Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)

38.Bölüm

Destan iblisin kendi öğrencisini acımdan öldürmesine şaşırmıştı. Destan iblisin geçmişini, ona hiç sormamıştı. Ama iblis neden öğrencisini acımadan öldürdüğünü anlatmadı, öğrencisinden sadece hain olarak bahsetti. Destan iblis hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Tek bildiği onun ruhlar bölgesinden kaçıp onun bedenini ele geçirmeye çalışan bir iblis ruhu olduğuydu . Destan içinde ki sorma dürtüsüne engel olamadı ve daha önce sormadığı soruyu iblise sordu.

"İblis, senin adın ne ?"

İblis Destandan böyle bir soru beklemiyordu. Destan o kadar içten bir şekilde sormuştu sanki karşısında düşmanı yokmuş da arkadaşı varmış gibiydi. İblis yüzüne gizemli bir gülümseme takındı.

"Benim adım... Yada boşver adımı öğrenmen gerekmiyor. Eğer sana gösterdiğim anımda ki kılıç duruşlarını çalışırsan çift silah alanında rakipsiz olabilirsin. O, Li denen çocuğun sana gösterdiği teknikler sadece tek elinle kılıç kullanmanı sağlar. İki kılıç, tek kılıçtan her zaman daha iyidir."

Destan iblisin adını öğrenemediği için hayal kırıklığına uğramıştı. Ancak iblis ona çift kılıç kullanabilmesi için kendi savaşından bir anıyı göstermişti. İblis, Destan'ın kütüphanesinde oluşan yeni bir kitabın yanına gitti. Kitabı eline aldı, kitabın kapağında zümrüt yeşili harflerle 'Sessizliğin İkiz Kılıç Sanatı (?)' yazıyordu. İblis şaşkın bir şekilde Destan'a bakmaya başladı. Destan onu her gün şaşırtmaya devam ediyordu.

"Çocuk sadece benim anıma bakarak kendi felsefenle uyumlu bir teknik elde ettin. Bu kütüphaneden kimseye bahsedemezsin. Burası adeta bir hazine, kullanıcısına uygun teknikler yaratabiliyor. Eğer dünyada bu tür bir tekniğin varlığı öğrenilirse seni elde etmek için sayısız insan savaş çıkartır."

Destan iblisin elindeki kitaba bakmaya başladı. Neredeyse 10 metrelik rafları kendi teknikleriyle baştan sonra kadar dolduran iblisin Destan'ın tekniğini övmesi gerçekten şaşırılacak bir şeydi. Destan iblisin elindeki kitabı aldı. Kendini bir anda karanlık bir yerde buldu. Karşısında net bir şekilde kendisi duruyordu. Görüntünün elinde belli belirsiz bir kılıç vardı. Bu kılıcı Destan'a babası vermişti. Destan kendi görüntüsünü net bir şekilde görüyordu. Görüntünün diğer elinde de aynı kılıçtan vardı. Görüntü ikiz kılıçlarla Destan'ın sayamadığı bir çok pozisyon gösterdi. Destan onun gösterdiği her pozisyonu istemsizce tekrar etmişti. Destan, ilk başta görüntünün onu yönlendirdiğini düşünmüştü ancak daha sonra durumun tam tersi bir şekilde olduğunu anladı. Destan görüntüyü taklit etmiyordu, görüntü onu taklit ediyordu. Destan en son hareketi de yaptıktan sonra gözlerini kapattı. Karanlık oda dağıldı ve Destan kendini kütüphanenin içinde buldu. Daha sonra zihin kütüphanesinde de ayrıldı ve evinin balkonundan gökyüzüne baktı.

Güneş hala aynı yerinde duruyordu. Destan uzun zamandır meditasyon yaptığını düşünüyordu ancak güneşin tam tepeye ulaşmasında daha vardı. Destan kendini zihinsel olarak çok yorgun hissediyordu. Tüm gece uyuyamamış olsa da kendini dinç hissediyordu ama zihin kütüphanesinde geçen onca zaman onun epey yormuştu. Destan zihinsel olarak bu kadar bitik durumdayken nasıl antrenman yapacağını düşünmeye başladı. İblis Destan'ın durumunu fark ettikten sonra konuşmaya başladı.

"Anlaşılan bu kadar değerli bir tekniğin yan etkileri epey sıkıntılı. Eğer bu şekilde bir ölüm kalım mücadelesine girersen odaklanma sıkıntısı çekeceksin bu yüzden asla tam potansiyelini gösteremeyebilirsin. Hatta ölebiliriz. "

Destan midesinden yükselen gurultuyu duyunca gülmeden edemedi. Balkondan ayrıldı ve kendisine yiyecek bir şeyler yapmak için mutfağa gitti. Mai mutfağı onun için donatmıştı. Destan bir şeyler atıştırdıktan sonra Kızıl Kaptanlarının ona verdiği kitapları teker teker okumaya başladı. Destan onu zihinsel olarak ayakta tutacak bir şeyler aramak için neredeyse tüm kitapları okumuştu. Destan kalın bir bitki kitabı çıkardı. Üzerinde ' Büyük Bitki Atlası' yazıyordu Bu kitapta dünya üzerinde keşfedilen tüm bitkiler ve özellikleri vardı. Destan bu kitabı okurken neredeyse zihinsel yorgunluktan bayılacağı bir duruma gelmişti ancak en sonunda aradığı bitkiyi bulmuştu. Tüm kitabı bir anda okuması neredeyse imkansızdı. Ancak ihtiyacı olan bilgiyi zaten elde etmişti.