Büyük bir çiftlik evinde bir kadın derin bir nefes verdi ve yatakta yatan adamın sarı saçlarını okşamaya başladı. Alisa uzun zamandır uyumuyor gibiydi. Kadın yatakta hareketsiz yatan adamın göğsündeki kanlı sargıyı yavaşça açtı ve adamın yarasına baktı.
"Neden iyileşmiyor...Sanki onun iyileşme hızı normal bir insanın yarasının iyileşme hızı ile aynı."
Kadın adamın sargısını değiştirirken gözlerinden yaşlar geliyordu. Adamın bu halde olması onu epey yıpratmıştı. Kadın derin bir nefes aldı ve parmağındaki evlilik yüzüğünü okşamaya başladı. Alisa bir anda evin içinde hissettiği enerji ile arkasına döndü. Gri gözlere ve saçlara sahip bir adam ona bakıyordu. Bu adam Jack'ten başkası değildi. Adamın kucağında ise kısacık saçlara ve kirli bir yüze sahip bir kız duruyordu. Kadın hemen ayağa kalktı ve adamın kucağındaki kızı aldı.
"Yine çok çalışmaktan mı bayı...Bu da ne böyle bu Maliq'in işareti! Bu...bu da nereden çıktı?"
Kadın kızın alnındaki dövmeyi görünce kafasını çevirip Jack'e baktı. Kadın, Jack'in alnındaki dövmeyi geç fark etmişti.
"Sende de var? Neler oluyor Jack?"
Jack kafasını çevirdi ve evin duvarına asılı olan aynaya baktı. Aynada Gri saçlara ve gözelere sahip yakışıklı bir adam duruyordu ancak adamın alnında Kızıl renkte ikiz kılıç dövmesi parlıyordu.
"Maliq bizi çağırıyor. Bu sadece çağrı...Cevap verip vermemek bizim tercihimiz. Tabi gençler için aynısı geçerli değil. Hazırlıksız yakalandılar."
Kadın derin bir nefes aldı ve Haru'yu onun için hazırlanan yatağa koydu. Jack alnındaki dövmeye uzun uzun bakarken kadın onun yanına geldi ve elini onun omuzuna koydu.
"Bizim için burada kaldığın için teşekkür ederiz Jack ama aklın başka yerde. Seni bekleyen birileri var. Onların yanına gitmelisin."
Jack derin bir nefes aldı ve kadına döndü.
"Sadece aklım Destan, Gabi ve Jasmine de. Eğer bu çağrı bana geldiyse onlara da gitmiştir. Onların ne durumda olduğunu merak ediyorum. Eğer Jasmine dayanamamış ve uyumuş ise küçük Natalia ne yapacak!"
Kadın derin bir nefes aldı ve gülümsedi.
"Jasmine de senin gibi ayakta dimdik duruyordur. O biraz inatçı bir kadın asla uyumaz. Gabriel'e gelirsek o çoktan uyumuştur. Destan ise...Onu bilmiyorum eğer o boyuta giderse bir kaç kişinin kafasını güzelce tekmeleyeceğine eminim. Maskem olmasa suratım kesinlikle dağılırdı."
Jack kadının Destan'ın tekmesinden bahsederken ki yüz ifadesini görünce kahkaha atmaya başladı.
"Demek o tekmesini hala unutmadın ha? Biliyor musun Destan da senin gibi kuklaları kontrol etmek istiyordu ama sonradan bu fikrinden vazgeçti sanırım. Aklında kuklalarla ordu kurmak bile vardı. Kukla sanatlarını öğrenmeye başlamıştı ama sonradan bıraktı. Ani kararlar veren birisi."
Kadın tek kaşını kaldırdı ve Jack'e baktı.
"Destan dan mı bahsediyorsun?"
Adam kadının neden şaşırdığını anlamamıştı kafasıyla onaylarken konuştu.
"Evet bana böyle bir planı olduğundan bahsetti. Meka onun ufkunu açtı. Meka'nın teknolojisine adeta hayran olmuştu. Gerçi Destan'ın şuanda sahip olduğu dostları sayesinde çok daha büyük projeleri olmalı. Basit kuklalar ile zaten fazla ileri gidemez."
Kadın kafasıyla onayladı ve gülümsedi.
"O çocuk çok zeki birisi eğer kuklaların gücünü gördüyse inan bana kolay kolay vazgeçmez. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...