İyi Okumalar...
*******
Adamın kılıcı son hızla Casper'in boynuna çarptı. Kılıçtan tok bir ses duyuldu.Kimse böyle bir şey olmasını beklemiyordu. Adam'ın yüzündeki gülümseme giderek yok olurken acıyla çığlık atmaya başladı.
"Soğuk...Lanet olsun bana yardım edin!"
Casper'in boynunda ufak bir çizik belirirken adamın bedeni yavaş yavaş buz tutmaya başlamıştı. Adam korkuyla arkadaşlarına doğru gitti ama herkes şaşkınlıkla ona bakıyordu. Adam kimsenin ona yardım etmek için harekete geçmediğini görünce öfkeyle bir küfür savurdu.
"Sizi pislikler! Buzdan heykel olmak istemiyorum! Eğer bana yardım etmiyorsanız en azından yanımda sizden birilerini götürmeliyim!"
Destan'ın önünde duran adam derin bir nefes aldı ve Casper'in kellesini almaya çalışan ve şuanda buz tutan adamın önünde belirdi. Adamı boynundan kaldırıp sert bir şekilde yere vurdu. Bir kaç kemik kırılma sesi geldikten sonra adam hareket etmeyi kesmişti. Adamın ağzından kan sızarken bedeni kaskatı kesilmişti. Lider kafasını kaldırıp diğerlerini süzdü. Adamın suratında hiçbir duygu belirtisi yoktu.
"Başka ölürken bizi de yanında götürmek isteyen var mı?"
İnsanlar sert bir şekilde yutkunurken adam derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"Bende öyle düşünmüştüm. Burada bir buz büyücüsü var! Donan cesetlere ellemeyin. Hadi gidip başkalarını öldürelim ve ekibimizi biraz daha genişletelim. Elbet bir gün o buz büyücüsü ile karşılaşacağız!"
Adam kafasını çevirip Casper'in gözlerine baktı. Daha sonra hızlıca ormanın içine girdi. Diğerleri de onun peşine takılıp ilerlemeye başladılar. Destan ve Casper on dakika kadar buzla kaplı bir vaziyette durdular. Onlar bu şekilde dururken bir kaç kişi gelip onlara bakmış sonra geri çekilmişlerdi. Casper, üzerinde ki buzların eridiğini hissedince derin bir nefes aldı ve bedenini hareket ettirmeye başladı. Destan ise çoktan ilk başta dondurduğu kadının yanında duruyordu. Kadının kılıcını aldıktan sonra Casper'e döndü.
"İyi misin Casper? Biraz kötü bir deneyim olmalı ha?"
Casper öfkeli gözlerle Destan'a bakıyordu. Destan'ın planı işe yaramıştı ama Casper bir anda onun böyle bir şey yapmasını beklemiyordu.
"Seni pislik beni erkenden uyarabilirdin."
Destan ona döndü ve umursamaz bir tavırla konuştu.
"Sanki seni uyarsaydım izin verecektin. Hem saldırır pozisyondayken dondun. Bu da adamların bizim pusuya düştüğümüzü düşünmelerine sebep oldu."
Destan yerde kemikleri kırılarak ve donarak ölen adamın yanında geldi, adamın bedenini yokladı. Eli adamın kılıcına gelince Destan'ın yüzünde kocaman bir gülümseme oluşmuştu. Casper bedenini esnettikten sonra ona baktı.
"Güzel taktikti ama az daha kellem gidiyordu. Bir daha kine kılıçlarla savaşalım olur mu?"
Destan kılıçları gelişi güzel salladıktan sonra Casper'e döndü.
"Bu kılıçlar rahat değil. Denge noktaları farklı. Bir da sapları benim elime uygun değiller. Bence buzdan heykellere devam edelim."
Casper, Destan'ın kılıçlarından memnun olmadığını görünce biraz sinirlenmişti. Çünkü Destan kendisine silah değil bir maske seçmişti.
"Velet sana silah seç dedik değil mi? Sen ne yaptın gidip aptal bir maske seçtin. Maskenin tek iyi özelliği senin o aptal yüzünü tamamen örtmesi! Eğer maske yerine ikiz kılıç seçseydin şuanda burada katliam yapmış olurduk."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...