gözlerini kapadı. Bu geçen birkaç ayda Mu Xuanyin ile yaptığı antreman maçlarını zihninden geçirdi.

Mu Xuanyin her maçta sadece birkaç saldırı yapsa da hiçbir saldırısı nedensiz değildi. Saldırılarının altında özel bir neden yatıyordu.

Düşüncelere dalmışken farkında olmadan saatler geçti. Yun Che yavasça gözlerini açtı, yumruklarını sıktı ve mırıldandı: "Pekala... Yarın ustaya karşı kesinlikle bir zafer elde edeceğim!"

Kutsal Salonun önünde gökyüzü her yönden yağan soğuk karlarla kaplıydı.

Mu Xuanyin ve Yun Che karşılıklı oturuyorlardı. Biri her zamanki gibiydi, fakat ikincisinin kaynak gücü aurası meridyenlerinin dönüşümü yüzünden sinsice değişmişti.

"Usta... Lütfen bu öğrencinin kusuruna bakma!"

Önceden sadece Mu Xuanyin ona söyledikten sonra o dikkatle saldırısını başlatırdı.

Fakat bugün o ilk önce konuşma girişiminde bulunmuş ve ani bir saldırı başlatmıştı.

Birkaç ay önceki meridyenlerinin dolaşım hızı bir dereye benziyorsa, o zaman şimdiki kaynak enerjisini içeren meridyenleri bir selden birkaç dalgayı dahi karşılayabilirdi. Kaynak enerjisinin toplam miktarı ve gücünde henüz herhangi bir değişim olmamıştı fakat hızı öncekiyle kıyaslandığında tamamen farklı bir seviyeye ulaşmıştı.

Biri onun kaynak enerjisini toplamasına ve salmasına tepki veremeden Yun Che çoktan dümdüz ileri Mu Xuanyin'e doğru atılmıştı. Çok hızlı hareket ediyordu ve sadece vücudunun hayali görüntüleri görülebilirdi. Önceki tedbirli ve dikkatli tutumuna kıyasla şimdi saldırısını yaparken durdurulamaz bir vahşilik ve soğuk bir parıltı gözlerinde gün yüzüne çıktı.

Ve bunun sebebi bugünkü amacının tamamen değişmiş olmasıydı.

Mu Xuanyin önceden söylediği gibi on saldırısına dayanmak dışında kendini biraz zorlar ve o da o kadar saldırı yapabilirse zafer onun olurdu. Bunu önceden düşünmeye dahi cesaret edememişti, fakat şu an o aslında böylesine büyük bir hırsa sahipti. Sadece zafer uğruna değildi, ayrıca Buda Kalbi İlahi Damarları'na layık olduğunu kanıtlamak içindi.

Bu sabah İlahi Salon'un önüne vardığında, bu "süpriz saldırı"yı başarıyla gerçekleştirebilmek için iyi hazırlanmıştı.

Kaynak gücü değişmemiş olabilirdi fakat Yun Che'nin hızı açıkça daha fazlaydı. Diğer taraftan Mu Xuanyin önceki gibi sakindi. Parmağının hafif bir fiskesiyle tüm gökyüzünü örten kar fırtınası aniden yönünü değiştirdi ve şiddetli bir şekilde Yun Cheye doğru ilerledi.

Against The God (ATG) (6.kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin