194.Bölüm: Korku!

1.9K 240 67
                                    

Tera da halkı uyarmak için çanlar çalıyordu. Halk sabahın ilk ışıklarıyla değil çanların sesleriyle uyanmışlardı. Herkes çanların neden hızlı hızlı çalındığını anlamak için sokaklara dökülmüştü. Ancak insanlar surlardan gelen savaş borularının sesini duyunca korkuya kapılmıştı. Meka'nın tamamen yok olması yüzünden bir savaş olacağını herkes biliyordu. Arien Krallığı 1000 yıl önce yıkılan Gama Krallığının Başkenti olan Meka şehrini almak için yıllarca savaşmış bir krallıktı. Ancak bir şehir için çok fazla kan dökülmüştü. Arien güçlü bir yükseliş yakalamış ve Meka şehrinin kontrolünü eline almıştı. Ancak diğer krallıklar Kıtaya korku salan Gama krallığının başkentini kolay kolay vermeye niyetli değillerdi. Ancak krallar bir araya geldi ve şuanda bile geçerliliği olan Meka anlaşması imzalandı. Meka anlaşmasına göre Meka'ya hükmeden krallık bu şehri içeriden ve dışarıdan gelecek tüm tehditlere karşı korumakla yükümlüydü. Bu anlaşmaya göre eğer Meka'ya  sahip krallık bu şehri koruyamazsa diğer krallıklar Arien'in bütün topraklarını bölüşeceklerdi. Meka aylar öncesinde yıkılmıştı ve böylece savaş başlamış oldu. İnsanlar savaşın baharda başlamasını öngörüyordu ancak çanlar çalmaya, savaş boruları ötmeye başlamıştı. Savaş beklenenden de önce gelmişti. Savaşın gelmiş olması insanlarda buruk bir hissiyata sebep olmuştu. Çünkü savaş demek kayıp yaşamlar demekti.

İnsanlar eşlerine , çocuklarına bakarken bu savaşın sonunda sevdiklerini kaybetmiş olabilecek olma ihtimali çok acı bir histi. İnsanlar daha hiç kimse ölmemişken herkesi kaybetmiş gibi ağlamaya başlamışlardı. Çünkü bu insanlar için savaş demek sadece acı ve kayıp demekti. Savaşlar insanoğlunun tarihinin kaçınılmaz bir parçasıydı. Tarihi değiştiren olayların hepsi savaşla başlamış yada savaşla son bulmuştu.

Tera da yaşayan insanlar bir cevap bekliyorlardı. Kimin onlara saldırdığı ve şehrin ne kadar süre kuşatılacağını herkes merak ediyordu. Çünkü Arien krallığındaki herkes Sulta şehrinin Güneş Krallığı tarafından nasıl acımasızca kuşatıldığından haberdardı. Luisa, Mirane ile beraber surlara doğru ilerlerken önlerinde bulunan insan kalabalığının arasından küçük bir kız gözünden yaşlar akarak çıktı. İkili hızla ilerlerken kız küçük elleriyle Mirane'nin cübbesini çekiştirdi. Mirane onu çekiştiren küçük kıza soğuk bir şekilde bakarken kız konuşmaya başladı.

"Abla, annemi bulamıyorum."

Mirane derin bir nefes verdi ve yavaşça eğilip boyunu küçük kız ile aynı hizaya getirdi.

"Pekala ufaklık annen buralarda bir yerde seni arıyor olmalı. Şimdi sakinleş annen birazdan buraya gelir."

Mirane yola devam etmek için ilerlerken küçük kız onun cübbesini bir kez daha çekiştirdi.

"Korkuyorum abla. Kötü insanlar saldıracakmış bize. "

Mirane derin bir nefes verdi tek kaşını kaldırarak kıza baktı.

"Bak ufaklık benim işim gücüm var. Seninle şimdi uğraşamam anlıyor musun? Hem ben iyi birisi falan da değilim. İnan bana ben çok kötü birisiyim. "

Kız elindeki oyuncağı Mirane'ye gösterirken konuştu.

"Bu arkadaşım Bolla! Bolla senin yardım edeceğini söyledi. Bolla bana asla yalan söylemez!"

Mirane çocuğun gösterdiği bebeğe soğuk gözlerle bakarken bu çocuğun ona yapışması yüzünden sinirlenmişti. Mirane derin bir nefes verdi ve öfkeyle bağırdı.

"Pekala herkes buraya baksın!"

İnsanlar gelen sesle beraber Mirane'ye bakmaya başlamıştı. Mirane çocuğa baktı ve soğuk bir şekilde konuştu.

Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin