Helen yüzüne çarpan güneş ışıklarından rahatsız oldu ve gözlerini açtı. Üzerinde bir battaniye vardı. Durduğu yere bakınca kalın dalın üzerinde uyuduğunu anladı. Etrafına baktığında Destan'ın gölün kenarında meditasyon yaptığını gördü. Oturduğu daldan tek hamleyle yere indikten sonra Mai'nin, uyuduğu yerde olmadığını fark etti. Enerjisini çevreye gönderdiğinde Mai'nin varlığını evin içinde hissetti. Destan da Helen'in enerjisini hissetti ve meditasyonunu bozdu ve Helen'e bakmaya başladı. Helen onun yanına geldi saygılı bir şekilde konuşmaya başladı.
"Kusura bakmayın genç efendi, hanımımın nerede olduğunu öğrenmek için enerjimi etrafa yaydım. Sizi rahatsız etmek istemezdim."
Destan ayağa kalktı. Zihinsel olarak kendini çok yorgun hissediyordu. Kütüphane onun zihnine sürekli baskı yapıyordu. Destan bu duruma bir türlü alışamamıştı. Aynı anda bir çok tekniği öğrenmeye çalışıyor gibiydi tüm gece boyunca kütüphanenin bu özelliğini durdurmaya çalışmıştı ancak pek başarılı olamamıştı. Destan Helen'in ona sesleniş şeklinden hoşlanmıyordu.
"Helen, bana genç efendi olarak hitap etmen hoşuma gitmiyor demiştim. Eğer bana bu şekilde hitap etmeye devam edersen kibirli biri olur çıkarım. Kibirli falan olmak istemem."
Helen, gece Destan ile konuşmuştu ve Destan ona genç efendi diye hitap edilmesini sevmediğini söylemişti. Destan tüm gece enerji hırsızı kitabını okuduktan sonra elde ettiği tekniklere bakmıştı. Enerjiye dair biraz bilgisi vardı ancak enerjiyi istediği şekilde kontrol edemiyordu. Helen kendi enerjisini çevreyi taramak için kullanabiliyordu. Destan bunu nasıl yaptığını merak etmişti ancak enerji hırsızı olduğu için kendi enerjisine sahip değildi.
"Helen bana enerjinle etrafı nasıl incelediğini söyler misin? Oldukça yararlı bir şey bende yapmak isterim."
Helen enerjisini eğitmeyi seçmişti. Enerjisini kullanarak sayısız saldırı yaratabiliyordu. Destan'ın ona enerji konusunda yardım istemesine şaşırmıştı. Çünkü çok az insan enerjisini yetiştirmeye çalışırdı. Enerji eğitmeyen birisi çevresini incelemek için ya bedenini kullanır yada ruhsal algısını kullanırdı. Bedeniyle incelemeye çalışan kişiler önüne çıkan engellerin arkasını göremezdi. Ruhsal algısını yayan kişi ise çevresindeki her şeyi hissederdi ancak onun ruhsal algısı diğer canlılar tarafından rahatlıkla hissedilebilirdi. Enerji kullanarak etrafı incelemek en güvenli yöntemdi. Küçük bir alandaki her hareketi hissedebilirlerdi ve kimse tarafından hissedilmezdi. Çünkü onların enerjileri doğadaki enerji ile bir oluyordu. Tabi Destan enerji hırsızı olduğu için doğa enerjisinde yabancı enerjiyi rahatlıkla hissedebiliyordu.
"Genç efen... Şey Destan. Bu enerji eğitimi ile alakalı senin kendine ait bir enerjin yok bunu sana bakarak görebiliyorum. Ama sen benim enerjimi hissettin bunu nasıl başardın bilmiyorum ama oldukça şaşırdım. Kendi enerjin ile çevrendeki enerjideki dalgalanmaları hissetmen gerekiyor bu şekilde etrafta gizlenen her şeyi hissedebilirsin."
Destan biraz düşündü kişi doğadaki enerjiyi kendi vücuduna aldığı zaman enerji dantiana gider kullanıcısı için enerji kaynağı olur. Doğada bulunan enerji kolay kolay değişmez ancak dantian içine aldığı enerjiyi kendisine uygun hale getirir.
"Peki doğada bulunan enerjiyi kullanarak hissetmeye çalışsam nasıl olur."
Helen, Destan'ın ağzından çıkanları duyunca oldukça şaşırmıştı.
"Genç... Destan bu dediğin yöntem oldukça zor ve tehlikeli. Doğa enerjisini doğrudan kullanmaya çalışmak kişiye oldukça acı verir. Doğa enerjisi bağımsızdır o özgürlüğü arzulayan bir kuş gibidir. İlk bulduğu fırsatta dantiandan çıkıp eski formuna dönmeye çalışır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...