Jack atı son hızıyla Delikli Kanyonun içine sürüyordu. Arkasında 4 tane onu öldürmek için can atan kişi vardı. Onların arkasından da büyülü yaratıklar geliyordu. Güneş dağların arkasında yok olurken yıldızlar görünmeye başladı. Jack'in altındaki at yavaşladı ve at bir anda kendini yere bıraktı. Hayvan yorgunluktan bitap düşmüştü. Uzun zamandır hareket halindeydi ve kasabaya geldiklerinde de dinlenme fırsatı bulamamıştı. Jac hemen Destan'ı ayağa kaldırdı.
"Koş Destan artık hızımıza güvenmeliyiz ve saklanacak bir yer bulmalıyız. Bu adamlar gerçekten yorulmak nedir bilmiyorlar."
Destan hemen koşmaya başladı. At için üzülüyordu eğer bu işten sağ kurtulurlarsa atı gelip kurtarmak istiyordu. Destan koşarken arkasına baktı. 3 kişi hemen arkalarındaydı ama şişman olan adam geride kalmıştı. Şişman adamın yüzünde merhamete dair bir iz yoktu ve elindeki baltayla atı ikiye ayırdı.
"Lanet hayvan senin yüzünden bu kadar yolu koşmak zorunda kaldık!"
Adam daha sonra önden koşan ekip arkadaşlarına yetişti. Güçlü gözüken adam öfkeyle konuştu.
"Şişko oyalanmayı kes adamın izini kaybetmemeliyiz."
Güçlü gözüken adam ekibin lideriydi. Sıska olan adam aklındaki soruyu sordu.
"Patron neden çocuğu izlemiyoruz. O velet korunmaya muhtaç anlaşılan daha yeni yetişimci olmuş daha böcek bile öldürmediğine eminim."
Adam bir kahkaha attı. Patronun yüzünde ciddi bir ifade vardı.
"Bende o veledi izlemek isterdim ama onun hissedemiyorum. Adam da kendi enerjisini harcayarak koştuğu için için onu izleyebiliyorum. Eğer enerji kullanmayı keserse izini kesinlikle kaybedeceğiz. Burası Delikli Kanyon burada ruhsal algı veya ruh yetenekleri kullanılmaz. O yüzden onlardan gözlerinizi ayırmayın."
Kadın alaylı bir şekilde gülümsedi.
"Benim tekniğim ruh yeteneği değil. Eğer o adam ve çocuğun gözlerine bakarsam öldürmek daha kolay olacaktır."
Jack bacaklarına sürekli enerji gönderiyordu. Bu sayede daha hızlı koşuyordu. Destan doğa enerjisi sayesinde ustası ile yakın koşuyordu.
"Usta senin...enerjini...onu izliyorlardır."
Destan koşarken konuşamıyordu. Sürekli nefes alıp veriyordu. Jack'in yüzünde gergin bir ifade vardı. Yüzünde her ne kadar maske olsa da Destan onun gergin olduğunu biliyordu.
"Evlat bende biliyorum ama enerjimi kullanmazsam yakalanacağız. O adamların her biri kendini enerji konusunda eğitmiş bende onlar kadar yoğun enerji yok ben bir suikastçı olsam da suikasttan çok casusluğa önem verdim. Ben zihnimi eğittim. Ben kaçma konusunda yetenekliyim."
Destan etrafına baktı hava karanlıktı ve her tarafa net gözükmüyordu.
"Usta burası Delikli Kanyon öyle değil mi? Eğer deliklerden birine girersek saklanabiliriz."
Jack saklanma konusuna şu anlık pek olumlu bakmıyordu. Düşman deneyimliydi onların yerini rahtlıkla bulurlardı. Destan ustasının karsız kaldığını görünce konuştu.
"Usta enerji hırsızı yeteneklerimi kontrol etmek konusunda biraz iyiyim eğer bir yere saklanırsak senin enerjini hızla doğa enerjisine çeviririm."
Jack, Destan'a baktı. Onun planı gayet güzeldi.
"Peki ben koşarken benim enerjimi saklayamaz mısın?"
Jack koşarken kaybolmayı daha mantıklı bulmuştu. Eğer koşarken Destan onun enerjisini silerse düşman onları bulmak için enerjinin son bulduğu yeri arayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...