İblis karanlık hücresinde ellerini başına koymuş kendine lanet okuyordu.
"Lanet olsun bana, kalpsizin tekiyim neden öldürmek için doğdum ki benim bu huyum yavaş yavaş Destan'a geçiyor. O da benim gibi acımasız ve kalpsiz olmaya başladı. İnsanlara karşı hiç merhameti yok. Bende yavaş yavaş ona benziyorum. Ona neden yardım ediyorum ki. Hazel... tüm bunlar senin suçun."
Destan'ın elindeki parşömen parlamaya başladı. Destan'ın altında bulunan toprak yükselmeye başladı büyük bir çember oluştu. İzleyiciler için özel yerlerde oluşmaya başlamıştı. Bir adam seyircilere bağırmaya başladı.
"Bahisler bu taraftan tanrıça Haruya parasını yatıranlar 2 alacaklar. Şu velede yatıranlar ise 8 alacak. Bu bahislerde bizzat Kuman ailem bankanız olacaktır."
Oranlar hemen belirlenmişti. Destan yüzüğünden bir kese çıkardı ve Gabriel'e fırlattı.
"Gabi bunları bana yatır bu mücadeleden sonra cebime biraz para geçecek. Bu kız yanlış kişiye meydan okudu."
Gabi elindeki keseye baktı. Destan'ın tüm gücünün biliyordu o bu savaşı asla kazanamazdı. Destan vücudunu esnetti ve savaşa hazırlık yaptı.
"İstersen bu şekilde çarpışmak zorunda değiliz. Birisinin ölmesine gerek yok."
Haru, Destan'a alaylı bir şekilde bakıyordu. Eline aldığı kılıcı sımsıkı kavramış Destan'a saldırmaya hazır bir şekilde bekliyordu.
"Korkutuysan söyle bu savaşı senin için hızlı bitirebilirim."
"Ben sadece ölmek için çok küçük olduğumuzu söylüyorum daha hayatı yaşadığımı bile söyleyemem. Madem ölümüne savaşmaya bu kadar ısrarcısın gel hadi!"
Destan sağ elini havaya kaldırdı ve duruşunu aldı. Haru sinirlenmişti çünkü Destan'ın silahını çekmemiş olması onu küçümsediği anlamına geliyordu.
"Silahsız birisiyle savaşamam silahını çıkar ve benimle yüzleş."
Destan, Leo dan aldığı hançeri çıkardı. Daha önce hiç kullanmamıştı bu yüzden kendine fazla güvenmiyordu. Destan yumruklarıyla dövüşmenin daha mantıklı olduğunu düşündü bu yüzden hançeri yüzüğüne koydu.
"Kusura bakma ama silah kullanma konusunda pek bir fikrim yok bu yüzden yumruğuma güvenmeyi tercih ediyorum sen istersen silah kullanabilirsin."
Haru elindeki kılıcı yüzüğüne geri koydu. Bu savaşta silahsız olmak onu rahatsız ediyordu ancak silahsız birisine karşı silahla dövüşmek istemiyordu. Kalabalığın içinden bir kadın haykırdı.
"Haru bu maçı durdur hemen, silahsız savaşırsan ne olacağını bilmiyoruz. Daha bu çocuğun yeteneklerini bile bilmiyorsun. Sana ustan olarak yalvarıyorum bitir şu maçı!"
Haru kendisine bağıran kişiyi görünce biraz tedirgin oldu ancak ölüm-kalım parşömeni pes eden kişinin hayatını diğerinin eline veriyordu. Bu savaş, parşömene kanını akıtanlar arasında olacaktı. Dışarıdan yardım edildiği takdirde parşömen gerekeni yapacaktı.
"Merak etme usta bu saygısıza haddini bildirdikten sonra bu savaşı bitireceğim."
"Aptallık etme Haru, eğer savaşırsan sonunda ne olacağını bilemezsin. O çocuk kendisine çok güveniyor. Sakladığı şeyler olabilir. Hemen müsabakayı sona erdir."
Destan ikilinin konuşmasını dinliyordu. Destan eğer Gabi olmasaydı asla bu parşömene kanını akıtmazdı. Haru ellerini birleştirdi daha sonra 'Ruh Uyanması' diye haykırdı. Kızın görünüşü bir anda değişti. Kızın kahverengi olan saçları kızıla dönmüştü. Yeşil gözleri değişmeye başladı ve onlarda kızıl bir elmas gibi parlamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...