Destan nasıl yapacağını bilmiyordu ama içindeki beden hırsızını bir şekilde yenmeliydi. Karşısındaki insanlarla daha yeni tanışmıştı. Onlara tam olarak güvenmiyordu ancak onlarla işbirliği yapmak zorundaydı. Kara Yılan elini Destan'ın önce boğazına daha sonra göğsüne götürdü.
"Ciddi bir şekilde yaralanmışsın seni şifacılara göstersek fena olmaz. Kaburgaların kırılmış,kırık kemikler iç organlarına zarar verir. Zaheer buradaki işimiz bittiyse geri dönelim ilk önceliğimiz bebekle Destan'ın sağlığı olmalı."
Zaheer öğrencisini elinden tutup kaldırdı. Daha sonra kadınla birlikte ortadan kayboldu. Onun ayrılmasından sonra Sarı Şah da mekanı terk etti. Vahşi kendi birliğine bir el işareti yaptı ve üç kişi Vahşinin işaretiyle birlikte odadan ayrıldılar. Vahşi yürüyerek Lara'nın önüne geldi.
"Destan için meraklanmayın yardımcı lider o bizim yanımızda güvende olacak ona yardım ettikten sonra sizin yanınıza getiririz."
Kara Yılan elini Destan'ın omuzuna koydu ve odadan yok oldular. Lara onların gidişini izledikten sonra Vahşiye döndü.
"O ölmeyecek öyle değil mi?"
Vahşi soğukça cevap verdi.
"Hırsızlar tehlikelidir eğer kontrol edilemezlerse yok edilirler. Destan eğer içindeki beden hırsızına kaybederse onu öldürmek zorunda kalırız. Ruh ve beden hırsızları çok tehlikelidir. Çünkü onlar yaşamak için sayısız canı acımadan yok ederler."
Lara kararlı bir şekilde sordu.
"Peki ya kazanırsa o zaman ona ne yapacaksınız. O hala enerji hırsızı olarak kalacak. O daha bir çocuk kimseye zarar verme niyeti bile yok."
Vahşi yüzüğünden kızıl renkli bir madalyon çıkartıp Lara'ya verdi.
"Eğer kazanırsa özgür kalacaktır. Enerji hırsızları her türlü enerjiyi emebilirler. Ruh ve beden hırsızlarından daha zararsızdır. Bu kızıl çağrı madalyonu, bir kaç gün içerisinde sana ulaşmak için bunu kullanacağım."
Vahşi daha sonra odada bulunan 5 kişiye baktı.Bunlar ölüm muhafızları,Karan ve Laraydı.
"Sizler burada yaşananları,yüzlerimizi,kimliklerimizi dışarıda bahsederseniz. Gelip sizi buluruz ve gerekeni yaparız."
Odada bulunanlar sert bir şekilde yutkundular. Eğer ağızlarını tutmazlarsa sonları ölüm olurdu. Vahşinin söyleyecekleri bittikten sonra o da mekanı terk etti.
Samar şehrinin güneyinde bulunan bir handa iki kişi ortaya çıktı. Bunlar Kaptan Zaheer ve öğrencisiydi. Onların ardından hana Sarı Şah geldi. Kara Yılan da yanında Destanla birlikte handa belirdi. Handa kimse yoktu sadece hancı vardı adam onları karşıladı. Hancının dikkati yabancı olan Destan'a kaydı. Eliyle Destan'ı göstererek konuştu.
"Misafirler buraya pek gelmez evlat neden buradasın bakalım."
Destan karşısındaki adamdan en ufak bir enerji hissetmiyordu.Anlaşılan karşısında normal bir kişi vardı. Kara Yılan saygılı bir şekilde adama geliş sebeplerini açıkladı.
"Efendi Kor bu çocuk ilgimi çekti ona bir konuda yardım etmem gerekiyor onu Birliğimizin ruh bölgesine götüreceğim orada yapması gerekenler var. Sanırım onun içeri girmesine karşı çıkmazsınız."
Hancı, Destan'a daha fazla bakmadı. Kaptan Zaheer'in yanına gitti. Destan Kara Yılanın neden ona Efendi olarak hitap ettiğini merak etti.
"Efendim o adamın hiç enerjisi yok neden ona efendi olarak hitap ettiniz. Siz ondan güçlü değil misiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...