170.Bölüm: Aşağılık Bir Anlaşma

2.4K 300 50
                                    

Destan büyük bir binanın önüne geldiğinde onu bir çok silahlı kişi karşılamıştı. Kızıl Zırhlı yüzlerce asker binanın çatısında penceresinde ve kapısında duruyordu. Ancak, Destan'ın dikkatini onlardan çok sayıları neredeyse iki yüzü aşkın çeşitli hayvan kürklerini üstlerine giyinmiş askerler çekmişti. Kürklerin üzerinde beyaz bir kış motifi işlenmişti. Dikkatli bir şekilde bakıldığında bu kuş bir Kaz'ı andırıyordu. Elinde kocaman ağır bir balta tutan bir kadın Destan'ın binaya doğru yürüdüğünü görünce çocuğa bakıp sinsice gülümsedi.

"Hey piç! Burası senin bulanabileceğin bir yer değil!"

Kadın Destan'ın bedeninden hiçbir aura yayılmadığını hissetmişti. Önündeki bu çocuğun ne ruhsal ne de enerji bakımından gücü yok gibiydi. Destan'ın üzerindeki kıyafetleri biraz bol olduğu için çocuğun fiziksel gücü hakkında pek fikri yoktu ancak her bakımdan önündeki çocuk sıradan bir insanı andırıyordu. Ancak çocuğun kızıl gözleri kadını az da olsa tedirgin etmişti. Eğer kadın bu çocuğun ruhunu maddeleştirmeyi başardığını bilseydi kesinlikle onunla bu şekilde konuşamazdı. Destan kadının ona hakaret ettiğini görünce sinirlenmişti. Kadın çocuğa bakıp kahkaha atmaya başladı. Destan'ın gözleri her ne kadar kızıl olsa da bu dünya da çeşitli göz renklerinde doğan milyarlarca insan vardı. Destan kadının kahkahasını duyunca yumruğunu öfkeyle sıktı. Kadına saldırıp onu sakat bırakmak istiyordu.

"Ağzını topla fahişe!"

İçinde savaşma arzusu olan bir ses duyulduğunda insanlar gerilmişti. Destan sesin geldiği yere baktığında tanıdık bir yüz gördü. Sarı saçlı adam kızıl üniformalı askerlerin arasında kadına ciddi bir yüzle bakıyordu. Adamın arkasında yerden yüksekliği iki buçuk metreyi geçen bir gergedan vardı. Kadın kafasını çevirdi ve tek kolu tamamen metalden olan adama baktı. Sarı Şah ve kadın birbirlerinin gözlerinin içine bakıyordu sanki aralarında gözünü kaçıran kaybeder oyunu oynuyorlarmış gibiydi. Kimse farkında olmasa da bu ikisi aslında savaşıyordu. Kadın yüzünü buruşturdu ve derin bir nefes verdi.

"Seni pislik herif! Zihinsel olarak güçlü olabilirsin ancak sakat bir kol ile bana karşı hiç şansın yok! Seni baltamla rahatlıkla parçalayabilirim!"

Sarı Şah kadının tehdidini duyunca metalik eliyle sırtındaki sarı kılıcı çekti. Bir anda kadın gibi giyinmiş iki yüzü aşkın insan silahlarına sarıldı. Sarı Şah kılıcını sıkıca kavradı ve savaş pozisyonu aldı.

"Şansını  fazla zorlama kadın! Buraya gelip bizi tehdit edip hayatta çıkabileceğini düşünmenizin sebebini merak ettim doğrusu!"

Sarı Şah kadına ölümcül bir bakış attı. Kadın etrafı süzdüğü zaman kızıllardan kimsenin daha silahına davranmaması dikkatini çekmişti. Kadın sinsice gülümsedi ve askerlerine silahlarını indirmeleri için işaret yaptı. Kadın kafasını çevirip uzakta onların ne yaptığını izleyen Destan'a baktı. Destan'ın arkasında iki tane kızıl zıhlı mor maskeli insan duruyordu. Destan yanında beliren ikiliye bakmadan konuştu.

"Edgar... Simon yanımda olmanıza gerek yoktu. Burada kızıllar varken bana hamle bile yapamazlardı zaten."

Edgar, soğuk gözlerle elinde balta tutan kadını süzdü. Kadın, Destan'ın yanındaki askerlerin normal olmadıklarını ilk bakışta anlamıştı. Bu ikisi cidden tehlikeli görünüyorlardı.

"Kusura bakma Destan ancak biz kralımızın emrini yerine getiriyoruz. Kralın bu aralar pek morali yok. Ancak buradaki bu toplantı yüzünden biraz endişeli. "

"Kral Sagum sana karşı hamle yapıldığı anda tüm Kara Gül'ü onları yok etmesi için göndermeye hazır olduğunu söyledi. Kusura bakma Destan ama sen bir lidersin. Eğer rakiplerin seni dostlarının önünde aşağılarsa bu seni güçsüz gösterir. Unutma ki bizler senin askeri gücünüz. Sen her ne kadar Kral ile kötü olsan da Kral seni hala seviyor kardeşim."

Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin