Destan elini kaldırdı ve duvarda beliren motifi okşamaya başladı. Gözlerini açtıktan sonra görebildiği tek şey duvardaki bu garip semboldü. Destan bu motifin ne olduğunu anlamamıştı. Eliyle motifi okşarken bir anda geri çekildi ve derin derin nefes aldı.
"Bu...bu da ne? Sanki bir şeyi koruyor!"
Destan arkasından gelen hırıltı ile arkasına döndü. Devasa kurt öfkeli gözlerle ona bakıyordu. Destan sert bir şekilde yutkunduktan sonra elini kurda doğru kaldırdı. Dev kurt onun eline bakarken öfkeyle hırlıyordu. Ancak bir süre sonra hayvan başını Destan'ın eline değdirdi ve huzursuz bir şekilde mırıldandı. Destan kafasıyla onayladı ve kurdun kürkünü okşamaya başladı.
"Anlıyorum...Demek tüm bu öfkenizin sebebi o. Merak etme ben onlardan değilim."
Destan cübbesinin içinde bir şeyin kıpırdadığını hissetti. Elini cübbesinin içine attı ve kasabadan çıktıktan sonra kullandığı ilk dilek hakkıyla aldığı pusulayı yokladı.
"Bu şimdi nereyi gösteriyor? Usta bu pusula hangi yönü gösteriyor."
Koniah'ın suratında sert bir ifade vardı. Destan'ın gördüğü sembolün ne anlama geldiğini o çok iyi biliyordu. Koniah derin bir nefes aldı ve sert bir şekilde konuştu.
"Velet bilmediğin her şeyi bana mı soracaksın? Ben nereden bileyim! Git nereyi gösteriyorsa oraya ulaş! Burada hayatta kalman lazım o yüzden sürekli bana danışıp durma azcık kendin bazı şeyleri çöz!"
Destan keşişin öfkesi hissedince hemen kurdun üzerine çıktı. Elindeki pusulaya baktı ve pusulaya konuştu.
"Buraya gelirken bana buranın tarihini gösterecektin...Sadece bildiğim bir tarihi gösterdin bakalım şimdi ne göstereceksin!"
Destan pusulanın garip bir nesne olduğunu eline aldığı ilk anda anlamıştı. Bu pusula ile yola çıkan birisi kesinlikle kaybolurdu. Destan pusulayı çevirdi ve arkasına kazınmış olan yazının üzerinde elini gezdirdi.
"Hedefi olmadan yola çıkan kişi Gezgin. Hedefi hükmetmek olan kişi Kral olur."
Destan derin bir nefes aldı ve kurdun tüylerini sıkıca kavradı ve pusulanın gösterdiği yöne doğru ilerlemeye başladı. Gökyüzünde üç güneşte tüm ihtişamı ile parlıyordu. Destan kurdun üzerinde ilerlerken içini bir burukluk kapladı. Vicdanı adeta affedilmesi zor bir suç işlemişcesine sızlıyordu. Destan elini göğsüne götürdü. İçindeki kötü his giderek artarken Destan kurdun üzerinden düştü. Destan kendini toparlamaya çalıştı, başı dönüyordu ancak Destan ayağa kalkmayı başarmıştı. Destan derin derin nefes alırken gökyüzünde metalik bir ses duyuldu.
"Liderler ilk günü geçenleri ödüllendiriyor... Liderler kasabalara ulaşan insanlara bir görev veriyor! Beyaz Orkide Birliğinden üzerinde hiç delik olmayan kapalı siyah bir maske takan, mavi saçlı, 11 yaşlarında olan çocuğun kellesini alan kişiye bizzat Liderlerin en güçlü tekniği verilecektir!"
Destan duyduğu ses ile birlikte derin bir nefes aldı ve dişlerini sıktı.
"Bu da ne demek oluyor kelleme ödül mü koyuldu ama neden?"
Dev kurt Destan'a yaklaştı ve onun önünde eğildi. Destan kurdun aklındakileri görünce derin bir nefes verdi.
"Demek ben onların gerçek planlarını öğrendim...Ancak neyi öğrendiğimi bilmiyorum."
Kurt kafasını kaldırdı ve sanki Destan'a bir şeyler anlatmaya çalışıyormuş gibi mırıldanmaya başladı. Destan kafasıyla onayladı ve yüzüne samimi bir gülümseme yerleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
ФэнтезиArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...