"Olmaz!...Frost ile tanışamazsın..."
Runa'nın yüzü Destan'ın sözleri ile düştü. O bir kılıç ruhu ile tanışmayı çok istiyordu. Aslında onun isteği herhangi bir silahın ruhu ile tanışmaktı. Çünkü öğrenmesi gereken çok önemli bir şey vardı.
"Şey benim kötü bir amacım yok...Sadece kendi silahımın ruhu ile temas kuramıyorum...Düşündüm ki Frost...belki bana bu konuda yardım edebilirdi."
Destan kafasını Runa'ya çevirdi ve derin bir nefes aldı.
"Senin kötü bir niyetin olduğunu zaten düşünmedim...Olmaz dedim çünkü...çünkü ben Frost ile yollarımı ayırdım!"
"Yollarını mı ayırdın. Sen...sen deli misin?"
Runa duydukları ile şaşkına dönmüştü. Destan yumruğunu sıktı ve derin bir nefes aldı.
"Ona özgürlüğünü verdim ben onu esir tutuyordum...O bulduğu ilk fırsatta benden ayrılmanın planlarını yapıyordu ve bende onu özgür bıraktım! Ona ihtiyacım yok!"
Runa Destan'ın öfkesini az çok anlamıştı. Bir silah ruhunu bir şey yapmaya zorlayamazsın yoksa silahın seni yarı yolda bırakır yada daha kötüsü silah kullanıcısını yok ederdi. Bir silahı esir etmek çok tehlikeliydi.
"Buz yeteneğini Hazelden veya Samuel den almadın değil mi? O yeteneği Frost mu sana verdi."
Destan yüzüne acı bir gülümseme yerleştirdi. Bu yeteneğe sadece tesadüfen sahip olmuştu.
"Beni öldürdüğü zaman bu yeteneğini elde ettim! Epey soğuk bir deneyimdi."
Runa Destan'ın sözlerini duyunca kahkaha attı. Çünkü Destan'ın sözleri biraz saçmaydı.
"Demek seni öldürdü ha? Sen cidden kafadan çatlaksın! Öteki dünya nasıldı. Ölüler sıkıcı olmalı."
Destan yüzünü astı ve konuşmaya devam etti.
"Ahh ne sen sor ne ben anlatayım. Hepsi kibirliydi Ruhlar asil ,orta derece ve ezikler olarak 3 sınıfa ayrılıyor. Asillerin olduğu kısımda az kavga etmedim. Ama orada iyi ruhlar da var. Muhtemelen hayatım boyunca asla görmeyeceğim güzellikte bir kadın ile tanıştım. Birde onun koruyucusu Dev Ejder kaplumbağası. Ama bir sonraki gidişimde Asil Kurbağa'yı bir güzel pataklamayı unutmayacam Pislik şey..."
"Sen cidden çatlaksın! Rüyanda güzel bir kadın gördün diye kendini öldü mü sandın! Bence sen uzun yaşamazsın!"
Destan çayını yudumladı ve derin bir nefes aldı. Yüzünde ciddi bir ifade oluştu.
"Runa!"
Kız Destan'ın ciddileştiğini görünce o da biraz ciddileşti.
"Frost dan hangi konuda yardım isteyecektin. Eğer yapabileceğim bir şey varsa sana yardım ederim...Bu güzel kahvaltının karşılığı olarak."
Runa ayağa kalktı ve Destan'ın yanına oturdu. Destan'ın elini açtı ve eline bir küre koydu. Destan eliyle elindeki şeyi yoklarken Runa konuşmaya başladı.
"Bu benim silahım! Benim elimdeyken her forma giriyor. Ama asıl formu küre. Bunu bana annem verdi. Bana bu silahı verirken içinde bir ruh olduğunu ve benimle o ruhun bağ kuracağını söyledi. Ancak ben onun sesini sadece annem öldüğünde duydum...Bana yeni bir başlangıç için Arien'e gitmemi söyledi. Sesin kimden geldiğini bilmediğim için etrafa bakınıp sordum. Bana sadece elindeki küredeki ruh olduğunu ve adını söylediğim zaman aramızda gerçek bir bağ olacağını ve bu bağın ölene kadar asla kırılmayacağını söyledi. Ancak onun sesini bir daha asla duymadım. Frost'un bana onunla nasıl konuşabileceğimi yada onun adını nasıl öğreneceğimi söyleyebileceğini düşündüm. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...