Haru babasıyla beraber ilerlerken yerin sarsıldığını hissettiler. Haru hemen devasa kılıcını çıkardı ve iki eliyle tuttu. Bir anda çevrelerinde bir kaç atlı süvari belirmişti. Bir kadın Haru'ya baktıktan sonra elini havaya kaldırdı ve herkes durdu. Kadın atından indikten sonra Haru'ya ciddi bir şekilde bakmaya başladı. Daha sonra attaki adamlara bakarken konuşmaya başladı.
"Baylar bu ufaklığa bakarken dikkatli olun. Yoksa sizi bir kazığa oturtup kömürden bir heykele çevirir! Öyle değil mi Kızıl Leydi?"
Haru kadının onun hakkında bilgiye sahip olduğunu görünce kılıcını geri yüzüğüne koydu ve kadına baktı.
"Buraya neden geldiğimi biliyorsunuz o zaman."
Kadın ellerine beline koydu ve gülümsedi.
"Hayır bilmiyoruz. Tek bildiğimiz Krallıktaki en vahşi çocuklardan birisisin. Namın çok hızlı yayıldı. Kızıl Leydi! Ne yazık ki buraya ne amaçla geldiğini bize söylemezsen seni kasabamıza almayız! Yanlışlıkla çocuklarımız sana bakar falan ölmelerini istemeyiz!"
Haru öfkeli gözlerle kadına bakmaya başladı. Yaşadıkları yüzünden bu şekilde düşmanca bakışlara ve sözlere maruz kalacağını biliyordu ama Eva olmasaydı Haru neler yaşayacağını düşünmek bile istemiyordu.
"Eğer çocuğun bana bulaşırsa sonuçlarına katlanır. İyi bir anne ol ve oğluna kızların bedenlerini aşağılık bakışlarla kirletmemesi gerektiğini öğret! Buraya size nasıl ebeveyn olacağınızı anlatamaya gelmedim. Çocuklarınız için uğraşamam! Buraya Efendi Sarı Şahtan eğitim almaya geldim!"
Kadın'ın gözünde bir korku belirmişti. Haru dikkatlice baktığında diğer süvarilerin de gözlerinde korkuyu görmüştü. Kadın derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"Efendi Lucas'tan mı eğitim alacaksın?"
Haru bir an duraksadı ve konuşmaya başladı.
"Şey adını bilmiyorum, Kızıllarda Kaptandı. Tek kolu var. Sarışın...saçları, kaşları, sakalları sarı. Bana burada yaşadığı söylendi."
Kadın yüzüne ciddi bir ifade takındı ve Haru'nun arkasında duran adama baktı. Adam korkulu gözlerle atlara bakıyordu. Kadının ona baktığını görünce döndü ve kadını kafasıyla selamladı.
"Ben Rafael, Haru'nun babasıyım. Atlarınız güzelmiş ama uzak dursunlar olur mu?"
Kadın elini adama uzattı ve samimi bir tonda konuştu.
"Memnum oldum. Efendim izin verin sizi atlara bindirelim. İnsan korkularıyla yüzleşmeli. Onlardan neden korktuğunuzu anlamadım ama iyi canlılardır."
Haru babasına baktığında adamın gözlerinde ki korkuyu görmüştü. Hemen babasının elini tuttu ve ona baktı.
"İyi misin baba? Atlardan korktuğunu bilmiyordum."
Rafael kızına baktı ve sert bir şekilde yutkundu.
"Küçüklüğümde benim süvari olacağımı söylediler ve bana bir at aldılar. Ben ilk defa onun üzerindeyken huysuzlandı ve beni sırtından attı. Daha sonra bana sayısız darbe vurdu. Birçok kemiğim kırıldı adeta ölümden döndüm. Uyandığımda karşımda atımın başı duruyordu. Ailem onu öldürmüştü o zamandan beri atlara karşı büyük bir korkum var!"
Kadın elini kaldırdı ve bir at kadının yanına geldi. Kadın yüzüne samimi bir ifade ekledi.
"Bizler Axor Süvari birliğindeniz. Atlar çok sadık canlılardır onlar savaşta bizi asla terk etmezler. Küçüklüğünüzde atınıza ne oldu bilmiyorum ama onlara yeniden şans verin Lord Rafael pişman olmayacaksınız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...