Büyük bir arenanın ortasında bir kız yere çömelip kalkma hareketi yapıyordu. Kızın sırtında bir ağırlık bağlıydı. Arena da sadece bir kişi kızın çalışmasını izliyordu. Haru bir kaç kez daha eğilip kalktıktan sonra sırtındaki ağırlığı yere bıraktı. Alnından akan terleri sildikten sonra derin bir nefes aldı. Sarı Şah kollunu bir bastona dayamış kızı izliyordu. Adam kıza ifadesiz bir şekilde baktı.
"Daha 716 kez daha bu hareketi yapman gerekiyor. Bu sadece ısınma hareketi daha ağırlığı üç kat arttırıp arkandan sürükleyeceksin!"
Haru adamı duyduktan sonra gözleri isteksizlikle kısıldı. Eliyle yerdeki ağırlığı gösterdi ve konuşmaya başladı.
"Bu şey 120 kilo! Ben bunu 1284 defa eğilip kalkarken taşıdım. Size bana ağır kılıç kullanmayı öğretin dedim ama siz bana ağırlık taşıtıyorsunuz! Ben kılıcı kullanmak istiyorum!"
Sarı Sah olduğu yerden zıpladı ve kızın önüne indi. Adam serçe parmağını kaldırdı ve Haru'ya gösterdi. Adam daha sonra serçe parmağı ile ağırlığı kaldırdı ve elini sert bir şekilde salladı. Ağırlık gökyüzüne yükseldi ve hızla arenadan ayrıldı. Sarı Şah kıza baktıktan sonra yüzünde sert bir ifade belirmişti.
"Eğer bunu yapamıyorsan Ağır Kılıç kullanmak için layık değilsin! Gabriel den aldığın kılıç onun için sadece antrenman aletiydi. O kılıç seninle birleşince Magmanın Kutsal Efendisi oldu. Yani anlayacağın Gabriel'in bile senin kılıcının yeni halini severek kabul edeceğine eminim! Şimdi Kılıcın çıkar!"
Haru elini yüzüğüne götürdü ve kılıcını çıkardı. Sarı Şah kılıcı eline aldı ve kaldırıp kılıca bakmaya başladı. Adam saygılı bir şekilde konuşmaya başladı.
"Saygı değer Kılıç ruhu bana asıl ağırlığını gösterir misin?
Kılıç parladı ve Sarı Şah kılıcı daha fazla havada tutmadı ve yere bıraktı. Toprak kılıcın düşmesiyle sarsıldı. Sarı Şah yere düşen kılıca baktı ve yüzüne buruk bir gülümseme yerleştirdi.
"Gerçekten ağır! Tek elimle onu taşımam zaten mucize olurdu. Pekala Haru eğer bu kılıcın tam ağırlığını kaldırırsan ve savurmayı başarırsan seni direk olarak kılıç eğitimine sokacağım! Bu sana koyduğum şart! Eğer bunu yapabilirsen sana kılıcı kullanmayı öğreteceğim."
Haru eğildi ve kılıcı kaldırmaya çalıştı ancak kılıç bir santim bile yerden yükselmemişti. Haru'nun gözleri kızıl tonda parladı ve saçları kızıllaştı. Ancak kılıç yerinden bile oynamıyordu. Kız o kadar zorlanıyordu ki bedenindeki tüm damarlar belirmişti. Haru daha sonra kılıcı kaldırmaktan vazgeçti ve saçları eski haline dönerken Sarı Şah'a bakmaya başladı.
"O...çok ağır! Ağırlık kaldırmak şimdilik sorun değil ama kıyafetlerim kir ve terden geçilmiyor. Saçlarım da öyle! Her gün bana 5000 şınav yaptırıyorsunuz saçlarım yerlerde sürünüyor. Her gün onları yıkayıp düzeltmek çok zamanımı alıyor...Bir de bana verdiğiniz bu antrenman kıyafetleri...çok açık ve tüm vücudumu belli ediyor...İnsanların bakışları beni rahatsız ediyor."
Sarı Şah elini kızın saçlarına götürdü ve elini kızın saçlarının arasında gezdirdi. Adam elini çekti ve kıza soğuk bir şekilde bakmaya başladı.
"Haklısın saçların berbat durumda. Bana bak Haru...ben seni bir prenses veya güzel bir kadın olman için eğitmiyorum! Sen benim kapıma öğrencim olmak için geldiğinde seni ret ettim! Çünkü senin sırrını biliyorum. Eva ile olan anlaşman...Hiçbir erkek ile yakınlaşmayacak ve onlarla fiziksel yakınlık sağlamayacaksın! O kadın anlaşmanın gerekliliğini yapıyor. Hatta Leo ve babasını da onun öldürdüğünü biliyorum. Ama sen pek anlaşmaya alışamadın gibi. Eğer onunla aranda bir anlaşma olmasaydı Kızıllar seni yakalayıp içindeki kadını zorla çıkartırdı. Sen bana Ağır Kılıç Ustası olmak istediğini söyledin bende sana gidip Ateş Elementalisti olmanı söyledim! Çünkü Ağır Kılıç eğitimi zordur...Bir elementalist bunu kolay kolay kaldıramaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...